14 Mayıs 2007, Pazartesi
Praksis Dergisi 12-13 Mayıs tarihleri arasında “Milliyetçilikler: Irkçılık ve Faşizmin Güncelliği” başlıklı bir sempozyum düzenledi. Sempozyumun Kenan Kalyon, Sungur Savran, Metin Çulhaoğlu ve Nail Satlıgan’ın konuşmacı olduğu “Ulusal Sorun ve Marksizm” oturumu hareketli tartışmalara sahne oldu.
HABER MERKEZİ Praksis Dergisi tarafından 12-13 Mayıs tarihlerinde İTÜ Maçka Sosyal Tesisleri'nde “Milliyetçilikler: Irkçılık ve Faşizmin Güncelliği” başlıklı iki günlük bir sempozyum düzenlendi.
Türkiye’de ve başta Batı Avrupa olmak üzere dünyanın pek çok bölgesinde milliyetçi ve ırkçı şiddetin arttığı tespitinden hareketle düzenlenen sempozyumda, milliyetçi ve liberal kampların dışında sosyalist bir alternatifin nasıl yaratılabileceği tartışması yürütüldü.
Sempozyumun ilk günü, “Günümüzün Egemen Milliyetçilik Kuramları ve Eleştirileri”, “Üretim İlişkileri, Göç ve Irkçılık”, “Kemalizm ve Milliyetçilik” ve “Dünden Bugüne Kürt Meselesi” başlıklı dört oturum düzenlendi. İkinci günde ise “Faşizm Üzerine Tartışmalar”, “Ulusal Sorun ve Marksizm” ve “Anti-Emperyalizm, Enternasyonalizm ve Milliyetçilik” başlıklı oturumlar gerçekleştirildi.
Sempozyumun en hareketli geçen kısmı, Kenan Kalyon, Sungur Savran, Metin Çulhaoğlu ve Nail Satlıgan’ın konuşmacı olduğu “Ulusal Sorun ve Marksizm” oturumu oldu. Bu turda Kenan Kalyon, ulusal sorunun yakıcılığını koruduğunu ve çözümün “dünya devletler sisteminin demokratik dönüşümü” olduğunu söylerken Sungur Savran “Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı” ilkesinin sosyalizmin kuruluşu için vazgeçilmez bir koşul olduğunu öne sürdü.
Yurtseverlik bir ideoloji değildir
Savran’ın arkasından söz alan Metin Çulhaoğlu ise konuşmasında ağırlıklı olarak “küreselleşme milliyetçiliği” kavramından söz ederek kapitalist entegrasyonun ilerlemesiyle beraber milliyetçiliğin daha da yükseleceğini söyledi. Yurtseverlikle milliyetçiliğin özdeşleştirildiği konuşmalara da yanıt veren Çulhaoğlu yurtseverliğin bir ideoloji olmadığını, milliyetçiliğe eklemlenmesi mümkün olmakla birlikte sosyalizme de eklemlenebileceğini, ve hangi ideolojiyle eklemlenirse onun etkisi altına gireceğini söyledi. Çulhaoğlu ayrıca Türkiye’nin içinde bulunduğu konjonktüre de dikkat çekerek Bölge’de hegemonya peşinde koşan alt-emperyalist bir ülkede yürütülecek yurtseverlik siyaseti ile bugün emperyalizm tarafından “itilip kakılan” Türkiye’de yürütülen yurtseverlik siyasetinin politik çıktılarının farklı olacağının altını çizdi.
Sempozyum, başta yapılan “sosyalist alternatifi yaratma” çağrısının tekrarlanmasıyla sona erdi.
