www.soL.org.tr
Erdoğan emekçilere kin kustu
7 Mayıs 2008, Çarşamba

1 Mayıs’ın öncesinde ve hemen sonrasında yaptığı açıklamalarla emekçilerden hırsını alamadığı görülen Başbakan Erdoğan, emekçilere yönelik salvolarını dün de sürdürdü. Erdoğan, DİSK’ten “malum sendika” diye söz etti, Hak-İş'i örnek gösterdi.

resimHABER MERKEZİ Başbakan Tayyip Erdoğan, dün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada emekçilere kin kustu.

1 Mayıs’a yönelik hınç dolu sözlerini dün de sürdüren Başbakan, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu ve 1 Mayıs katılımcısı partiler başta olmak üzere 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyenlerin “illegal örgütler tarafından yönlendirildikleri” imasında bulundu.

“İstediğim yerde yaparım” dersen…
1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması yönündeki talepler üzerine konuşan Erdoğan, “Bu demokratik kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin amacı olamaz. ‘İstediğimi istediğim yerde yaparım’ anlayışı illegal yeraltı örgütlerinin işidir” diye konuştu.

1 Mayıs’ta yaşanan polis terörünün sorumlusu olarak, meşru taleplerini dile getiren ve arkasında duran işçileri, sendikaları ve siyasi partileri suçlayan Erdoğan, “Yani sorun izin verip vermeme sorunu değil, izin kapsamı dışında kalan alanlara yönelik bir zorlama ve hukuksuzluk içine girilmesi sorunudur” dedi.

“1 Mayıs’ta provokatörler vardı”
1 Mayıs’a katılmak için Taksim’e yönelenlere “provokatör” suçlamasında bulunan Erdoğan, “zaten işçi değillerdi” iddiasında bulunarak polis terörünü savundu. “Arabalara, otomobillere zarar verildiğini” iddia ederek açıkça yalan söyleyen Erdoğan şöyle konuştu:

“2008 1 Mayıs’ında, Taksim ve civarında kimler vardı? Bakınız; çatışmayı sendikal mücadele zanneden bazı sendikacılar vardı. Rol çalma telaşıyla kalabalığa karışan bazı siyasetçiler vardı. 1 Mayıs’ı istismar etmek isteyen illegal örgütler vardı. İstismarcılar vardı, felaket tellalları vardı, Türkiye’nin manzarasını karartmaya çalışan odaklar vardı. O gün, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününde, Taksim ve civarında olmayan özellikle bir kesim vardı; emekçi kardeşlerim, işçi kardeşlerim, çalışanlar, emeği ile geçinenler o gün orada kısmen vardı. Nitekim taş ve sopalarla çatışmaya gelen, yasadışı eylem sebebiyle gözaltına alınanların çoğu işçi ve emekçi değildi. Güvenlik güçleriyle çatışan, elindeki torbalarda taş getirip polise fırlatan, molotof kokteylleri fırlatan, camı çerçeveyi indiren, araçlara, dükkanlara zarar verenler arasında işçi yoktu, emekçi yoktu.”

“Hak-İş’in kutlamasına katılın”
Erdoğan, Hak-İş’in Tandoğan çağrısını örnek vererek “Tandoğan’da başka bir sendika 1 Mayıs kutlaması yaptı; peki niye orada bir şey yoktu, orada niye olay olmadı? Niçin acaba yazılı ve görsel medya, Tandoğan’daki kutlamaları gündeme getirmiyordu da Sıhhiye ve Taksim'i gündeme getiriyordu? Onlar işçi değil miydi?” diye konuştu.

Utanmadı
Tüm emekçilere kin kusan ve meydan okuyan Başbakan Erdoğan, polisin insanlık dışı müdahalelerini yokmuş gibi göstererek, DİSK’in Şişli’de “Bin kişiyi bile toplayamadığını” savundu.

Sendika yöneticileriyle görüşmesini lütuf gibi yansıtan Erdoğan, sendikacılardan “bunlar” diye bahsetti. Erdoğan, “Bugüne kadar bunların hiçbiriyle bir Başbakan görüşmemiştir, 1 Mayıs sebebiyle. İlk kez ben kabul ediyorum, kendileriyle görüşmüşümdür. Kendilerine ricada bulunmuşumdur” dedi.

İzin verilen alanlarda gösteri yapılması gerektiğini söyleyen Erdoğan, “İlgili alan neresiyse o alana verirsin ve bütün kitlen neyse, 50 bin, 100 bin neyse orada toplarsın” diye konuştu.

Konuşmasının bu noktasında, adeta tüm emekçilere meydan okuyan Erdoğan, “Ama bunların öyle bir kitlesi de yok ki... İşte gördünüz 500, bin kişiyi Şişli’de toplayamadılar, ondan sonra da dediler ki ‘iptal ettik’” diye konuştu.

“Polis masum, emekçiler suçlu”
“Bütün fatura polise kesilmeye çalışılıyor” diyen Erdoğan, konuşmasında polisin insanlık dışı müdahalesini de savundu.

Erdoğan, “Hata olabilir, ama süreç başladığında işler şirazesinden çıkıyor” diyerek polis terörünü mazur göstermeye çalıştı. Erdoğan, polisin masum olduğunu, emekçilerin ise fıkradaki hırsız olduğunu ima ederek, “Hırsızın hiç mi suçu yok?” dedi.

“Malum sendika”
Konuşması boyunca 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasını isteyen sendikalara kin kusan ve bu sendikalardan “bunlar” diye bahseden Erdoğan, son olarak DİSK’ten “malum sendika” diye söz ederek kin dozajını yükseltti.

Erdoğan, “izin verilemez miydi” diye soran köşe yazarlarına cevaben, “Kusura bakmasınlar. Eğer burada böyle bir süreç başlamış olsaydı, tüm sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin Taksim Meydanı’nda toplantı yapma hakkı doğardı. Nasıl ki malum sendika, İnönü stadında seyredenlerin, milli maç ve bazı özel maçlardan sonra gelip orada eğlenmelerini kendine gerekçe gösterdiyse, bu sefer kalkar diğer siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri, ‘1 Mayıs’ta filanca geldi burada gösteri yaptı, ben niye yapamamayım’ ondan sonra Taksim Meydanı, her gün mitinglerin yapıldığı bir meydan haline döner ki oranın bütün cazibesi, her şeyi, oradaki alışveriş merkezlerinin; bütün otellerin cazibesi ortadan kalkar, kusura bakmasınlar” diyerek bakış açısını ortaya serdi.

Erdoğan, kendinden önceki SHP hükümetlerinin de Taksim’de 1 Mayıs kutlamalarına izin vermediğini söyleyerek kendini savundu.

Erdoğan, 1996 1 Mayıs’ında sendikaların alanı kontrol edemediğini söyleyerek Emniyet’in müdahalesinin zaruri olduğunu iddia etti. Öte yandan Erdoğan, 1996’dan 2006’ya değin gerçekleştirilen 1 Mayıs kutlamaların nasıl “kontrol edildiğini” açıklamadı.

yazici   mail