Sabah saat 09:30’da da Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım’ın Karşıyaka’daki mezarı başında bir anma töreni yapıldı.

İzmir’in dört bir yanında evlere, işyerlerine, okullara, Atatürk posterleri ve Türk bayrakları asıldı. İzmirliler’in de katılımıyla miting alanı ve çevresindeki tüm yollar tamamen doldu. CHP lideri Deniz Baykal İzmir’i, “Demokrasiye ve Cumhuriyet’e sahip çıkan bütün yurttaşlarıma teşekkür” ilanlarıyla donattı. Miting öncesinde “Çocuklarınız yarın size teşekkür edecek” yazan afişler yapıldı.

Bir kez daha “birleşin”
Tandoğan ve Çağlayan mitinglerinde merkez sağ ve merkez sol partilere yönelen “birleşin” sloganları İzmir'de tekrarlandı. Baykal, Sezer ve Karayalçın’ın isimlerinin anonons edilmesiyle birlikte miting katılımcıları hep bir ağızdan, “birleşin” sloganlarıyla çağrılarını yineledi. Katılımcıların birleşin çağrısına karşın, Baykal, Sezer ve Karayalçın platforma çıkmadı. DSP Lideri Sezer’in, aşırı kalabalıktan konuşmanın yapıldığı kürsüye giremediği söylendi. Gazeteci Tuncay Özkan da yaptığı konuşmada merkez sağ ve soldaki partilerin birleşmesi gerektiğini söyledi.

Meydandaki pankartlar ve sloganlar
Miting meydanına AKP ile Başbakan Erdoğan’a yönelik pankartlar asıldı, sloganlar atıldı. Mitingde rastlanan ilgi çekici sloganlar şöyleydi: “Babamı da aldım geldim”, “Anladın sen onu”, “12 Eylül 1980’den önce kimse türbandan ölmedi, çünkü türbanlı yoktu. Ya şimdi?”, “AKP sağlığa zararlıdır”, “Ya devlet başa ya kuzgun leşe”, “Devrim şehidi Kubilay kan kardeşimizdir”, “Abdullah Gül, güle güle”, “Annem sana hediye tam bağımsız Türkiye”, “Atam sen rahat uyu”, “Biz ampulü söndürürüz”, “Ezan seslerinin, kilise çanlarının, sinagog ayinlerinin saygıyla dinlendiği şehir”, “Atatürk'ün ordusu, şeriatçıların korkusu”, “Miting alanında birleşin, iktidara yerleşin”, “Tayyip baksana, kaç kişiyiz saysana”.

“Birleşin” kampının mimarları
Mitingde konuşma yapan Ankara Üniversitesi (AÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alpaslan Işıklı, “Atatürkçülük, tüm ilkeleriyle bir gün mutlaka iktidar olacak” dedi. Prof. Dr. Işıklı, 14 Nisanda yapılan Tandoğan mitinginin ardından medyanın ezberini şaşırdığını, olup bitenlerin çarpıtılmaya ve gizlenmeye çalışıldığını belirtti.

Halkın Cumhuriyeti tehlikede gördüğü için şahlanışa geçtiğini savunan Prof. Dr. Işıklı, “Medya onlarınsa meydan bizimdir. Bu yüzden tüm bu olanlarda küresel egemenlerin emelleri yatıyor. 19. yüzyılın vahşi kapitalizmini kurmayı istiyorlar. Türkiye’de Atatürkçülüğü yıktıktan sonra sınır geliştirme sürecini başlatmayı hedefliyorlar ama bunu başaramayacaklar. Çocuğuna iş arayana ‘Benim sorunum değil’ diyen bir zihniyetin başbakan olmasını kabul etmiyoruz.” Prof. Işıklı miting meydanındaki “Birleşin” çağrılarına sol partilerin kulak vermesi gerektiğini belirterek, “Umarım sizin çağrınıza kulaklarını tıkamazlar, küçük dar hesaplarla yollarını şaşırmazlar. Atatürkçülük, tüm ilkeleriyle mutlaka bir gün iktidar olacak” diye konuştu.

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) üyesi Doç. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu da batı ülkelerinin milli devletlerine sıkı sıkı sarılırken Türkiye’de “Milli devlet modeli bitti” yalanının uydurulduğunu savundu. Doç. Dr. Hacısalihoğlu, “Terör örgütü elebaşına ‘sayın’ diye hitap eden zihniyeti istemiyoruz” dedi.

AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birgül Ayman Güler ise dini alet edip dünyayı kana bulayan emperyalist güçlere karşı Türkiye’de başlatılan mücadelenin Avrupa ülkelerine örnek olmaya başladığını söyledi. Prof. Dr. Güler, seçmenin artık birleşmeyene oy vermeyeceğini kaydetti.

Türkücü Yolcu Bilgiç Türkiye’nin sağlam bir milli takıma sahip olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Kalede 7 yıldır hiç gol yemeyen Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, defansta Sabih Kanadoğlu ve Yaşar Büyükanıt, orta sahada ana muhalefet partisi CHP yer alıyor. Deniz Baykal, 10 numaralı formaya sahip. Golleriyse Tandoğan, Çağlayan, Manisa, Çanakkale ve İzmir’de mitinge katılanlar attı.”

Gündoğdu Meydanı’ndaki mitingde Zülfü Livaneli, Edip Akbayram, Bulutsuzluk Özlemi’nin söylediği şarkılara halk eşlik etti. Daha sonra hep birlikte söylenen 10. Yıl Marşı’nın ardından miting sona erdi.

Mitingden notlar
* İzmir’deki Cumhuriyet Mitingi’nin düzenleme komitesi ve katılımcı kuruluşları arasında İzmir Barosu, Tabip Odası, Ege Bölgesi Eczacı Odaları, TMMOB, Yeminli Mali Müşavirler Odası, Veteriner Hekimler Odası, ekonomi odaları, meslek odaları, kadın dernekleri, Atatürkçü Düşünce Dernekleri, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, bazı siyasi partiler, bazı iş adamları dernekleri, çeşitli sendikalar yer aldı.

* Bazı kişilerin sıcak nedeniyle baygınlık geçirdiği bildirildi.

* Mitingin ilk saatlerinde katılımcıların tepkileri nedeniyle basın için hazırlanan platformu bir süre terk eden TRT kameramanı ve muhabiri, platforma geri döndü.

* Mitinge gemiler, takalar Türk bayrakları ile Atatürk posterleriyle desket verdi. İzmir Limanı'ndan haraket eden gemiler balıkçı tekneleri Gündoğdu Meydanı’nın denize bakan kıyısında sirenler çalarak mitinge katıldı.

* Miting için, İzmir Emniyet Müdürlüğü dün Bornova’da yaşanan patlamanın ardından geniş güvenlik önlemleri aldı. Miting alanına giren vatandaşlar tek tek aranırken, çatılara keskin nişancılar yerleştirildi. Polis helikopteri de havadan keşif uçuşu yaptı.

Peki şimdi ne olacak?
Haftalardır mitinge hazırlanan İzmir’e dün kırmızı ve beyaz renkleri hakimdi. Miting alanın deniz tarafında çok sayıda tekne ve yat, bayraklarla denizden katılım sağladı.

Yüzbinlerin Gündoğdu Meydanı’na aktığı mitingin öncekilere göre politik bir miting olacağı ve kalabalıkların seçime yönlendirileceği konuşulmuştu ancak CHP ve DSP birleşmesi bile bu tarihe yetiştirilemedi. Katılımcıların sayısının iki milyona yaklaştığı iddia edilen mitingin normalde hükümeti istifa ettirmesi gerekirken siyasi mesaj olarak sadece “oy kullanın” söylemiyle hafızalarda kaldı.

Önümüzdeki günlerde sağda ve “solda” muhtemel birleşmeler olacak ancak tablo bu partilerin programlarının birbirlerinden ayrıştırılmasının mümkün olmadığını gösteriyor.

CHP, kendi programında AB’ye ve NATO’ya karşı çıkmayıp, iç ve dış borçlara, hatta bu borçların vadelerine sadık kalacağını söylüyor. Özelleştirme, gümrük birliği gibi konularda “milli menfaatleri daha fazla gözeten” politikalar uygulayacağı sözünün ise bir karşılığı bulunmadığı zaten halkın büyük kesimi tarafından anlaşıldı.

Burjuvazinin ittirerek kurdurmaya çalştığı DP’ise daha başından “belge engeline” takıldı.

AKP şimdiden ciddi bir karşı atağa hazırlık yapıyor. AKP yapacağı seçim kampanyasında muhtemelen muhalefetin ekonomik programının kendi yürüttüğü IMF programından farklı olmayacağını vurgulayacak.

Bu çerçevede seçim ittifakları ya da birleşmeler sağlansa bile, AKP’nin “program zaten belli, en iyi ben uygularım” argümanına karşı farklı bir ekonomik program çıkaramayacak durumda olan bu partilerin ciddi bir oy patlaması yapmaları beklenmiyor.

Bu durumda mitinglerle gündeme gelen ve belki de tek etkisi bu olan birlikçilik, bir “muhalefet reorganizasyonu” ve “iktidar partisinin bir miktar gemlenmesi” ile sınırlı bir etki yapacak gibi görünüyor.

Seçim sonrasında çalkantının daha da artabileceğinin farkına varan IMF ise her iki tarafa da mitingleri fazla tırmandırmamaları uyarısı anlamında yorumlanan “dikkat, sıcak paranın üzerinde oturuyorsunuz” uyarısı yaptı.