17 Ağustos 2006, Perşembe
Belediyeden devşirdiği kadrolarla THY’yi yönetmeye kalkan AKP hükümeti ipin ucunu kaçırdı. Koskoca kurum bakkal dükkânı gibi işletiliyor.
HABER MERKEZİ Türk Hava Yolları’nda (THY) yaşanan skandalların ve yolcular ile personelin güvenliğini hiçe sayan uygulamaların AKP hükümetinin kurumda başlattığı kadrolaşma politikası ile ilişkili olduğu belirtiliyor. Özellikle yönetim kademesinden başlayarak hayata geçirilen bu politikanın sonuçları tartışmaya açılırken, havayolu taşımacılığı konusunda hiçbir deneyimi bulunmayan bir ekibin yönetimi altındaki THY’nin uçuşlarında büyük bir felaketin yaşanması neredeyse kaçınılmaz hale gelmiş durumda.
Belediyeden transferler
AKP hükümeti göreve gelir gelmez tüm Türk Hava Yolları (THY) yönetimini değiştirdi. Atanan yeni yönetim, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Ulaşım A.Ş. başta olmak üzere belediyenin diğer birimlerinde çalışan kadrolar THY yönetimine getirildi.
Şu anda THY yönetim kurulu başkanlığı görevinde bulunan Candan Karlıtekin, THY’ye gelişini bir röportajda şu sözlerle açıklamıştı: “Neredeyse 10 yıl oluyordu kamu yönetiminden uzaklaşalı. Farklı deneyimlerim oldu. Bir dönem Maliye Bakanımız Sayın Unakıtan'la birlikte özel şirketinde çalıştık. Bir dönem Abdullah Gül ile birlikte Dünya Bankası'ndaydım, Başbakanımızın belediye başkanı olduğu dönemde de belediyedeydim. THY'de yük ağırdı, çağırdılar, yardımcı olmak için geldim.”
THY’de kritik pozisyonlarda yer alan isimler ve önceki referansları şöyle:
- Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin
İBB Belediye İktisadi Teşebbüsleri (BİT) eski Daire Başkanı ve Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde İştirakler Daire Başkanlığı yaptı.
- Genel Müdür Doç. Dr. Temel Kotil
Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde İBB Araştırma Planlama ve Koordinasyon Daire Başkanlığı görevinde bulundu.
- Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ömer Dinçer
Erdoğan döneminde Belediye İktisadi Teşekkülleri`nden (BİT) sorumlu Başkanlık Danışmanlığı görevini üstlendi.
- Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Büyükekşi
Ziylan Ayakkabıları’nın yönetim kurulu başkanlığını yürütüyor. Havacılıkla ilgisi olmadığı eleştirileri yapılıyor. Erdoğan’a yakın bir işadamı olarak biliniyor.
THY Genel Müdür Yer İşletme Yardımcısı Bilal Ekşi
İBB Ulaşım A.Ş.’den geldi.
THY Amerika Bölge Müdürü İhsan Baytan
İBB Ulaşım A.Ş.’den geldi.
Son dönemde, kadrolaşmanın ise yalnızca üst yönetimde değil alt kademelerde ve yeni alınan personelde de gerçekleştirildiği biliniyor.
Görgüsüz, bilgisiz büyüme
THY’nin AKP’li yönetimi, önlerine hedef olarak filoyu büyütmeyi ve sefer sayısını artırmayı koymuş durumda. Ancak, teknik altyapısı ve yeterli, kalifiye personel olmadan izlenen bu politikanın THY’nin tüm faaliyetlerini kilitlediği belirtiliyor. Elinde geniş bir Boeing filosu olmasına rağmen, plansız gerçekleştirilen sefer sayısı artışlarına, çalışma limitlerinin çok üstünde çalışan uçucu ekipler yetmiyor. THY yönetimi, bu nedenle özel havayolu şirketlerinden ekipler kiralamak zorunda kalıyor. Kiralama faaliyeti sebebiyle, “THY’nin uçağı var, personeli yok eleştirileri” geliyor.
Diğer yandan, yurt içinde pek çok kente ancak %15-20 dolulukla yapılan seferlerde ısrar edilmesinin bir planlama hatası olduğu ifade edilirken kadronun deneyimsizliğini de gösterdiği yorumları yapılıyor.
Açıkladıkça batıyorlar
Dün THY yönetiminden kamuoyuna Hava-İş’in yaptığı açıklamayla ilgili olarak bir karşı açıklama geldi. THY, belirlenen tüm kurallara uygun hareket ettiklerini ve uçuş emniyeti konusunda her türlü tedbiri aldıklarını bildirdi. Açıklamada ayrıca, sendikanın yaptığı bu açıklamaya dayanarak bir gazeteye verdiği ilanın genel olarak havacilik sektörüne, havayolu şirketlerine, ilgili düzenleyici kamu otoritelerine ve turizm aktivitesi nedeniyle yoğun sezon geçiren ülkemize zarar verici mahiyette olduğu belirtildi. THY yönetimi bu açıklaması ile hem THY çalışanlarını hem de Hava-İş Sendikası’nı yolcularla ve kamuoyu ile karşı karşıya getirmiş oldu.
AKP hükümetinin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ise Türkiye`de taşımacılık alanında grev yasağı olduğunu belirterek, THY yapılacak bir grevin yasal olmayacağını söyledi. Bu açıklamasıyla Yıldırım, düzenlemekle görevli olduğu ulaşım sektöründeki yasal mevzuattan haberdar olmadığını, üstelik THY çalışanlarının yapacağı ve grev olarak nitelenemeyecek eylemi anlamamış olduğunu gösterdi. Keza, sektörde grev yasağı bulunmuyor, yapılması planlanan eylem de çalışanların başka bir yasal hakkına dayanıyor.
