www.soL.org.tr
Ameliyathaneye aşçıbaşı, morga bulaşıkçı
25 Eylül 2006, Pazartesi

Yemekhanenin özelleştirilmesi sonrasında hiçbir işçinin açıkta kalmayacağını iddia eden İstanbul Üniversitesi yönetimi, akıllara durgunluk veren bir “çözüm”e imza attı. Yemekhanenin taşerona devri sonrasında yeni “görev yerlerine” giden işçiler büyük şaşkınlık yaşadılar.

resim

HABER MERKEZİ Yemekhanenin özelleştirilmesi sürecinde işçilere açıkta kalmayacaklarını vaat eden İstanbul Üniversitesi yönetimi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi işçilerini cezalandırarak sözünü tuttu. Rektör Mesut Parlak’ın özelleştirme sevdasının arkasında ise siyasi hesaplarının olduğu görülüyor.

3 Mayıs’ta gerçekleşen ihale sonrası özelleştirme kararını yemekhane işçilerine açıklayan Rektör Yardımcısı İrfan Papilla, bu sürecin sonunda hiçbir işçinin işsiz kalmayacağını vaat etmişti. Temmuz ayında yemekhanelerin ihaleyi kazanan taşeron firmaya devri sonrasında, yemekhane işçileri üniversitenin diğer birimlerine aktarıldılar. Ancak bu uygulamayla kimseyi işsiz bırakmadığını iddia eden İstanbul Üniversitesi yönetiminin, özelleştirme sürecine karşı çıkan işçileri cezalandırmayı amaçlayan bir skandala imza attığı ortaya çıktı.

Özelleştirmeye karşı yürüttükleri mücadele çerçevesinde Yurtsever Cephe’nin 1 Mayıs mitingine katılan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi yemekhane işçileri, işyerlerinden alınarak Dekanlık tarafından Fakülte’nin diğer birimlerinde “istihdam” edildiler. Birçok işçi yeni “görev yerlerinin” ameliyathane ve işlerinin de ameliyatta doktora asistanlık yapmak olduğunu son anda öğrendi. “Yeni iş”leriyle ilgili hiçbir eğitimden geçmeyen işçilerin, açık ameliyatlara sokulduğu ortaya çıktı. İşçilerin birçoğu ameliyat sırasında baygınlık geçirdi ve sonrasında psikolojik tedavi görmeye başladı.    

Bir diğer yemekhane işçisi ise, Kuran okumayı bildiği gerekçesiyle Fakülte Hastanesi Morgu’nda imama yardımcılıkla görevlendirildi. Morga gelen cesetleri yıkama işlerine de katılmak zorunda bırakılan yemekhane işçisi, ağır bir psikolojik travma geçirdi. Yemekhane işçisinin fakülte psikiyatristinin aksi yöndeki tavsiyesine rağmen halen morgda görev yaptığı bildirildi.

Olumsuz çalışma koşullarına uyum sağlayamayan işçilere, bu koşulları kabul etmedikleri takdirde işlerini kaybedecekleri bildirildi. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi yemekhane işçilerine yönelik bu uygulama, işçilerin özelleştirme karşıtı kampanyalara verdikleri desteğe tepki olarak yorumlanıyor.     

Özelleştirme yalanları
Yemekhanelerin özelleştirilmesi İstanbul Üniversitesi yönetimi tarafından “özelleştirme değil, hizmet satın alımı” olarak nitelendiriliyor. Rektör Mesut Parlak, Bekir Coşkun’un özelleştirmeye karşı çıkan öğrencilere polisin saldırmasını eleştiren yazısına verdiği 5 Mayıs tarihli cevapta özelleştirme sonucunda üniversitenin yemek masrafının yarıya ineceğini iddia etmişti. Parlak, ihaleden hemen sonra yaptığı açıklamalarda yemekhane işçilerinin günde ortalama 3-4 saat çalıştığını iddia etmiş, özelleştirmeden sonra işçilerin işsiz kalmayacağını, aksine daha “verimli kullanılacaklarını” söylemişti.

Rektörün iddialarının aksine özelleştime sonrası üniversitenin yemek maliyetlerinin daha da arttığı belirtiliyor. Rektörün özelleştirme öncesi bir yemeğin maliyetinin 5 YTL olduğunu iddia etmesi özelleştirmeye gerekçe bulma çabası olarak yorumlanıyor. Taşerona devir sonrası yemek fiyatlarını 25 Ykr düşürerek tepkileri azaltmaya çalışan yönetim, öğrencilere 1 YTL’ye sunduğu yemek için taşeron şirkete 1,75 YTL ödeme yaptığı bilgisini gizliyor. Öğrenciler ve işçiler yemek kalitesinin ciddi şekilde düştüğünü söylerken, taşeron şirketin sözleşmede belirtilen gramajın çok altında malzeme kullanarak önemli kârlar elde ettiği belirtiliyor.

Taşeron şirket Bekard’ın ayrıca, yemekhanelerde özelleştirme öncesine göre yarı yarıya işçi çalıştırdığı biliniyor. Rektörün işçilerin daha kötü koşullarda daha fazla çalışmasını verimlilik olarak nitelendirmesi piyasacı mantığın yansıması olarak yorumlanıyor.

Rektörün hesabı
Rektör Mesut Parlak’ın göreve geldiği 2005 yılından itibaren AKP’ye yakınlaşma çabası dikkati çekiyor. Üniversite yönetiminin özelleştirme hamlesinde, AKP hükümeti ile uyumlu politikalar izlemesinin ve Mesut Parlak’ın 2007 genel seçimlerinde milletvekili seçilme planlarının belirleyici olduğu belirtiliyor. Yemekhane ihalesini kazanan Bekard Yemek Üretimi Şirketi’nin de AKP’ye yakınlığıyla bilinen ve Tayyip Erdoğan’ın büyükşehir belediye başkanlığı döneminden itibaren yolsuzlukları ile gündemde olan Albayraklar’ın yan kolu olduğu biliniyor. Bundan önceki dönemde de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nin hasta yemekleri dağıtımı ihalesini kazanan Bekard Şirketinin AKP ile doğrudan bağlantısı, Rektörün üniversite içindeki hizmetlerin özelleştirilmesinde siyasi hesaplarının ön planda olduğu tezini doğruluyor.

yazici   mail