www.soL.org.tr
DTP’den baskın ve gözaltılara tepki
30 Aralık 2006, Cumartesi
resim

HABER MERKEZİ DTP Genel Başkan Yardımcısı Hasip Kaplan, DTP Ankara il örgütü binasının basılarak İl Başkanı Salih Karaaslan ve diğer yöneticilerin gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Kaplan, siyasi partilerin çalışmalarının Anayasa Mahkemesi'nin denetimi ve güvencesinde olmasına rağmen, bu çalışmalara uzatmalı çavuş düzeyinde müdahaleler yapıldığını kaydetti.

Kaplan yaptığı yazılı açıklamada, son zamanlarda DTP üye ve yöneticilerine, "korkunç bir tahammülsüzlük ve komple bir saldırı" girişimi başlatıldığını kaydetti. PKK tarafından ateşkes ilan edilmesinden bu yana yeni Terörle Mücadele Kanunu da bahane edilerek, terörle mücadele adı altında DTP ve Kürtlerle mücadele başlatıldığını öne süren Kaplan, "Anayasa Mahkemesi'nin denetimi ve güvencesindeki siyasi partiler, polis ve jandarmanın sudan bahaneleriyle baskın yeri haline getirilmekte, il başkanları, belediye başkanları, yöneticiler gözaltına alınmakla kalmayıp, gözaltı ve soruşturma aşamasında bilinçli bir baskı ve kasıtlı bir yönelme ile kötü muameleye uğramaktadırlar" dedi.

Müdahale uzatmalı çavuş düzeyine düştü
Son olarak DTP Ankara il binasının basılarak İl Başkanı Salih Karaarslan ve il yöneticilerinin gözaltına alındığını belirten Kaplan, gözaltıların kabul edilemez olduğunu ifade etti. İl Başkanı Karaarslan'ın daha sonra serbest bırakılmasının, gözaltı gerekçelerinin geçerli nedenlere dayanmadığını gösterdiğini kaydeden Kaplan, şöyle devam etti: "Ne yazık ki son zamanlarda yargı da buna alet edilmekte, savcılar ve hakimlere yanlış bilgi verilerek ‘arama kararları' alınmakta, soyut, kime ve nereye yönelik olduğu anlaşılamayan bu kararlara dayanılarak görevler kötüye kullanılmakta ve baskı uygulanmaktadır. Siyasi parti çalışmalarına müdahale uzatmalı çavuş düzeyine düşürülmüştür. Suç işlediği sanılan kişilerin takibi yerine parti binalarının hedef alınması demokratik toplumu, hak ve özgürlükleri derinden yaralamaktadır."

Hizbullah destekleniyor
Kaplan, konuşmasının devamında şunları söyledi: "Ateşkes ve tüm barış girişimlerine rağmen sivil siyasetçiler rollerini oynamayarak Kürt sorununu askere havale etme alışkanlığını sürdürüyor. Aydınları, sivil toplumu dinlemeyerek suni bir Cumhurbaşkanlığı seçimi gerilimi yaratarak, toplumu her alanda germeye çalışıyorlar. Güneydoğuda geçmişte olduğu gibi bugün dahi Hizbullahı, dini radikal örgütlenmeleri teşvik eden, valilik fonlarından besleyen, sivil toplum ve kuran kursu bahaneleriyle örgütleme çalışmalarına destek veren AKP iktidarının foyası, Kürt Müslümanlar söz konusu olduğunda ortaya çıkmaktadır.

Bu "sahte İslamcılık" Hamas'a kapı açıyor, Meclis kapısını Doğu ve Güneydoğudan gelmiş bin kişilik seçilmiş Kürt yurttaşı temsilcilere kapatıyor, El Kaidenin de katıldığı Kürt düşmanı Sünni Müslüman toplantıları yaptırıyor. Filistin'e destek kampanyaları açar, sel baskınına uğramış Batman'lı müslümanı görmezler. Diğer yandan laiklik denince tozu dumana katan CHP her nedense bütün bunları görmezden gelir. Irkçı linç girişimlerinde seyirci, dini radikal örgütlenmelerde hoşgörülü davranır, DTP'ye saldırıda seçim yasalarında olduğu gibi beleş milletvekilliği için kirli ittifaklara girer, halkın siyasi iradesinde hırsızlığı mübah görürler."

yazici   mail