www.soL.org.tr
CHP'nin ‘Pusula’sı savaşı gösteriyor
21 Haziran 2007, Perşembe

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin "CHP Pusula '07" adlı seçim bildirgesini açıkladı. Kuzey Irak'a operasyon ve NATO müdahalesi talepleri de dahil olmak üzere "terörle mücadele" ve "güvenlik" kavramları bildirgenin temelini oluştururken, ekonomide "mali istikrar" vurgusu öne çıkıyor.

resim

HABER MERKEZİ Baykal, partisinin seçim bildirgesini açıkladığı basın toplantısında, terörün Türkiye'nin kimliğini tehdit eden bir olgu olduğunu söyleyerek "Bu konuyu önemsemek, öncelikli bir hedef olarak almak ve bu konuda uyumlu siyasetle kararlı biçimde mücadele etmek mecburiyeti vardır. Bizim milletimizin önüne koyduğumuz yeni istikametin ana konularından birisi terör tehdidi karşısında etkin bir siyaseti geliştirmek olacaktır" şeklinde konuştu.

Büyük kentlerdeki asayiş sorununu terörün ardından en önemli sorun olarak tanımlayan Baykal, kentlerde güvenliğin sağlanması için kararlı bir mücadele yürüteceklerini söyledi. CHP Genel Başkanı, ekonomi alanındaki politikalarını ise "Hiç ödün vermeme kararlığı içinde olduğumuz temel konu, Türkiye'nin mali istikrarını korumak, güçlendirmek ve temellendirmek olacaktır" sözleriyle özetledi.

CHP'nin seçim bildirgesinde ayrıca şunlara yer verildi:

Kuzey Irak'a operasyon talebi
AKP hükümetinin terörle mücadele önceliğinin olmadığı ve terörü etkisizleştirmek için sonuç veren hiçbir önlem almadığı gerekçesiyle eleştirildiği bildirgede, "Hükümet, PKK örgütünün merkezinin, üssünün, silah ve cephane depolarının Kuzey Irak'ta olduğu gerçeğini görmezlikten gelerek Irak'a bir operasyon düzenlemeye cesaret edememiştir. Sonuçta, Türkiye'de terörün hızla yükselmesinin başlıca sorumlusu bu iktidar olmuştur" görüşüne yer veriliyor. CHP'nin bu konuda alacağı önlemler sıralanırken, "Ülkemizin dışında yerleşik terör odaklarının ülkemizin 'güvenliği, barışı, huzuru, birliği ve bütünlüğüne' yönelik fiili tehdidini yok edeceğiz" sözleriyle Kuzey Irak'a dönük operasyon gündeme getiriliyor.

Terörle mücadele adına NATO müdahalesi
CHP'nin seçim bildirgesinde savunma politikalarının ele alındığı bölümde, NATO'nun yeni "tehdit konseptinin" aynen benimsenmesi dikkat çekti. "Bu kapsamda tehdit kavramı, kökten dincilikten, siyasi ve ekonomik istikrarsızlığa, uyuşturucu ve silah kaçakçılığından, uluslararası terörizme, etnik kökenli ve bölgesel çatışmalara kadar yeni risk ve eylemleri içermektedir. Dolayısıyla, ulusal çıkarlarını gerçekleştirebilmesi ve buna yönelik desteğin bölgesel ve uluslararası entegrasyonla sağlanması yönünde Türkiye'nin öncü bir rol üstlenmesi kaçınılmazdır" sözleriyle, emperyalizmin dünyanın çeşitli yerlerinde girişeceği saldırılarda "uluslararası entegrasyon" adına Türkiye'nin de yer alması gerektiği savunuluyor.

Ayrıca, bildirgede yer verilen "Askeri boyutu özel bir önem taşıyan 'Terörle Mücadele' konusu, NATO makamlarının ve ilgili NATO komitelerinin gündemine getirilecek ve NATO antlaşması çerçevesinde müttefik ülkelerin dayanışmasının sağlanmasına çalışılacaktır" şeklindeki ifadeler de, terörle mücadele adına Türkiye topraklarının NATO müdahalesine açılabileceği tartışmasını beraberinde getiriyor. Hatırlanacağı gibi, geçtiğimiz yıl Cumhuriyet gazetesi başyazarı İlhan Selçuk'un, Güneydoğu'ya NATO ve BM Barış Gücü yerleştirilmesi gerektiğini ifade etmesi tartışmalara yol açmıştı. Böyle bir uluslararası askeri gücün terörle mücadele adına Türkiye'ye çağırılması durumunda eski Yugoslavya örneğinde yaşandığı gibi bir iç savaş ve bölünme tehlikesinin gündeme gelebileceği farklı kesimlerce ifade edilmişti.

Daha fazla karakol, daha ağır ceza, polise daha fazla yetki
CHP'nin seçim vaatleri arasında yer alan güvenlik önlemleri ise, sağ partileri bile geride bırakıyor. Bildirgede, CHP iktidarının kentlerde artan kapkaç ve benzeri adi suçlarla mücadeleyi güçlendirmek üzere ceza ve infaz yasalarını ağırlaştıracağı ifade ediliyor. Semt karakollarının yaygınlaştırılması ve polis sayısının artırılarak emniyet teşkilatının en etkin şekilde çalışabilmesi için her türlü mali, idari ve teknik önlemin alınması da CHP'nin vaatleri arasında bulunuyor.

Ekonomide istikrar, daha çok istikrar
AKP hükümetinin uyguladığı "ekonomik istikrar" programının "mali piyasalarda istikrarı ve buna bağlı olarak fiyat enflasyonunu geriletmeyi" başardığı kaydedilen bildirgede, bu temel görevin yerine getirilmesinden sonra programın uygulanmaya devam etmesinin sakıncalarına değiniliyor. Bildirgede "Bu İstikrar Programı, artık sürdürülebilme özelliğini kaybetmiştir" görüşüne yer verilmesine rağmen, "Ekonomide, makro ekonomik dengeleri koruyarak istikrarı sağlamak önceliklidir. Enflasyonun %5'in üzerine çıkmaması, kalıcı bir politika olarak hedeflenmelidir" denilerek mevcut "mali piyasalarda istikrar" yaklaşımının sürdürüleceği vurgulanıyor.

CHP iktidarının temel önceliğinin "bütçe disiplini" olduğu kaydedilirken, yeni ekonomi politikalarının mali istikrardan vazgeçmeden oluşturulacağı belirtiliyor. Cumhuriyet tarihinin en özelleştirmeci hükümetine yönelik eleştirilerin "özelleştirme ihalelerindeki yolsuzluklar" ile sınırlı kaldığı bildirgede, stratejik önem taşıyan ve tekel konumundaki kamu işletmelerinin satışına dair hiçbir eleştirinin dile getirilmemesi dikkat çekiyor.

yazici   mail