www.soL.org.tr
Öğrenciler ülkenin sahipsiz olmadığını gösterdi
7 Şubat 2008, Perşembe

Yurtsever, ilerici ve komünist öğrenciler, türbanı üniversitelere sokmaya çalışan AKP-MHP öncülüğündeki gericiliği Meclis’in Çankaya kapısı yakınında gerçekleştirdikleri eylemle protesto etti. Meclis Genel Kurulu’nda türban tartışması sürerken gündeme geldiği öğrenilen ve yaklaşık 5 saat süren eylem meşruluğunu kanıtladı.

HABER MERKEZİ TKP’li öğrenciler dün AKP ve MHP’nin Meclis Genel Kurulu’nda gündeme getirdikleri türbanın üniversitelere girebilmesini öngören anayasa değişikliğini protesto etmek amacıyla biraraya geldiler.

TKP’li öğrencilerin eyleminden fotoğraflar için tıklayın

Yurtsever ve ilerici öğrencilerin de katılımıyla bini aşkın kişinin gerçekleştirdiği eylemde “ABD uşağı işbirlikçi AKP”, ABD türbanı takmayacağız”Tayyip’in türbanı ABD bayrağı”, “Üniversiteden türbana geçit yok; liboşa, yobaza bırakmayız”, “ABD’ye, AKP’ye geçit yok”, “AKP’yi istemiyoruz”, “ AKP’ye geçit vermeyeceğiz”, “Karanlığa, türbana, şeriata geçit yok” sloganları atılırken, “ABD’ye karşı mücadele edeceğiz”, “AKP’yi istemiyoruz”, “AKP özgürlük değil, gerici, yobaz, özelleştirmeci, amerikancıdır”, “Amerikan çarşafına dolanma, üniversitene sahip çık” yazılı dövizler taşındı.

Türban karşı devrimcilerin, dincilerin ve emperyalistlerin bayrağıdır
Yüksel caddesinde saat 13:00’te başlayan eylem okunan basın açıklaması ile devam etti. “Üniversitelerde türbana karşıyız” başlıklı basın açıklamasında, toplumun tarikatlar, cemaatler eliyle “ümmet” haline getirilmeye çalışıldığı belirtilirken, bu gerçekleştiği takdirde gençliğin değil üniversitelere geleceğine dahi sahip çıkamayacağı vurgulandı. Türbanın siyasi bir simge olmasının ötesinde karşı devrimci, dinci, gerici, çevrelerin bayrağı haline getirildiğinin vurgulandığı açıklamada, emperyalizmin Türkiye’ye biçtiği “Ilımlı İslam Cumhuriyeti” yolunda bir dönemeç olduğu belirtildi.

Böylelikle emperyalizm destekli bir karşı devrimin simgesi olarak türbanın “özgürlük” olarak değerlendirilemeyeceği vurgulandı. 12 Eylül darbesinin, Türkiye’nin bu duruma gelmesinde ve gericiliğin zemin kazanmasında birinci derecede sorumlu olduğu belirtilirken, Meclis’te türban yasasına karşı muhalefeti temsil eden CHP Başkanı Deniz Baykal’ın müftülüğe soyunduğu ifade edildi.

Baykal’ın dinin toplumsallaşmasını dile getirirken türbanın İslam’da olmadığı üzerinden bir savunu yaptığı belirtilen açıklamada, CHP’nin Türkiye Cumhuriyeti ile arasındaki bağın git gide ortadan kalktığı vurgulandı.

TKP’li öğrencilerin Türkiye üniversite gençliği ve Türkiye halkı adına aydınlanmanın, emperyalizmden bağımsızlığın ve kamuculuğun bayrağını yükseltmeye kararlı olduklarının vurgulandığı açıklamada TKP’li öğrencilerin sarsılmaz ilkelere ve ülkenin geleceğine dair her türlü saldırıyı karşılayacak irade ve kararlılığa sahip olduklarının altı çizildi.

Eylem, basın açıklamasının ardından Üniversite Konseyleri Derneği ve Yurtsever Cephe Emekçi Kadınlar İnisiyatifi temsilcilerinin kısa konuşmalarıyla devam etti. Konuşmaların ardından türban görüşmelerinin başladığı TBMM’ye doğru yürüyüşe geçildi. Saat 14:00 civarında yoğun bir polis barikatı ile Akay kavşağında durdurulan yurtsever öğrenciler burada eylemlerine devam etti.

Yasalar yukarıdakilere ayrı, öğrencilere, aşağıdakilere ayrı...
TKP’li öğrencilerin görüşmeleri yapılan türban yasasına karşı olan tek irade olduklarını açıklayarak eyleme devam etmeleri üzerine Ankara Emniyeti, öğrencilerin dağılmaması durumunda “zor kullanılarak” dağıtılacağı anonsu yapıldı. Eylemin mevcut yasaya karşı suç olduğu anonsunun yapılması üzerine, TKP MK Üyesi Erkan Baş, bu ülkede yasaların yukarıdakilere ayrı, aşağıdakilere ayrı uygulandığını vurgulayarak, “Bize eğer saldırırsanız biz de saldırırız diyorlar, biz kimseye saldırmıyor, haklı ve meşru olan direnişimizi gösteriyoruz. Biz oyuna gelmeyiz, devrimci aklımızı ve kararlılığımızı kullanırız. Emekçilere, sesimizi Meclis'e duyuracağımız sözünü verdik. Meclis önüne kadar yürümeden dağılmayacağız” diye konuştu.

Öğrenciler eylemlerine oturarak devam ederken, eylem sırasında besteledikleri “Yusuf Ziya AKP’nin emir eri mi” adlı şarkıyı hep bir ağızdan söylenmeye başlandı. Basın emekçilerinin de dikkatini çeken şarkının ardından Beyoğlu Kumpanyası, yine eylem sırasında oynamayı kararlaştırdıkları “Dolmabahçe’de iki Yankee” oyununu sergiledi.

CHP’lilerden eyleme ilgi
Eylem sırasında, Ankara Emniyeti ile eylemin meşruluğu ve devam etmesi gerektiği yönünde görüşmeler sürerken, altı CHP milletvekili eyleme desteklerini bildirmek üzere eylemin yapıldığı Akay kavşağına geldi. Yapılan görüşmelerin ardından milletvekillerinin bir heyet oluşturularak Meclis kapısında bir açıklama yapılabileceğini belirtmelerine karşın, TKP’li öğrenciler bu öneriyi reddederek, haklı protestolarını kararlılıkla sürdüreceklerini kaydettiler.

Eylem yaklaşık 5 saat sürerken 17:30 civarında eylemin başladığı Yüksel Caddesi’ne yapılan sloganlar eşliğinde yürüyüşle son buldu.

Eylemcilerin görüşleri

Eylem sonrasında katılanların görüşlerini aldık:

Cengiz Yılmaz-İşçi
Türbanın özgürlükle bir alakası yok. Bu anlamda geleneksel bir değerden uzak olan, emperyalizmle ve işbirlikçi AKP iktidarıyla ilgili bir konu olduğunu söylemek için buraya geldik. Bu eylemle konunun özü olan şeye işaret etmiş, AKP’nin gerici işbirlikçi, esasen emekçi karşıtı olduğunu haykırmış olduk. Bunda da başarılı olduğumuzu düşünüyorum.

Erdem Yalçın-İstanbul Teknik Üniversitesi Öğrencisi
Bizler Türkiye’nin sahipsiz olmadığını gösterdik. Türbanın emperyalizmle ve gericilikle ilişkisi olduğunu ve konunun iç yüzünün bu olduğunu gösterdik. Burada sadece bizim olmamız ciddi bir gösterge. Şimdi sıra, üniversitelere buradaki enerjiyi aktarmamıza geldi. Bugün yapılan eylemde bize karşı kurulan barikat sol içerisindeki özgürlük yanılsaması için ciddi bir gösterge oldu.

İlhan Uz-İstanbul Üniversitesi Öğrencisi
Çarpıcı olan şey, bizim yaptığımız eylemin, mecliste görüşülen türbana karşı dışarıdaki tek unsur olması. Mücadele ettiğimiz şeyin gerçekliği görülmüş oldu. Bu durum, yasanın geçmesinden öte, bizim gerçekleştirdiğimiz duruşun da önemini ve gerçekliğini ortaya koyuyor. Bu mücadelenin üniversitelerde de yükselmesi gerekiyor. Bir yerde sol da türbanın taşıyıcılığını yapıyor. Türban piyasacılıkla birlikte yükseltiliyor. Biz piyasacılığa, liberalizme karşı da iyi bir duruş sergiliyoruz.

Ferhat Talan- Muğla Üniversitesi
Bu ülkenin gerçek sahipleri, üniversitelerden ne pahasına olursa olsun, AKP işbirlikçiliğini temizleyecektir. Bugün AKP’nin ve ABD’nin bayrağı haline gelmiş türbanı üniversitelere empoze eden iktidara en iyi cevabı yine yurtsever öğrenciler verdi, vermeye de devam edecek.

Meclis dışından protesto sesleri
Meclis’te milletvekilleri türbanı tartışırken, TMMOB, DİSK, KESK ve TTB de TBMM Dikmen Kapısı önünde kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirdi. KESK Genel Başkanı İsmail H. Tombul'un okuduğu basın açıklamasında AKP ve MHP’nin samimiyetsiz olduğu belirtilerek, “Biz herkesin kendi inancını da inançsızlığını da özgürce yaşamasından yanayız. Bunun için devlet her türden inanç, mezhep ve inançsızlık karşısında eşit mesafede durmalıdır. Tek bir mezhebin sözcüsü konumunda olan Diyanet İşleri Başkanlığı gözden geçirilmelidir, tüm inanç kesimlerinin talepleri karşılanmalı, zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır” ifadeleri kullanıldı.

Türbanın “ideolojik bir simge” haline geldiği vurgulanan açıklamada 12 Eylül sonrası Türk-İslam sentezine şekillendirilen toplumsal yapıya dikkat çekilerek, “Böylesi bir gerçeklik içerisinde 'türbanı' diğer tüm sorunlardan, alanlardan ve bağlantılardan kopartarak, 'özgürlük' olarak sunmak doğru değildir” denildi. Açıklamayı yapan kuruluşlar, “özgürlükçü, eşitlikçi, laik ve demokratik” bir Anayasa çağrısı yaptı.

yazici   mail