soL Bir yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi Kader Şahin dün yapılan duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Hayata Dönüş operasyonunun yıldönümü olan 19 Aralık 2006 tarihinde, Türkiye’nin bir çok yerinde gerçekleştirilen eylem ve basın açıklamalarında; F tipi cezaevlerinde uygulanan tecrit uygulaması protesto edilmiş, İstanbul’un Sarıgazi Beldesi’nde ise, basın açıklaması için toplanan gruba jandarma oldukça sert biçimde saldırmıştı. Üçü TKP üyesi olmak üzere, 25 kişi dövülerek gözaltına alınmış, gözaltı süresince de baskı devam etmişti.

Gazetemize bilgi veren Kader Şahin’in avukatlarından Gökhan Ağırbaş, Sarıgazi Jandarması’nın, zor kullanarak müdahale ettiği basın açıklamasından, sadece 2911’i (Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu) değil, “koskocaman bir terör örgütünü” de çıkarmayı becerdiğini belirtti. Ağırbaş şunları söyledi: “PVSK (Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu) değişikliği öncesi, soruşturmayı avukatlardan gizli olarak, Beşiktaş’taki Ağır Ceza Mahkemesi’ne (eski DGM) bağlı olarak yürüttü. Basın açıklamasına katılmak dışında, herhangi ortak bir yönü bulunmayan 25 kişiden adı sanı olmayan bir terör örgütü üretebildi.”

Önce serbest bırakıldılar
Ağırbaş davayla ilgili şu bilgileri verdi:

“Gözaltına alınan Kader Şahin ve diğer parti üyeleri, basın açıklamasının meşru olduğunu sürekli ifade ettikleri gibi, kararlı duruşlarından hiçbir koşulda ödün vermemiştir. TKP üyesi olduklarını belgeleyen 3 TKP üyesi ile birlikte, tutuklanmaları istemi ile toplam 11 kişi sorguya sevk edilmiş, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne bağlı sorgu hakimince yasadışı terör örgütü üyesi olduklarına ilişkin “inandırıcı” kanıt bulunmadığı için 22 Aralık 2006 tarihinde serbest bırakılmıştır.

Sarıgazi’de gerçekleştirilen  basın açıklamasından terör örgütü çıkarmakta kararlı olan jandarma, savcılığa, savcılık ise mahkemeye başvurarak, TKP’liler de dahil olmak üzere 9 kişi hakkında yakalama kararı (tutuklama) çıkartılması sağlamıştır. Kader’in bir yılı aşkın süre tutuklu kalması süreci bu gelişmelerden sonra başlamıştır.

Kuşku yaymaya çalışıldı
19 Aralık 2006 tarihli basın açıklaması sırasında gözaltına alınan 25 kişi hakkında 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet suçlamasıyla hazırlanan dosya, Ümraniye Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilmiş, Beşiktaş’taki Ağır Ceza Mahkemesi’nde ise yasadışı silahlı terör örgütüne yardım etmek suçlamasıyla soruşturma yürütülmüştür. Basın açıklaması için bir araya gelen, aralarında başkaca herhangi bir irtibat bulunmayan kişiler, yasadışı bir terör örgütü oluşturulabilir mi? Bir yılı aşkın süredir, mahkeme huzurunda bu sorulara yanıt aranmaktadır. Kader Şahin, tahliye edildiği 5 Şubat tarihine kadar, adı, niteliği ve niceliği belli olmayan yasadışı silahlı terör örgütüne yardım ettiği iddiasıyla tutuklu kalmıştır.

Kader, yargılamanın en başından itibaren, Türkiye Komünist Partisi üyesi olduğunu, TKP saflarında siyasi mücadele verdiğini, basın açıklamasına gözlemci olarak katıldığını ısrarla belirtmiştir. Keza, Sarıgazi Jandarma Karakolu’nda da Kader’in TKP üyesi olarak yürüttüğü siyasi faaliyetlere ilişkin bir dizi bilgi ve belge bulunmuştur. Kader’in TKP üyeliği bu denli aşikar iken, jandarma bu hususu, fezlekede belirtmemiş, yasadışı silahlı terör örgütü üyeliğine ilişkin kuşku yaymaya çalışmıştır.

En iyi yanıtı başını dik tutarak verdi
Kader’in uzun süre tutuklu kalmasının sebeplerinden bir tanesi de yargılama safhasında tanık olarak dinlenecek tutanak düzenleyicisi ve şikayetçi jandarma görevlilerinin, mahkeme huzuruna çıkmamasıdır. Yargılama, kasten sürüncemede bırakılmıştır.

Basın açıklaması gibi anayasal bir hakkı kullanmak isteyen kişilerin, terörist ilan edilmesi, gözaltına alınması, tutuklanması, toplumda korku ve endişe yarattığı gibi, siyasete olan mesafenin de artmasına neden olmaktadır. Ancak buna karşı en iyi yanıtı, Kader gerek cezaevinde gerekse mahkemede başını dik tutarak vermiştir."

“Kaldığım yerden devam edeceğim”
Mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasının ardından görüştüğümüz Kader Şahin, gazetemize açıklamalarda bulundu:

Haksız yere bir yıl içeride tutuldun. Nasıl geçti? Şimdi neler hissediyorsun?
Tamamen hukuk dışı bir süreçti bu süreç. TKP’li olduğuma dair bütün kanıtlar dosyanın içindeydi. Buna rağmen bir yıl boyunca özgürlüğümden oldum.

Ama ben başından beri, cezaevine girdiğim ilk günden beri bu kararın siyasi bir karar olduğunu düşünüyordum. Tüm bunlara rağmen içeride tutuldum.

Bu süreç içerisinde beni bu yöntemle mücadeleden vazgeçirmeye çalıştılar. Bizim 87 yıllık bir geçmişimiz, tarihimiz var. Bu güne kadar bu uygulamaların hiç bir işe yaramadığını gördüler. Ve bugün de bunu gördüler.

Ben içeride olduğum süreyi mümkün olduğunca kitap okuyarak geçirdim. Yani zamanımı dışarıya hazırlık yapmak için, okuyarak değerlendirdim.

Cezaevindeyken de takip etmişsinizdir. Türkiye şu anda türbanı tartışıyor. AKP üniversitelerde türbanı serbest bırakmaya çalışıyor. Nasıl değerlendiriyorsun?
AKP her geçen gün bütün alanlarda kadrolaşıyor. Uzun zamandan beri hedefleri üniversitelere türbanı sokmaktı. Birçok aydın kesiminden de destek buluyorlar. AKP’nin toplumu gittikçe gericileştirdiğinin kanıtıdır bu. Azımsanamayacak bir toplam var. Biz Parti olarak annelerimizin taktığı başörtüsünü bir sorun olarak görmüyoruz. Ama türban bir siyasi simgedir. Biz aydınız diyorsak, ilericiyiz diyorsak türban da gericiliğin simgesiyse, biz her türlü gericiliğe karşıyız.

Artık dışarıdasın. Neler yapmayı düşünüyorsun?
Nerede kaldıysam oradan devam edeceğim. İçeride elbette yerinizde saymıyorsunuz. Ama ayakta durmak, dik durabilmek de mücadelenin bir parçası. Dışarıda da kaldığım yerden hızlıca devam edeceğim. Zaman çok önemli bir şeymiş içeride bunu çok daha iyi anladım.