www.soL.org.tr
Siyular ABD'yi reddediyor
23 Aralık 2007, Pazar

ABD'nin kuruluşunda gerçekleşen yerli soykırımına en fazla direnen kabile olarak tarihe geçen Siyular, ABD vatandaşlığından çekildiklerini açıkladı.

soL ABD’nin kuruluş sürecinde Kızılderililere uygulanan soykırıma, zorunlu göçe ve zulüme en fazla direnen kabile olarak tarihe geçen Siyular, o günden bu güne zalimliği iyice artan ABD yönetimine bir kez daha baş kaldırdılar. Yalnızca ABD’ye değil, onun temsil ettiği insafsızlığa, mülk edinme hırsına ve bencil bireyciliğe karşı duruşun ikonlarından biri haline gelen Büyük Şef Oturan Boğa’nın kabilesi olan Siyular, 1924 yılında kendilerine “bahşedilen” ABD vatandaşlığı hediyesini geri verme kararı aldılar.

Beyaz adamın kopyası olmayı reddediyorlar
“Bizi boyayıp kendi suretlerine benzetmeye çalışan beyazlar, kendi deyimleriyle ‘asimile’ olmamızı istiyorlar. Bizim, mutluluk anlayışı maddeye dayanan ve hırs dolu insanlar gibi yaşayıp bundan tatmin olmamız gerektiğini düşünüyorlar. Bu, bizim yolumuzdan çok farklı.
Beyaz adam ‘özgürlük’ ve ‘herkes için adalet’ olduğunu söylüyor. Bizim adaletimiz ve özgürlüğümüz vardı, bu yüzden neredeyse kökümüzü kazıdılar. Bunu unutmayacağız.”

Amerika Yerlileri Büyük Konseyi - 1927

Siyu kabilelerinin yetkililerinden oluşan bir heyet hafta başında ABD Dışişleri Bakanlığı’na bir mesaj gönderdi. Kabile bu mesajda ABD hükümeti ile, bazıları yüz elli yıl kadar önce imzalanan anlaşmalardan tek taraflı olarak çekildiklerini açıkladı. Çarşamba günü kabileleri temsilen bir basın açıklaması yapan temsilci Russel Means, kendi pasaportlarını ve sürücü ehliyetlerini vermeye başlayacaklarını belirterek Siyu ülkesinde vergi olmayacağını ve ABD vatandaşlığından çıkan herkesi vatandaş kabul etmeye hazır olduklarını söyledi.

Açıklamada ayrıca ABD’nin Büyük Siyu Ulusu ile 1851 ve 1868 yıllarında imzaladığı 33 antlaşmanın hepsini ihlal ettiği belirtildi. “ABD toprağımızı, suyumuzu ve çocuklarımızı çalmaya devam ediyor” ifadelerine yer verilen açıklamada ABD’nin yürüttüğü toprak ilhak politikasının Siyuları “Beyaz adamın bir kopyasına” dönüştürdüğü vurgulandı.

Sembolik bir çıkış
“İnanmakta güçlük çekiyorum, ama duydum ki onların Büyük Şefi herkesten üzerinde yaşadığı toprak ve sahip olduğu mallar için her yıl para topluyormuş. İnsanın yaşayabilmek için sahip olması gereken şeyler için bile her yıl para ödemesi gerekiyormuş. Eminim biz böyle bir kanun ile yaşayamazdık.”

amcasından aktaran Charles Eastman (Ohiyesa) – Siyu Kabilesi

Kızılderililer, soykırımın ardından ABD’nin en verimsiz topraklarında yaşamaya zorlanmıştı. ABD hükümetinin adeta soyu tükenen bir cins hayvan muamelesi yaptığı Kızılderililere ait bölgeler, doğal parklar için kullanılana benzer bir kelime olan “rezervasyon” olarak adlandırılmıştı. ABD, Kızılderilileri sözde muhtariyet verilen bu bölgelerde de rahat bırakmamış, bilhassa sonradan değerli kaynaklar bulunduğu ortaya çıkan yerlerden Kızılderilileri sürmekten çekinmemişti. Böylelike bir ırktan geriye kalan son temsilciler de kendi memleketlerinde mülteci haline getirilmişti.

Siyu kabilesinin ABD vatandaşlığını bıraktığını ilan etmesi, sembolik olmakla birlikte değerli bir çıkış. Emperyalizmin kalbinde, ABD’nin kendi sınırları içerisinde, dört bir yanı ABD ile çevrili bir ülke kuracaklarını iddia eden Siyular, bunu başarıp başaramamalarından bağımsız olarak ABD’nin zorbalığına boyun eğmenin tek çıkar yol olmadığını, başkaldırmanın da mümkün olduğunu gösteriyorlar.

Yok olmayan bir sembol

“Bizim inancımıza göre mal mülk sevgisi, alt edilmesi gereken bir zaaftır. O, maddiyatçılığı davet eder. Eğer dizginlenmezse zamanla insanın dengesini bozar. Bu yüzden çocuklar daha küçükken cömertliğin güzelliğini öğrenmelidir.”

Charles Eastman (Ohiyesa) – Siyu Kabilesi

 

Kızılderili kültürü, mülk edinme hırsını aşağılayan, doğa sevgisini öven, alçakgönüllü olmayı ve paylaşmayı teşvik eden yönleriyle hep başta ABD olmak üzere emperyalist kapitalizmin dünyaya dayattığı tüketimci, bireyci yaşam tarzına karşı duruşun bir sembolü oldu.

Modern insanlık kapitalizmin yalnızlaştıran, yabancılaştıran gündelik hayatı içine gömüldükçe, Kızılderili kültürü bir çeşit “geçmişte kalmış bilgelik” olarak algılanmaya başladı. Kızılderililerin, kendilerini yok etmekte olan kapitalizm hakkında söyledikleri, özlü sözler olarak kaydedildi ve pek çok insan için “ne kadar doğru” hissiyatıyla hayran olunan aforizmalara dönüştü.

Her ne kadar insanlığın nasıl topluca bu illetten kurtulabileceğine dair tutarlı önermeler sunmasa da, Kızılderili kültürü yalınlığı ve “kral çıplak” çarpıcılığıyla kapitalizme yönelik zamanın eskitemeyeceği eleştiriler sunmaya devam ediyor.

“Biz hepimiz dürüst olduğumuz için, yoksuluz.”

Kızıl Köpek – Siyu Kabilesi

yazici   mail