www.soL.org.tr
'Kaynağımız var, yeter ki düzeni kökten değiştirelim'
23 Haziran 2007, Cumartesi

TKP Başkanı Aydemir Güler, Türkiye’nin Batıya borcu değil, Batıdan 60 milyar dolar alacağı olduğunu söyledi ve ekledi: ‘Türkiye’de kaynak sorunu yoktur, yeter ki düzeni kökten değiştirelim.’

resim

HABER MERKEZİ TRT'de bir televizyon programına katılan Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Başkanı Aydemir Güler, eğitim ve sağlığı, "parası olanlara ayrılmış bir lüks" haline getirmenin suç olduğunu belirterek, bu konuların reformlarla çözülemeyeceğini ve kendileri için bir ilke sorunu olduğunu bildirdi. Güler, "Türkiye'de kaynak yok deniyor. Türkiye'de kaynak var ve çok. Yeter ki bölüşmeyi bilelim ve düzeni kökten değiştirelim. Türkiye'de kaynak sorunu yoktur" dedi.

TKP Genel Başkanı Güler TRT 2'de yapılan "Seçim 2007" adlı programa katılarak, Türkiye'nin sorunları, bunlara yaklaşımları ve çözümlerine ilişkin partisinin görüşlerini anlattı. Güler, büyük medya ve çeşitli kurumların yaptıkları tasnif sonucunda ortaya "5 büyük parti" çıkartıldığına ancak, bu partilerin listelerinin toplamının içerisinde sadece 6 işçi aday bulunduğuna dikkat çekerek, "TKP listelerinde 208 işçi aday var. TKP bu seçimlere, Türkiye'nin işçilerini ve emekçilerini temsil etmek için katılıyor" dedi. Güler, bunun bir vitrin olmadığını vurguladı.

"23 Temmuz'dan sonra ne olacağını kimse bilmiyor"
Türkiye'de belirsizlik ortamına işaret eden Güler, "23 Temmuz ve sonrasında Türkiye'nin ne olacağına dair kimin ne fikri var, kim nasıl bir öngörüde bulunuyor" sorusunu yöneltti. Dış borç sorununun Türkiye'nin sorunları arasında tartışma kaldırmayan bir olgu olduğunun altını çizdi ve şunları söyledi: "Türkiye'nin dış borcu bundan 15 yıl kadar önce 50 milyar dolar civarındaydı, bugün 200 milyar doların üstünde. Türkiye aldığı dış borçların tamamını ödemiş, üstüne bir de 60 milyar dolar fazla ödemiş. Batıdan 60 milyar dolar alacağımız var. Burada bir hesap hatası var. Rakamların yanlış söylediğini zannetmiyorum. 22 Temmuz'dan sonra bunun değişeceğine dair hiçbir işaret yoktur. Türkiye borç ödemeye devam edecek."

"İşsizlik taammüden işlenmiş bir suçtur"
Türkiye'nin önemli sorunlarından birisi olan işsizlik konusunda da yalan söylendiğini dile getiren Güler, "İş aramaktan vazgeçenleri düşürürseniz, işsizliği de düşürürsünüz" dedi. Güler, yüzde 9-10 olarak açıklanan işsizlik oranının gerçekte yüzde 20'lerde olduğuna dikkat çekti ve "22 Temmuz'dan sonra bu da değişmeyecek. Mesele yanlış politikalarda değil, birileri kendi politikalarını uyguluyor. İşsizlik sorunu bir politika hatası sonucunda ortaya çıkmış olsaydı, 22 Temmuz'dan sonra çözülebilirdi. Bilinçli bir politika ve taammüden işlenmiş bir suç var. İnsanları işsiz bırakmak bir suçtur" diye konuştu. İşçilerin sendikalaşma engeli, asgari ücretle çalışma, iş güvencesinin olmaması gibi sorunlarına dikkat çeken Güler, bunu gerçekleştirebilmek için birilerinin çalıştırılıp, birilerinin bilinçli olarak işsiz bırakıldığının altını çizdi.

"Sınır ötesi operasyon çare olmayacak"
Türkiye'deki "terör sorunu"na da değinen Güler, konuyu bir terör sorunu olarak görmenin, "Ben bu meseleyi çözmek istemiyorum" anlamına geleceğini savundu. 1980'lerden beri Türkiye topraklarında 3,5 milyon insanın göç ettiğine, binlerce köyün boşaltıldığına, bu insanların büyük kentlerde açlığa ve işsizliğe mahkum edildiğine dikkat çeken Güler, şöyle konuştu: "Çözüm olarak askeri ve polisiye müdahalelere işaret ediliyor. Sınır ötesi operasyon tartışılıyor. ABD, Türkiye'nin hakimidir. 2003'te Irak'ı işgal ederken, Türkiye'yi yanında görmek ve Ortadoğu'daki bataklığın içine çekmek istedi. AKP'nin politikası, ‘ABD bizim stratejik müttefikimizdir. Dolayısıyla onunla bir arada olmak normaldir' şeklindeydi. Ancak halk buna ikna olmadı. Halk ABD'den gelse gelse bela gelir diye düşünüyor. Aşağı yukarı yüzde 90, ABD ile ittifak ilişkisinden yana değil. Ortadoğu bataklığının içine biz ABD'nin dostuyuz diyerek çekilemeyen Türkiye, milli çıkarlar bahanesiyle bu bataklığa çekilmeye çalışıyor. İstanbul ve Ankara'da göç eden insanların sorunlarını bu sınır ötesi operasyon çözmez. Sınır ötesi operasyon açlık çeken 3,5 milyon insanın derdine çare olmayacak. Bunun altında başka bir bit yeniği aramak gerekir. ABD Ortadoğu'da kimi rolleri Türkiye ile paylaşma arzusunda. Bu sorunlar büyük bir paket oluşturuyorlar. İşsizliği dayatan mekanizma ile on yıllardır küçük ABD olacağız diyenlerin mekanizması aynıdır."

"Yeter ki bölüşmeyi bilelim..."
Güler, eğitim ve sağlığın çok temel bir konu olduğuna işaret ederek, reformlarla çözülemeyeceğini kaydetti. Devletin, bir ülkede yaşayan insanların tek başlarına halledemeyecekleri sorunlarını çözecek ortak bir organizasyon olması gerektiğini savunan Güler, "Eğitim ve sağlık devletin işidir. Ücretsiz olmak zorundadır. Ticaret kapısı olmamalıdır. ÖSS kaldırılacak diyorlar, uyduruyorlar. Sınav mekanizması özel eğitimin vazgeçilmez bir parçasıdır" dedi.

Eğitim ve sağlığı parası olanlara ayrılmış bir lüks haline getirmenin "bir suç" olduğunu belirterek, bu konuların reformlarla çözülemeyeceğini ve kendileri için bir ilke sorunu olduğunu bildirdi. Güler, "Türkiye'de kaynak yok deniyor. Türkiye'de kaynak var ve çok. Yeter ki bölüşmeyi bilelim ve düzeni kökten değiştirelim. Türkiye'de kaynak sorunu yoktur" dedi.

"Türkiye'nin ilerlemesinin AB ve ABD ile ilgisi yok"
Batılılaşmanın Türkiye'nin önüne bir toplumsal program olarak konulduğunu anımsatan Güler, "Batılılaşmaya itirazımız yok. Türkiye'nin ilerlemesinden yanayız, ama bunun AB ve ABD ile bir ilgisi yoktur. ABD deyince bütün dünyanın insanlarını sömüren, hegemonyası altına alan bir emperyalist güç anlaşılıyor. AB'nin de bundan bir farkı yoktur. AB, Almanya ve Fransa gibi iki emperyalist gücün oluşturduğu, diğer ülkeler üzerinde bağımlılık ilişkileri kurmaya çalışan uluslararası bir teşkilattır. Türkiye'nin insanların AB için sokaklara çıkıp dans etmelerinin istendiğini hatırlatan Güler, bunu "saçmalık" olarak nitelendirdi.

Güler, "Gümrük Birliği Türkiye'ye inanılmaz şeyler kaybettirmiştir. Hiçbir emperyalist güç bağımlı hale getirdikleri ülkeye buna uygun hukuk mekanizması getireceğiz demez. Sizi uygarlıkla tanıştıracağız. Sizin eski, köhne yanlarınız var der. Sadece sopa göstermez, bunu çekici bir ambalajın içine sokar" dedi.

"IMF politikaları, bağımlılığın derinleşmesidir"
Türkiye'de insanların IMF ile ilgili de olumsuz düşüncelere sahip olduğuna dikkat çeken Güler, bu kurumun da büyük sanayileşmiş ülkelerin bir üst örgütü olduğunu ve AB'nin ABD'den daha fazla oy hakkına sahip olduğunu kaydetti. Güler, "IMF politikaları bağımlılık ilişkilerini derinleşmesidir. AB'yi emperyalist bir örgüt olarak görüyoruz ve kendisine karşıyız. AB'nin genişlemesi bağımlılık ilişkilerinin de genişlemesidir" diye görüş bildirdi.

yazici   mail