soL Sanatçılar hem klibe hem de "şarkı"nın sözlerine tepki gösterdi.

Yaşar Kurt: Korkunç bir şey. İsmail Türüt klipten haberi olmadığını söylemiş ama parçanın sözleri de gösteriyor ki, birilerini kullanıyor ya da kendisi kullanılıyor. Her durumda, “plan yapmayın plan” sözlerine rağmen, kendileri kışkırtıcılık yapıyor. Açıkçası üzülüyorum kendisi için de. Karadeniz için de acı bir durum, böyle saçmalıklara karışmamalıydı.

Emin İgüs: Ozan Arif -İsmail Türüt ikilisinden böyle bir şey çıkmış olmasını yadırgamadım, şaşırmadım da... Bu “insanlık ayıbı” ve “fukaralık” ancak onlara yakışır.

Bu, bizim Hrant Dink'e sahip çıkamadığımızın resmidir; cinayeti anlamadığımızın, anlatamadığımızın, içselleştiremediğimizin ve yapmamız gerekenleri yapmadığımızın veya yapamadığımızın resmidir. Doğru “ağıt”ı yakamadığımız sürece, bu şarkılar-türküler daha da çoğalacaktır.

Kemal Özer: Sanatçı, toplumun önünü açmalı, insani değerleri savunmalı ve toplumun acılarını dile getirmelidir. Faşist bir cinayetin savunusunun yapılması sanatçı kimliğine tamamen ters düşmektedir. Mutlaka olanca gücümüzle tepki göstermeliyiz.

Demirtaş Ceyhun: İmkânsız, inanılmaz bir olay. Bir cinayetin alkışlanmasından başka bir şey değil. Gerçekten tüyleri diken diken oluyor insanın. Bırakın sanatçıyı, bir insan nasıl bunu yapabilir? Aklım almıyor. Zaten milliyetçilik bu değil. 1789’da Fransız Devrimi’nde ortaya konan bu değil. İttihak Terakkininki de bu değil, Mustafa Kemalinki de bu değil. Son derece çirkin, yanlış, Nazilere özgün bir davranış…

Adnan Özyalçıner: Yüzyıllardır bir arada kardeşçe yaşamış halkları birbirine düşman etmek için yapılan bu açık kışkırtma insanların her türlü hak ve özgürlüklerini yok edici bir davranıştır. Barışçı, özgürlükçü bir dünyayı; savaşsız sömürüsüz eşitçi bir düzeni istemeyenlerin; yoksulun mutluluğuna set çekmek isteyenlerin, emekçinin kendi elleriyle yarattığı uygarlığın zenginliği ile güzelliklerinden yararlanması olasılığını kabul etmeyenlerin, edemeyeceklerin saldırısıdır bu. Ekonomik yaşamsal her türlü çıkarlarından vazgeçmek istemeyenlerin bir oyunu, suçlunun yavuz hırsız örneği suçunu örtbas etmeye kalkışmasıdır. Bu yüzden bütün demokratik güçler bu tür oyunları boşa çıkarmak için daha dikkatli, daha mücadeleci olmak zorundadır.

B. Sadık Albayrak: Böyle bir şarkının söylenmesi, ortalıkta dolanması Türkiye’nin toplumsal olarak ne kadar karanlık koşullara sokulduğunun göstergesidir. Bu da içinde bulunduğumuz tehlikenin boyutlarını ifade ediyor. Buna karşı, tüm devrimcilerin, aydınların, onurlu insanların güç birliği yapması, bu karanlığı yenmek için adımlar atması ve eyleme geçmesi gerekiyor. Ama sadece bu şarkılar yükseldiği zaman değil, bu faşist ırkçı kültürü hayatın her alanında, sokaktan tutun da okullara kadar, dönüştürmek için katkıda bulunmamız gerekiyor. Eylemlerimiz tepkisellikten çıkmalı, bu olayları beklemeden her ana yayılmalı ve insanca bir kültürü halkımıza taşımak için olanaklar yaratmalı. Birlikte üretmeli, paylaşmalı, dayanışma içinde olmalıyız.

Salih Bolat: Faşist ideolojinin birtakım insanlar tarafından nasıl doğal bir algılanmaya çevrildiğini gösteriyor. Bunu o kadar rahat söylüyor ki, devletin oluşturduğu baskı mekanizmasının bireye yansıması bu durum. Irkçılık özgürmüş gibi hissediyor. Bu yüzden düşündürücü ve tehlikeli ve vahim bir olay… Hrant Dink ile ilgili zaten bizim ne düşündüğümüz ortada. Yurttaşımız olmasaydı bile bu kalleş katliam ve bir yazar olduğu için öldürülmesi çok korkunç. Şarkı söyleyerek kutsamış oluyor hatta. İğrenç bir durum. Ozan Arif’in böyle bir şarkı sözü yazmasından dolayı da, bir şair olarak utanç duyuyorum.

Refik Durbaş: İnsanlığa sığmayan iğrenç bir olay. İnsana saygısızlık. Şiddetle kınıyorum.

Tahsin Yücel: Ters bir ideolojinin savunmasını yapmanın yanında aynı zamanda suçu yüceltiyorlar. Benimsenmesi, kabul edilmesi, ülkemizde böyle tutumlar olması çok rahatsız edici.