www.soL.org.tr
Mafyanın başbakanı
Jürgen Elsässer 23 Şubat 2008, Cumartesi

Pazar günü tek taraflı ve hukuka aykırı bir biçimde bağımsızlığını ilan eden yeni Kosova Devleti'nin başında azılı bir suçlu oturuyor: Haçim Taçi. Kosova'daki yeraltı ordusu UÇK'nın kurucusu Taçi, İsviçre'de okudu. Ancak en geç 1998'den itibaren zamanının çoğunu Kosova'da geçirmeye başladı ve İsviçre'ye yalnızca tatil için gitti. Paris Rambouillet'de Şubat 1999'da yapılan Kosova Barış Görüşmeleri, Taçi'nin meydana çıkmasına vesile oldu: Dönemin UÇK lideri Adem Demaçi, NATO güçleri tarafından sunulan anlaşmayı, hemen bağımsızlık öngörmediğinden imzalamaya yanaşmıyordu. Taçi ise daha esnekti ve asıl önemli olanın NATO'yu Yugoslavya'ya kaşı savaşa sokmak ve böylece Sırpları Kosova'dan çekilmeye zorlamak olduğunu anlamıştı; böylelikle bir gün kendi devleti olgun bir meyve gibi kucağına düşecekti. Bu görüş UÇK komutanlarınca da benimsendi: Daha konferans sürerken Demaçi'nin yerine Taçi'yi seçtiler. Rambouillet'deki AB müzakerecisi Wolfgang Petritsch'in de bu kararda etkili olduğu söyleniyor.

Yugoslavya 11 haftalık bombardımanın ardından 10 Haziran 1999'da teslim oldu. NATO Kosova'ya girdi, Birleşmiş Milletler (BM) idareyi ele aldı ve UÇK'nin dağıtılmasını talep etti. Taçi siyasetçi ve malum türden bir işadamı oldu. 2000 yılında eyalette BM kapsamında görev yapan Alman polisler tecrübelerini Hamburger Abendblatt gazetesiyle paylaştılar: "Eski UÇK savaşçıları uyuşturucu ve insan pazarlığı yapıyor, haraç kesiyorlar. BM müdahale edemiyor ve kendi soruşturmalarını engelliyor". BM polisi Münich'e göre Kosova "organize suçlar için beslenme alanı". Polis memuru Münich, bunların çoğuna UÇK'nın katıldığını düşünüyor: "TMK (UÇK'nın içinden çıktığı Kosova korucu birlikleri - J.E.) mafyanın bir diğer adı". Kiel Emniyet Müdürlüğü'nden Ralf Dockenfuß ise haraç işini "Ödemeyen ölümle tehdit ediliyor" diye özetliyor. Kendisini en çok sıkan, o dönem BM idaresi ve KFOR'un başında bulunan Fransız Bernard Kouchner ve Alman Orgeneral Klaus Reinhardt'ın, Haşim Taçi etrafında örgütlenen haraç mafyasını korumasıydı. Dockenfuß ve meslektaşları Prizren'in UÇK'lı belediye başkanı hakkında da soruşturma yürüttüler. Dockenfuß'a göre, "Kosovalılar ‘resmi' kararnamelerle Boşnakları ve Sırpları evlerinden ve topraklarından kovmaya çalışıyorlardı. Bu etnik temizlik çerçevesinde yürütülüyordu".

Soruşturmacılar Taçi'nin çıkardığı "Kosova Resmi Gazetesi"ni gördüklerinde eski milislerin ne kadar sistematik çalıştıklarını anladılar. Taçi 38 sayfalık bir kanun metniyle vergilerden belediyelere ve milliyete kadar her şeyi belirliyordu; eyaletteki asıl yetkili BM'yi hiçe sayarak. Tüm belgeleri bir "güvenilir rapor" şeklinde derleyen polisler, Aralık 1999'da Prizren bölgesinin tüm belediyelerinde eş zamanlı baskınlar düzenlenmesini önerdiler. Bir soruşturmacı "Dosya en üste kadar ulaştı" diyor. Başka bir Unmik polis memuruysa ekliyor: "Kouchner'in sözlü olarak doyanın kapandığını açıklaması bir hafta bile sürmedi". (Hamburger Abendblatt'tan)

Taçi'nin kardeşinin evinde Ocak 2000'de yapılan bir arama somut kanıtlar ortaya koydu; yasadışı silahlar ele geçirildi, bir milyon marklık nakit para bulundu. Sonunda Kouchner paranın geri verilmesine karar verdi, Unmik ve KFOR komutlarıysa arama için kibarca özür diledi.

Kosova'daki organize suçlarla (OS) ilgili 22 Şubat 2005 tarihli Alman Federal Haberalma Servisi (BND) dosyası suçlamaları destekliyordu: "Kosova'daki siyaset, ekonomi ve uluslararası OS yapıları arasında (Taçi gibi) kilit oyuncular üzerinden yakın bağlar bulunuyor. Arka plandaki suç şebekeleri Kosova'da siyasi istikrarsızlığı körüklüyor. Giderek gelişen işlerine zarar verebileceğinden, işleyen bir devlet düzeninin inşa edilmesi çıkarlarına ters geliyor. Bu nedenle Balkanlar'daki OS'nin önemli aktörleri üst düzey devlet ya da parti makamlarını ele geçirmeye ve/veya bu çevrelerle iyi ilişkiler kurmaya çalışıyorlar." Belgede Taçi'yle ilgili olarak şu ifade kullanılıyor: "Taçi, kiralık katil Afrimi'nin işvereni olarak biliniyor". Afrimi'nin para karşılığı en az 11 cinayet işlediği tahmin ediliyor. Eğer yeni devlet diplomatik kabul görürse, Taçi gibi devlet adamları uluslararası dokunulmazlık kazanacak. Böylece Interpol gibi kurumlarca çıkarılan tutuklama kararları iptal edilecek.

yazici   mail
Mafyanın başbakanı
Jürgen Elsässer
Savaş oyunları
Kemal Okuyan
'Liberaller' ne yapacak?
Metin Çulhaoğlu