www.soL.org.tr
Yıpratmak isteyenler...
Aydemir Güler 21 Haziran 2007, Perşembe

Son zamanlarda benzeri bir anket yayınlandığına rastlamadım; ama Türk Silahlı Kuvvetleri "toplumun en çok güvendiği kurumlar" listesinin başındaki yerini muhtemelen koruyordur. TSK'nın tek rekoru bu değildir. TSK aynı zamanda ülkemizde "yıpratılmak istendiğinden en çok şikayet eden kurum"dur.

"Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından da kabul edilmesi mümkün olmayacak böyle bir senaryodan yola çıkılarak yapılan açıklama ve yorumların hangi amaca hizmet ettiği, üzerinde düşünülmesi gereken bir husus olarak değerlendirilmektedir."

Evet, Hudson Enstitüsünde Anayasa Mahkemesi Başkanının suikastla öldürülüp, Beyoğlu'nda bomba patlatılan, sonra ordunun Irak'a, memleketin de çöküşe gittiği senaryonun ele alındığı toplantıya TSK'nın stratejistleri "geçerken uğramıştır". Aksini iddia etmek orduyu yıpratmaktır!

"20 Haziran 2007 tarihli çeşitli basın ve yayın organlarında yer alan MGK toplantı tutanaklarının ele geçirildiğine dair haberler gerçeği yansıtmamaktadır."

Evet, kontrgerillacılar bombaları çöpleri karıştırırken bulmuştur ve zaten bir güvenlik uzmanı veya stratejistin dediği gibi özel harpçilerin evinde bilumum silah tutulması normal karşılanmalıdır. Buna şaşan veya bu vesileyle şaşkınlık yaratmaya kalkanlar orduyu yıpratmaya çalışan münafıklardır!

Zaten ve hatta, Oyakbank'ın TSK'nın bankası olduğu da doğru değildir. Erdemir'in satıldığı günlerde "gavura gitmesin" kampanyası haybeden yapılmıştır ve hatta maaşlarından Oyak'a karşılıksız kesinti yapılan TSK mensupları paralarını har vurup harman savurmakta özgür olan TC vatandaşlarıdır!

Yakında bilumum askeri birlik ve tesisin duvarlarına "bizi yıpratmaya çalışıyorlar" yazısı çerçeveletip asılabilir. Lafın kısası, bu yanıt artık kabak tadı vermiştir!

Kabak tadından, TSK'yı yıpratmaya çalışanların var olmadığı çıkmaz. Düzen güçleri birbirini yemektedir ve AKP, Emniyet, Fethullah tarikatı, ABD ve AB, evet, biz de söyleyebiliriz, "orduyu yıpratmaya çalışmaktadır"lar. İyi de, asılmasını beklediğimiz çerçeveli yazı, Türkiye halkına hırsızın hiç suçu olmadığını söylemektedir.

Hayır! Hırsız suçludur.

TSK veya AsParti, ülkenin güvenliğini emperyalistlere teslim eden kurumların başında gelmektedir. Şimdi emperyalistler sadece bu kurumu değil, bütün ülkeyi maymun etmekte, yazdıkları ve yaydıkları senaryolar aracılığıyla "ipleriniz elimizde" demektedirler.

"Geçerken uğradık" açıklaması AsParti'nin Amerikancılıkta aldığı mesafenin Türkiye'yi büsbütün güvenliksizleştirdiğinin itirafıdır.

TSK veya AsParti, ülkede düzenin bekası için kontrgerillayı en uygun mekanizma olarak tesis etmiştir. Bu provokasyon yuvaları yıllarını, hayatlarını verdikleri faaliyetleriyle Türkiye'yi bir korku cumhuriyeti haline getirmişlerdir.

Oyakbank'ın Ordunun bankası olmadığına gelince... Oyak tarafından reddedilen bu saptamanın ancak yüzeysel bir doğru olduğu, dolayısıyla tamamen doğru olmadığını kabul edebiliriz. Banka dediğin, holding dediğin piyasa'dır. Koskoca piyasa bir orduya bağlı olamaz. Doğrusu, TSK'nın piyasaya bağlı olduğudur!

Piyasacılıkta alınan mesafe Türkiye'yi bir sona yaklaştırmaktadır.

AKP, Fethullahçılar... Hepsi sermayenin ve emperyalizmin örgütleridir. Bunların düzenin diğer kurum ve partilerini yıpratmaya çalıştıkları açıktır. Ve bu tek yönlü de değildir. AsParti'nin de eli armut toplamamakta, o da daha az kirli olmayan yöntemlerle yanıt vermektedir.

"Bizi yıpratmak istiyorlar" tezi artık bıkkınlık vermiştir. Anlaşılan, dincilerin mağduriyet edebiyatıyla çok prim yaptığı yolundaki rivayete askerler de inanmış ve onlar da sürüye katılmışlardır.

Bunların hiçbiri mağdur falan değildir. Bunların mücadelesi ülkemizi ve halkımızı yıpratmaktadır.

  

yazici   mail