www.soL.org.tr
DTP'den seçim özeleştirisi
11 Ağustos 2007, Cumartesi

Seçim sonuçlarını değerlendirmek üzere toplanan DTP Parti Meclisi kapsamlı bir sonuç bildirgesi yayımlayarak, yönetimden belediyelere, kimlik bunalımından aday belirleme süreçlerine hemen her alanda partinin yaşadığı sorunlara dair özeleştiride bulundu. Değerlendirmelerde ideoloji ve temel politika sorunlarının yerel ve uygulamaya dair sorunlarla aynı düzlemde ele alınması dikkat çekti.

resim

HABER MERKEZİ Partinin bağımsız adaylarla seçime girerek büyük bir risk aldığı, ancak mecliste ulaşılan temsil düzeyiyle barajda bir gedik açarak anlamsızlığını gözler önüne sermeyi başardığı belirtilen açıklamada, "Bedeli ağır da olsa bu riski göze almak zorundaydık, kararımız adaletsizliğe karşı adeta bir sivil itaatsizlik eylemi niteliğindeydi. Bu eylemden, ödenmesi gereken bedelin ötesinde ağır kayıplarla çıkmış olmamız kendimizi sorgulama fırsatını doğurmuştur. Özeleştirimiz en başta halkımızadır, umutlarını yüklendiğimiz milyonlara ve tüm Türkiye halklarınadır" denilerek, partinin çeşitli alandaki eksikliklerine değinildi.

Öncelikle seçim sisteminin ve Demokratik Toplum Partisi'ne yönelik (DTP) baskıların eleştirildiği bildirgede, seçim sisteminin temsilde adaleti sağlamaktan uzak olduğu ve ortaya çıkan tek parti iktidarı sonucunun meşruluğunun tartışmalı olduğu vurgulandı. Partinin seçime hazırlıksız yakalandığı, örgütsel dağınıklığın giderilemediği belirtilerek, başarısızlığa neden olan "eksiklikler" sıralandı.

Kürt partisi mi, Türkiye partisi mi
Partinin yaşadığı kimlik ikilemine de değinilen bildirgede, Kürt partisi mi, yoksa Türkiye'nin partisi mi olunduğuna  karar verilemediği belirtilerek, şu değerlendirmeler yapıldı: "Kişisel yaklaşımlar kurumsallığın önüne geçerken parti kimliği konusunda da farklı anlayışlar ortaklaşamamıştır. Hatta Türkiye'nin partisi mi Kürt partisi mi olunduğuna bir türlü karar verilemeyerek ikircikli davranılmıştır. Türkiyelilik adına Kürt halkının demokratik ulusal değerlerini net ve kararlıca savunmaktan uzaklaşırken, Kürt halkının haklarını savunayım derken Türkiyelilik kimliğini bir yana bırakmış, tüm ezilenlerin, emekçilerin ve demokrat kesimlerin sesi olmayı başaramamıştır. Tüm partilerden daha çok Türkiye'de halkların çıkarını düşünen bir parti, dolayısıyla gerçek Türkiye partisi olmamıza rağmen temsiliyetimiz doğru temellerde yapılamamıştır."

Belediyeler güvensizlik yarattı
Kadın özgürlük mücadelesinin partisi olmalarına rağmen, feodal anlayışın ve erkek egemen yaklaşımların partide etkili olduğu, ayrıca gençlerin gelişimine olanak sağlamak yerine partinin yaşlı ve hantal bir görünüme büründüğü kaydedilen bildirgede, DTP'li belediyelerin hatalarının da seçim sonucunu olumsuz etkilediği belirtildi. Açıklamada şu değerlendirmelere yer verildi:

"Yerel yönetimler deneyimlerine tam hakim olmamamız ve yaşanan eksikleri gidermede etkin projeler üretmekte yetersiz kalmamız da toplumdaki beklenti ve güven düzeyini zedelemiştir. Bunun aşırı yönleri sürekli bir yıpratma çabasıyla dışımızdaki dezenformasyondan kaynaklı olduğu halde önlemede başarılı olamadık. İktidarın ve devletin en küçük katkısı olmamasına ve hatta sürekli baskı altında, yargı kıskacında çalışılmasına rağmen halkçı belediyecilik adına önemli sayılabilecek başarılar da gölgede kalmış, doğru tanıtılamamış, anti propagandaların önü alınamamış ve görmezden gelinmiştir. Her şeye rağmen yerel yönetimlerdeki eksiklerin giderilmesi adına uyarıcı bir seçim yaşanmıştır ve halkla bütünleşen demokratik halkçı belediyecilik anlayışı geliştirilerek en önemli çıkışın bu sahada yapılması kararlılığına ulaşılmıştır."

Aday belirlemede hatalar
Aday belirleme konusunda yaşanan sıkıntıların alınan sonuç üzerinde pay sahibi olduğu, belirlenen isimler nedeniyle kimi örgütlerde tepkiler oluştuğu belirtilerek, "Partinin il örgütleri üzerinde yeterli hakimiyeti kuramaması, kimi il örgütlerinin tepkilerini seçim çalışmalarına da yansıtması, yine seçim çalışmalarında bütünlüklü bir propaganda dilinin yaratılamaması, somut projelerle halka gidilmemesi sonuçları etkilemiştir" denildi.

Ağrı'da iki, Hakkari'de üç aday çıkarmanın hata olduğuna değinilen açıklamada, İstanbul 2. Bölge'de Baskın Oran ve Doğan Erbaş'ın adaylığı ile ilgili ise şunlar söylendi: "2. bölgede kaybetmemizin en temel nedeni iki aday olmasıdır. Daha başından itibaren aydınlara kontenjan vererek Türkiye halkıyla daha güçlü diyalog kurma zeminini güçlendirmeyi düşünmüş ve siyasi bir parti olarak doğal karşılanması gereken bir prensip oluşturmuştuk. Ön şartı olarak adayın meclis gurubu içinde kalması iç yapımızda kararlaştırılmıştı. Ancak düşünüldüğü gibi olmamış ve Sayın Baskın Oran'a destek açıklamamızdan hemen sonra İstanbul teşkilatlarımızın ısrarıyla ikinci bir aday göstermemiz hata olmuş, seçimi o bölgede gerici güçlerin inisiyatifine terk etme sonucunu doğurmuştur. Seçim çalışmaları yürürken iki ilçedeki oylarımızı sayın Baskın Oran'a yönlendirerek destek vermemiz de sonucu değiştirmemiştir."

AKP'ye kayan Kürt oyları
Bölgede AKP'nin aldığı oyları da değerlendiren DTP, şu sonuçlara ulaştı: "AKP Kürt sorununda diğer partiler gibi kesin retçi konuşmadı. Zaman zaman sorunu kabul eden ve çözüm için adım atacakmış gibi söylemleri kullandı. Diğer partilerin bu konudaki katı tutumu, yine ordunun bilinen tutumu karşısında AKP bir seçenek olarak görüldü. Sınır ötesi operasyona hemen evet dememeleri ve halkın olası bir CHP-MHP koalisyonunun Kürt halkını imhaya götürecek süreci başlatacağı endişesi taşımasını da buna eklersek AKP'nin Kürt halkının önemli bir kesiminden oy almasının sebepleri ortaya çıkacaktır. Sosyolojik açıdan değerlendirmeye muhtaç olan en önemli konu ise halkın dini duyguları üzerinden bölgede geliştirilen tarikatçılığın etkileridir. Bunun Türkiye demokrasisini karartacak düzeyde tehlikelerini görmezden gelemeyiz. Bugüne kadar tedbirlerini almamakla en büyük hatayı yaptığımızı toplantımız tespit etmiştir. Yoksullaştırılan halkın adeta kırıntılara mecbur bırakılması da önemli bir etken olarak görmezden gelinemez. Neticede oylarımızın bir kısmının AKP ye gitmesi bir boyutuyla Ortadoğu'da ılımlı islam projelerinin ve ülke içindeki son gelişmelerin yarattığı konjonktürel gelişmelerle ilgili etkilenmelerden kaynaklanmakta, bir boyutuyla kendi hatalarımızdan. ... AKP'nin bugüne kadar uyguladığı aldatıcı politikaları teşhir etmede yetersiz kaldığımız açığa çıkmıştır. Bütün bunların önüne geçen halk mesajı ise çok net görülüyor ki, savaş çığırtkanlığı yapan partilere geçit verilmediği, bize de şartlı onay verildiğidir."

ÖDP'ye eleştiri
 Seçimde bağımsız adaylar üzerinden ittifak kurdukları sol partileri de eleştiren DTP, "EMEP, ÖDP ve SDP ile ittifak temelinde seçime girmiş olmamıza rağmen ÖDP'den gerekli desteği göremememiz toplantımızda eleştirilen bir konu olmuştur. EMEP Genel Başkanı Sayın Levent Tüzel'in adaylığını desteklediğimiz halde seçimi kazanmayışımız üzüntü konusu olmakla birlikte İzmir ilimizdeki yetersiz örgütlülüğümüzün de açığa çıkması değerlendirmeye konu olmuştur" dedi.

Ekolojik, cinsiyet özgürlükçü, demokratik felsefe kağıt üzerinde kaldı
Partilerinin felsefi temellerinin kağıt üzerinde kaldığı eleştirisini yapan DTP, bu konuda şu değerlendirmelerde bulundu: "15 yıllık siyasi partiler geleneğinin dogmatizmin esiri olan kadro ve örgüt gerçekliği iflas etmişken bu gerçekliğe karşı partimiz yeni bir felsefik, politik ve örgütsel iddiayla ortaya çıkmıştır. Ne var ki eskinin alışkanlıklarını sürdürerek felsefik temellerini kağıt üzerinde bırakmış ve toplum nezdinde inandırıcı olamamıştır."

Açıklamada, partinin geleneksel parti anlayışına alternatif olana demokratik, ekolojik, cinsiyet özgürlükçü toplum partisi yaratma iddiasıyla yola çıktığı, ancak "yeni zihniyet şekillenmesini" yaratmayı başaramadığı belirtilerek, "Felsefemize uygun, ilkeli ve gündemini kendisi yaratan bir siyaset yerine güncel gelişmelerin ardından sürüklenen ve pragmatizmin çarpıklıklarını yaşayan bir parti durumunda olduk. 2 yıllık parti deneyimimizin vardığı sonuç, 2 yıl şahsında on yılları kaybettirmenin eşiğine gelip durma ve kimliksizliğine, yoksulluğuna, eşitlik, özgürlük ve barış taleplerine çözüm üretmemekle faturasını halka çıkarma olmuştur" denildi.

 

 

yazici   mail