HABER MERKEZİ Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, yabancı doktorların Türkiye’de çalışabilmelerine olanak tanıyan ve Meclis Genel Kurulu tarafından kabul edilen kanun tasarısını, bazı maddelerinin yeniden görüşülmesi için Meclis’e geri gönderdi. İade gerekçesinde, “Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı doktorların henüz istihdam sorunu çözülmemişken yabancı uyruklu doktorların Türkiye’de çalışmasını olanaklı kılmanın yerinde olmayacağı değerlendirilmektedir” ifadesi yer aldı.

Sağlık Bakanlığı’nın yetkileri artırılmak isteniyor
Sezer, yabancı doktorların Türkiye'de çalışabilmeleri için Tıpta Uzmanlık Kurulu oluşturulmasını öngören 5581 sayılı “Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u 1, 2, 6, 7 ve 8. maddelerinin bir kez daha görüşülmesi için, Meclis’e geri gönderdi.

Yasa'nın 2. maddesinde, “Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun ek 1. maddesinin ikinci fıkrasının değiştirildiği ve bu fıkradan sonra gelmek üzere maddeye bazı fıkralar eklendiği” kaydedilen iade gerekçesinde, Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri klinik şef ve şef yardımcılıklarına atanacakların seçimi konusunda, incelenen yasayla yapılan düzenlemelerin, özü yönünden eski düzenlemelerden farklı olmadığı; Sağlık Bakanlığı’nın bu seçim ve atamalardaki etkisinin getirilen kurallarla daha da arttırıldığının görüldüğü vurgulandı.

Yapılan düzenlemeyle, kalkınmada öncelikli illerde bulunan eğitim ve araştırma hastanelerinde boş bulunan şef kadrolarına yapılacak atama yönünden, takdir yetkisinin hizmet dışı öznel nedenlerle ve hizmet gerekleri ile bağdaşmayan etkilere açık olarak kullanılmasına da olanak yaratıldığı savunularak, hükümetin kadrolaşma çalışmalarından duyulan kaygıya dikkat çekilmiş oldu.

Kanun tasarısı sorunları çözmekten çok uzak
Yabancı doktorların kamu kurum ve kuruluşlarında çalıştırılamayacağı, yalnızca özel sağlık kuruluşları ile özel muayenehanelerde çalışabileceklerinin belirtildiği açıklamada yabancı uyruklu doktorların zaten kamu kuruluşları dışındaki özel hastanelerde ve muayenehanelerde çalışabildiklerine dikkat çekildi. Bunun yanı sıra, “Ayrıca, ülkemizin kimi yöresel koşulları, çalışma koşulları ve ekonomik koşullar göz önünde bulundurulduğunda Türkiye'ye nitelikli yabancı doktor gelmeyeceği de bir gerçektir” ifadesinin de yer aldığı iade gerekçelerinde, asıl amacın sağlık sisteminin iyileştirilmesine dönük bir adım atmaktan çok uzak olduğu bir kez daha vurgulanmış oldu.

Tasarlanan kanunla, hükümetin amacının, nitelikli doktorlarla sağlık sisteminin sorunlarını çözmekten ziyade hem çok ucuza çalışacak yabancı doktorlara kapıları açarak Türkiye’deki doktorların çalışma koşullarının daha da kötüleşmesine meşru zemin hazırlamak hem de halihazırda özel kuruluşlarda çalışmakta olan yabancı doktorlar için daha rahat bir yasal zemin sağlamak olduğu bir kez daha görülmüş oldu.

AB’ye uyum gerekçesi bile tutarsız
Hükümet, her ne kadar kanun tasarısını Avrupa Birliği’ne tam üyelik sürecinde, kişi ve hizmetlerin serbest dolaşımı önündeki engellerin kaldırılması amacına uygun olarak hazırlandığını belirtse de, AB üyeliği konusunda hükümetle hemfikir olan Sezer, bu tasarının Birlik ülkelerinde sağlık alanına ilişkin, halk sağlığı, hasta güvenliği, meslek sahibi insanların haklarının korunması gibi ‘görece olumlu’ düzenlemelere koşut bir yaklaşım içermediğini, yalnızca ülkemizde doktor olarak çalışmak için aranan yurttaşlık koşulunu kaldırmakta olduğunu belirtti.

Türkiye’de yabancı uyruklu doktorların çalışmasına olanak tanıyan kanun tasarısı hazırlanırken yabancı doktorlar, “Türkiye’de ucuza çalışmaya razı ithal doktorlar” olarak kamuoyuna lanse edilmiş ve bu durumun olumlu karşılanacağı beklenmişti. Ancak, beklenen olmadı ve sağlık sistemini değiştirmekten ve iyileştirmekten oldukça uzak bu kanun tasarısına karşı sağlık emekçilerinden güçlü bir ses yükseldi.