www.soL.org.tr
soL'un iki yılı
31 Mayıs 2008, Cumartesi

soL, 22 Mayıs 2006'da yeni bir mecrada, internette başladığı günlük yolculuğunda iki yılı arkasında bıraktı. Geçen iki yıl içerisinde yayıncılık alanına soldan müdahale anlamında önemli bir boşluğu dolduran soL, yayıncılık yaparken dönüştürücü olma iddiası taşıyan bir yayın organı olmayı da hedefledi.

 

 

soL Haber-yorum konusunda, özellikle solda, benzeri pek olmayan bir kaynak haline gelen soL'un iki yıl boyunca kadrajına girenleri derlemeye çalıştık:

Mayıs-Aralık 2006

soL’un yayın hayatının ilk ayları oldukça hareketli geçti. Dönemin önemli manşetlerinden biri, ABD ve NATO Balkanları, Ortadoğu'yu yıkarken, Amerikalı şirketlerle işbirliği içinde buraları yeniden inşa eden Enka hakkındaydı. 29 Mayıs 2006 tarihli soL, Enka'nın işgal altındaki Irak'ta, ABD için Süleymaniye'de dev bir üs yaptığına "İncirlik'e rakip geliyor" manşetinde belgeleriyle yer verdi. Enka işgal güçlerine hizmetlerinin yanı sıra, Türkiye'deki enerji soygunları, başta Rusya olmak üzere eski sosyalist ülkelerde üstlendiği misyon da bu manşetlerde işlendi. Enka manşetleri Enka emekçileri de dahil olmak üzere büyük ilgi yarattı. Elbette Enka yönetimi ve "dostları"nı da aynı ölçüde rahatsız etti. Hiçbir dayanak olmaksızın işten atılan Enka emekçileri, rahatsızlığın boyutlarını ortaya koydu.

17 Haziran 2006 tarihli manşette ise, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin çevresinden dolanan Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı'nın kimi ABD ve AB kaynaklarınca hazırlanan haritalardaki "bölünme sınırı"na denk düştüğü yorumları açık bir şekilde ilk kez soL'da yer aldı. Boru hattının Türkiye toprağı olarak görülmediği, hattın güvenliği gerekçesiyle etrafına NATO gücü yerleştirileceği bilgisi de yine ilk kez aynı manşette verildi. 13 Temmuz'da BTC'nin açılış töreni vesilesiyle hazırlanan manşette açılanın boru hattı değil, ülkeyi bölen bir "duvar" olduğu vurgulanıyordu.

 

Türkiye’nin 2006 yaz aylarına damgasını buran başlıklardan biri Lübnan’a asker göndermeyi amaçlayan tezkere idi. İsrail'in Lübnan'ı işgalini öngören soL, Türkiye'de işgale karşı direnişe en düzenli ve kapsamlı yer veren yayın oldu. 14 Temmuz 2006 tarihli gazete, "Bunun adı savaş" manşetiyle çıktı, İsrail'in Lübnan'ı işgalini ilan etti. Türkiye'de Kürt siyasetinin ve solcuların bir bölümü Hizbullah'a takılıp direnişle dayanışma konusunda kararsız kalırken soL, direnişle dayanışma konusunda ikirciksiz bir tutum almakla kalmadı Lübnan'da olup bitenleri, Lübnan Komünist Partisi başta olmak üzere direniş içinde önemli yer tutan unsurlara da dayanarak okurlarına düzenli bir şekilde ulaştırdı. Lübnan'a Türkiye'nin asker göndermesine karşı da kararlı bir tutum içerisinde olundu.

2 Ağustos 2006 tarihinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın görev atamasını “Büyükanıt savaş için atandı” manşetiyle duyuran soL, ardından gelen tezkere görüşmelerini de 29 Ağustos 2006 tarihinde “Tarihi suça ilk adım atıldı” başlığıyla verdi.

İktidarın temsilcilerince kapısı sıkça çalınan ABD, 3 Ekim 2006’da Bush’un Türkiye ziyaretiyle soL’a bir kez daha konuk oldu. Bilimin ve gerçeğin yanında olan soL, 20 Kasım 2006’daki manşetinde, MEB’in müfredata yaradılışı alması hakkındaki bilim dışı savunmasına yer verdi.

2006 yılının son ayında, dikkat çeken başlıklar arasında 3 Aralık 2006 tarihli Bush’un özel ricasıyla kapıları sonuna kadar açtıran Cargill firmasının Türkiye’de çevirdiği dolaplar vardı... Cargill gibi ülkeyi yağmalayan bir başka sermaye Ofer’in Denizli’deki projeleri ise 8 Aralık 2006 tarihli soL’da yer aldı. Yılın son haftasında Cevahir Alışveriş Merkezinde yaşanan özel güvenlik terörü, 2006’nın kapanışında ise Saddam Hüseyin’in idamı soL’un manşetiydi.

Ocak–Haziran 2007
19 Ocak 2007’de suikaste kurban giden Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinin ardında Türkiye’yi emperyalist planlara malzeme yapmak isteyenler ve bunun pazarlıklarını yürütenler olduğunu vurgulayan yine soL oldu. Takip eden günlerdeki soL manşetlerinde suikastin yarattığı tepkiler ve yurtseverlerin ABD’ye karşı yükselen sesi bulunuyordu. 29 Ocak tarihinde Yurtsever Cephe’nin tüm yurtta başlattığı ABD’den korkmuyoruz kampanyasını duyuran soL Şubat ayındaki manşetlerini de emperyalistlerle mücadele bağlamında tüm başlıklardaki işbirlikçilik ve sömürüyü deşifre etmeye ayırdı.

Cargill soL’un manşetine geçen iki yıl boyunca birden fazla kez konuk oldu. 2 Mart 2007 tarihli manşet, AKP iktidarının Cargill’i koruyan açıklamalarına yer verirken, 4 Mart 2007 manşeti, ABD’nin en büyük sermaye devlerinden Murdoch’ın Türkiye’deki ve Ortadoğu’daki çalışmalarına ve bu anlamda Türkiye’de yayına başlayan gerici Fox TV’ye ayrıldı.

2007 1 Mayıs’ı: öncesi ve sonrası
Mart ayında Irak’taki işgalde görev alan ölüm mangalarının Türkiye’de eğitilmesi meselesi, Akdeniz’deki petrol savaşları, IMF’ye kapılarını kapatan Angola, 17 Mart Irak işgali yıldönümü mitingi ve 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde AKM önünde düzenlenen eylem soL’un önemli başlıklarındandı. soL, 12 Mart 2007’de Yurtsever Cephe’nin “1 Mayıs’ta Taksim’de” bildirisi ile birlikte 1 Mayıs hazırlıklarına da başladı.

Nisan ayında dikkat çeken başlıklar arasında, satılan limanlar, eğitim çağında çalıştırılan ve geleceği yok edilen çocuklar ve sağlıkta özelleştirme yer aldı. 19 Nisan 2007 tarihinde Malatya Zirve Yayınevi’nde yaşanan cinayetlerle ilgili olarak, Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde farklı biçimlerde “kullanılacak” bir cinayetler dizisine işaret eden soL, devam eden günlerde Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçileceğinin sinyalini de ilk veren yayınlardan biri oldu.

1 Mayıs 2007'de 30 yıl aradan sonra Taksim'de olan işçi sınıfının sesi olan soL, 1 Mayıs öncesinde yürütülen çalışmalar ve 1 Mayıs günü İstanbul'da estirilen teröre karşı direncin yanında oldu. soL Mayıs ayında ayrıca 22 Temmuz seçimlerine hazırlanan yurtseverleri ve düzen partileri arasındaki işbirliği ve ittifakları da sayfalarına konuk etti.

Temmuz–Aralık 2007
“1993 Temmuz’unda Sivas’ta yanan ateş, bugün hala tazeliğini koruyor. Üstelik bu defa aynı ateş bütün memleketi sardı” diyordu 2 Temmuz tarihli soL manşeti. Aynı ay, uzun süre Türkiye’yi etkileyecek olan 22 Temmuz seçim gündemini de içeriyordu. Anavatan Partisi ve DSP’nin seçim ittifakı, düzen partilerinin patronlarla işbirliği girişimi, liberal solun AKP ile yakınlaşması gibi başlıkların yanı sıra soL, bu dönemde, emek mücadelesinde bayrağı elinden bırakmayan TKP’nin seçim çalışmalarına da geniş yer verdi. 23 Temmuz’da "Beterin beteri kazandı" manşetiyle soL, AKP iktidarının işbirlikçiliğinin devam edeceğine işaret etti.

soL Ağustos ayında, AKP’nin yeni sivil anayasasını, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKP’nin Çankaya zaferini, AKP’ye karşı dirençli bir mücadeleyi örmeye başlayan TKP’nin konferansını manşetine konu etti. Tuzla Tersaneleri'nde hızla büyüyen cinayet gibi kazaları manşetine ilk taşıyan günlük yayın da soL oldu.

Koç Holding’e peşkeş çekilen İstanbul Bienali’ni Eylül ayında manşetine alan soL, Yunanistan’daki seçimleri de unutmadı. AKP’nin sivil anayasına karşı sosyalizmin toplumcu anayasası, 25 Eylül 2007 tarihli soL’da yer aldı. TKP’nin Toplumcu Anayasa taslağı daha sonra çeşitli toplantılarla tartışıldı ve bu tartışmaların ürünleri Eylül ve Ekim aylarındaki soL sayfalarında geniş yer buldu.

Ömer Laçiner’in Türkiye’de AKP ile birlikte burjuva devriminin yeni tamamlandığı ve Türkiye'ye demokrasinin geldiğini muştuladığı yazısı soL’un 23 Eylül tarihli manşetine oturdu.

Aynı günlerde Hrant Dink’in katillerini öven İsmail Türüt’ü protesto eden Sanat Cephesi Agos Gazetesi önünde eylem yaptı ve soL sayfalarında yerini aldı.

Ekim ayında Şırnak’ta 13 askerin öldürülmesiyle ilgili olarak, Türkiye’nin uygun adım uçuruma sürüklendiğini söyleyen soL, 11 Ekim 2007 tarihli manşetinde, sınır ötesi operasyon için Meclis’te görüşülen tezkere kararının, işlemeye başlayan emperyalist planın bir parçası olduğunu yazdı. 19 Ekim’de soL, tezkere kararının sermayenin elinde nasıl kâra dönüşeceğinin işaretlerini de verdi.

29 Ekim 2007 tarihli soL manşeti, 84. yılında üzerine çarpı atılan Cumhuriyet’in analizini yaptı.

Kasım ve Aralık aylarının dikkat çekici başlıkları arasında, özelleştirmelere karşı işçi eylemleri öncelik taşıdı. Yurtsever Cephe İşçi Birliği’nin kuruluşu, Telekom işçilerinin mücadelesi, Tekel eylemleri, ve emek mücadelesinde dünyadan örnekler kasım ayında soL sayfalarında geniş yer tuttu. Düzen cephesinde ise Güneydoğu’daki Fethullah Gülen tarikatının kuşatması, AKP’nin YÖK başkanlığına atadığı Yusuf Ziya Özcan ve üniversiteler hakkında yaptığı ilginç açıklamalar vardı. Özcan’ın açıklamalarının yarattığı etki, 2008 yılı Ocak ayında devam etti. Özcan, yükseköğretimde ABD destekli AKP’nin stratejik planlarının baş uygulayıcısı olacağının sinyallerini her fırsatta verdiği demeçlerde gösterdi.

Ocak–Mayıs 2008
AKP iktidarının emek düşmanlığını, sermaye ortaklığı ve ABD işbirlikçiliği çıtasını her gün daha da yükselttiği 2008’in ilk hararetli başlığı türban meselesi oldu. Türbanın Amerikancılığı örttüğünü söyleyen soL, türban kriziyle birlikte YÖK, eğitim ve gericilik gibi konularda daha sık manşet hazırladı, daha derin bilgiler verdi. Üniversitelerde türbanı basit bir özgürlük meselesi olarak gören düzen sevdalılarına cevap, 7 bin 532 imzayla Üniversite Konseyleri Derneği’nin imza kampanyasından gelirken soL da "türbana özgürlük" ittifakını deşifre etme konusunda özel bir işlev üstlendi. Özgürlük adına hareket eden bir kısım solcu akademiysene Fethullahçı gericilerle, hatta eli kanlı faşist katillerle kolkola girdiklerini gösterdi. soL, Ocak ve Şubat aylarında yurtsever ve ilerici akademisyenlerin, onurlu aydınların duruşuna geniş yer verdi.

TKP’nin başlattığı “AKP’yi İstemiyoruz” kampanyası, türban ile gölgelenen Türkiye’deki AKP karşıtlığının yeniden ve daha güçlü örülmesini sağladı. soL bu dönemde AKP’nin işbirlikçi ve piyasacı anlayışını sergileyen manşetleriyle elektrik özelleştirmelerini, AKP’nin Cargill yasalarını, İsrail ve ABD ile ittifakını, Cüneyt Zapsu’nun İstanbul’u bedavaya pazarlayan gazetesi Gaste’yi gündemine aldı. 2 Mart 2008’de TKP’nin çağrısıyla Kadıköy’de toplanan emekçi halk, AKP’yi istemediğini gür sesiyle haykırdı.

Mart ayına AKP'ye açılan kapatma davası vurdu; soL bu gelişmeyi "AKP'ye neşter mi aşı mı" diye verdi. Kapatma davasını Ergenekon soruşturmasının uzantısı olarak İlhan Selçuk başta olmak üzere ulusalcı kesime uzanan gözaltılar izledi. Düzen içi hesaplaşmanın gelişimi ve değerlendirmesi de soL'un gündeminde olmaya devam etti.

AKP'nin emekçi düşmanlığında gaza bastığı, sosyal güvenlik yasasıyla saldırının dozunu artırdığı aylar olan Mart-Nisan'da emekçilerin ürettiği direnç de soL'un sayfalarında geniş bir şekilde yer buldu.

Nisan ayına damgasını vuran önemli bir gündem 1 Mayıs oldu. AKP emek düşmanlığını tüm çıplaklığıyla sergilerken, Başbakan'a yanıtı 1 Mayıs günü emekçiler, Taksim'e ulaşarak ve "AKP ayaklar altında" diyerek verdi. soL'da 1 Mayıs'ın her anını sayfalarına taşıdı.

Çok kısa bir aranın ardından hep beraber soL'dan bakmaya devam edeceğiz...

yazici   mail