www.soL.org.tr
Kepçe kulaklı demokrasi
Kemal Okuyan 30 Mayıs 2008, Cuma

Önder Sav'ın odasının bir biçimde dinlenmesi CHP'yi ayağa kaldırdı. Ayağa kalkmakta haklılar da, on yıllardır bu ülkenin solcularına yaşatılan ve yaşatılmaya devam eden "büyük gözaltı"na onay verenlere, bunu sistemin en temel meşru haklarından birisi olarak görenlere oturun oturduğunuz yere demek geliyor insanın içinden...

Yasa dışı dinleme, "yasal dinleme"nin çocuğudur. Yasal dinleme adı altında telefonların, siyasi parti, dernek ve sendika binalarının, toplantı salonlarının dinlendiği bir ülkede yasa dışı dinleme olmazsa olmaz!

Şimdi iş geldi, teknolojinin gelişmesinin de yardımıyla, sistemin aktörleri arasındaki iç gerilimlerde karşılıklı koz toplamaya dayandı. Devletin istihbarat gücünün önemli bir bölümü yine devleti takip etmek için kullanılıyor. Herkesin birbirini gözetlemeye çalıştığı, toplumu da buna özendirdiği bir sistem!

Bir tür sapıklık, bir tür manyaklık.

En küçük bir adalet duygusunun kalmadığı, değerlerin ve değer sistemlerinin altüst olduğu bir ortamda bir yandan hiçbir şeyin öneminin olmadığı, öte yandan pirenin deve yapılabildiği bir toplumsal doku yaratılmak üzere.

Televizyon dizilerinde "şurada güleceksiniz" diye buyuran kahkaha efektleri gibi, insanlara kötüyü ya da iyiyi, hiçbir kural tanımaksızın, dayatmaya çalışıyorlar.

Hale bakın, "Önder Sav vali ile ne hakla görüşür" diyerek oda dinlemeyi savunmaktalar. Devlet görevlilerinin görüşmelerine bir kısıtlama mı var? Bir kısıtlama varsa, haklarında arama kararı çıkartılmış suçlularla görüşen devlet görevlilerine neden "kahraman" deniyor? Bir milletvekili ile valinin görüşmesine rezalet diyenler daha düne kadar Hakuk Kırcılardan Abdullah Çatlılara, bütün katillerle devletin sarmaş dolaşlığını açıkça savunmuyorlar mıydı?

Konunun istihbarat savaşının, karşılıklı dosyalar hazırlamaya çalışmanın dışında boyutları var: Toplumu sindirmek ve daha da önemlisi insanı yok etmek! Bakanlardan biri, Tüzmen, "dinlenmekten rahatsız olmamak gerek, herkes ona göre konuşsun" demiş. Besbelli ruh hastası. Nasılsa değer yargılarını, iyiyi ve de kötüyü kendileri, paranın gücü belirliyor. Ve açık ki bu konuda AKP'nin eline kimse su dökemeyecek.

Şu hale bakın: AKP yayın organlarından Star gazetesinin internetteki versiyonunda "Yargı Erkinin İlginç Gezisi" diye öne çıkarılmış bir haber yayınlandı 29 Mayıs'ta. Tıklıyorsunuz nedir acaba ilginç olan diye, karşınıza şu başlık çıkıyor: "Yüksek Yargı mensupları Semah gösterisiyle karşılanacak!" Eğer ilginç olmaktan korkuyorsanız bu ülkede, neymiş, semahtan uzak duracaksınız, alevi kültürü ile aranıza mesafe koyacaksınız. Yoksa ilginç olur, bir de üstüne ünlemi yersiniz!

Siz siz olun sakın aşağıdakine benzer bir gezi programı yapmayın:

"Aralarında Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Yargıtay daire başkanları, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkan Vekili Mahmut Acar, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Muammer Aydın ve Yüksek Seçim Kurulu üyelerinin eşlerinin de bulunduğu grup Kapadokya'yı gezecek. Seçilen gezi güzergahı ve program dikkat çekiyor. Ankara'dan yarın Kapadokya'ya hareket edecek olan grubun ilginç gezisinin ilk durağı Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesi olacak. Yargı mensupları burada Semah gösterileri ile karşılanacak. Hacıbektaş Veli Türbesi ve Müzesi'ni ziyaret edecek olan yüksek yargı mensupları daha sonra Gülşehir ilçesi sınırlarındaki ‘Açık Saray Harabeleri''ni gezecek. Heyet aynı günün akşamı ise Ürgüp'te bir eğlence merkezinde yapılacak olan Türk gecesine katılacak."

Nasıl?

Teşhirci ve de röntgenci gericilerin demokrasisini beğendiniz mi?

Türkiye'yi derin devletten kurtaracağı ve demokratikleşme atılımı yapacağı için bir kısım solcumuz tarafından kutsanan AKP'nin kepçe kulakları memleketimize hayırlı ve de uğurlu olsun.

yazici   mail
Kepçe kulaklı demokrasi
Kemal Okuyan
Bir sempozyum!
Rıfat Okçabol
İleriye doğru
Yurdakul Er