HABER MERKEZİ İstanbul Davutpaşa’da, kaçak bir maytap ve havai fişek atölyesinde çıkan yangın, kısa bir süre sonra korkunç bir patlamaya neden oldu. Patlamanın yaşandığı kaçak atölyenin de içinde bulunduğu beş katlı iş merkezinin harabeye döndüğü patlamada, aralarında atölye çalışanları ve dışarıdan yangını seyredenler de olmak üzere yirmi kişi hayatını kaybetti, toplam 117 kişi de yaralandı.

Çağlayan: Ah bir kaçak çalışmasalar...
Olay yerinde incelemelerde bulunan Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, “bir kriz merkezi oluşturulduğunu” söyledi. Patlamanın yaşandığı binada çalışan yakınları olanları kimlik tespiti için hastanelere çağıran Çağlayan’ın bu çağrısı, en ufak bir kriz anında devletin nasıl çaresiz kaldığına bir örnek gösterir nitelikteydi.

Çağlayan ayrıca, patlamaya sebebiyet veren işyerinin alt katında bulunan bir başka işyerinin dört kere mühürlenip, dört kere bu mühürün söküldüğünü, ardından da savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu belirtti. Gazetecilere yaptığı açıklamada “Kuşkusuz denetim çok önemli ama işletme sahiplerinin de kaçak çalışma, kaçak iş yeri açma noktasındaki bu tür hassasiyeti göstermesi lazım” sözlerine yer veren Çağlayan’ın bu sözleri, devletin bu tarz usulsüzlükleri gerçek anlamda denetlemiyor olduğunu gözler önüne serdi.

Felaket yine emekçileri vurdu
Her ne kadar patlamaya neden olan kaçak atölyenin sahibinin de öldüğü ifade edilse de, felaketin faturası yine emekçilere çıktı. Olayda ölen ve yaralananların hemen hepsi harabeye dönen iş merkezinde bulunan atölyelerde çalışan işçilerdi.

NTV televizyon kanalında, ölen genç işçilerden birinin ağabeyi ile yapılan röportaj, durumu özetler nitelikteydi. Kardeşini yeni kaybetmiş olan acılı ağabey, kendisiyle yapılan röportajda kardeşinin 400 YTL maaş karşılığında sigortasız çalıştığını, her gün Bağcılar’daki evlerinden Davutpaşa’da bulunan atölyeye yürüyerek gidip geldiğini anlattı.

İçişleri ve Çalışma Bakanlıkları gerekli denetimleri yapmıyor
Olayla ilgili bir basın açıklaması yapan Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı İlter Çelik, vatandaşların can ve mal güvenliğini tehlikeye atabilecek her türlü patlayıcı madde imalat, montaj ve depolama faaliyetlerinin ruhsatlandırılma ve denetlenmesinin, İçişleri ile Çalışma bakanlıklarının görevi olduğunu söyledi.

Patlamanın meydana geldiği iş yerinin bulunduğu sitedeki bitişik nizam binaların sağlıksız bir şekilde yan yana bulunduklarını dile getiren Çelik, söz konusu iş yerlerinde, “İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğü” hükümlerine uygun olmayan bir şekilde üretim yapıldığının görüldüğünü söyledi.

Çelik, “Yasa ve yönetmeliğe uygun olmayan bir biçimde üretim yapılan bu iş yerlerinin ruhsat konusunda da tam bir denetimsizlik içinde oldukları görülmüştür. Yanıcı, parlayıcı, patlayıcı madde imal edilmesi ve depolanmasıyla ilgili yönetmelikte bu işin özel alanlarda ve özel izinlerle yapılması konusunda maddeler bulunmaktadır” diye konuştu. Patlayıcılarla ilgili uyulması gereken standartların bulunduğunu anlatan Çelik, pratik uygulamada pek çok iş yerinin ruhsatsız olarak faaliyetini sürdürdüğünü ve belediyeler ile İçişleri ve Çalışma bakanlıkları yetkililerinin bu kuralsızlıklara göz yumduklarının altını çizdi.