HABER MERKEZİ Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM’nin 23. Dönem 2. Yasama Yılı'nın başlaması nedeniyle Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, yeni anayasa hazırlıklarında toplumsal uzlaşmanın önemini vurgulayarak, laikliğin korunacağı güvencesini verdi. Anayasa değişikliği çalışmalarında toplumun tüm kesimlerinin katkılarından yararlanılacağına inandığını dile getiren Gül, “Yeni anayasal düzenlemelerin, milli birlik ve toplumsal dayanışmamızı güçlendirecek kapsayıcı bir yaklaşıma sahip olması, temel hak ve hürriyetleri güvence altına alan, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti anlayışını teyit eden bir nitelikte olması, yeni düzenlemelerin gücünü ve sürdürülebilirliğini arttıracaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, dünyadaki dönüşümlere uyum göstermeye dönük siyasi, sosyal, ekonomik veya kültürel politikalarla ilgili tartışmalar yapıldığını, ancak Türkiye’nin milli bütünlük içinde modernleşmesi hedefinin değişmediğini söyledikten sonra, “Değişmeyen ve değişmeyecek olan bir unsur da bu hedefe ancak demokrasi ve hürriyet ortamında, laiklik ve hukukun üstünlüğü ilkeleri temelinde ulaşılabileceği yolundaki ortak anlayışımızdır” şeklinde konuştu.

"Hükümet konsensüs arayışında"
Gül, yeni yasama yılı başında yaptığı konuşmada anayasa değişikliği çalışmalarına da değinerek, yapılacak düzenlemelerin laik devlet anlayışını teyit etmesi gerektiğini belirtti. “Yeni anayasal düzenlemelerin, milli birlik ve toplumsal dayanışmamızı güçlendirecek kapsayıcı bir yaklaşıma sahip olması, temel hak ve hürriyetleri güvence altına alan, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti anlayışını teyit eden bir nitelikte olması, yeni düzenlemelerin gücünü ve sürdürülebilirliğini arttıracaktır” diyen Gül, “Hükümetten sivil topluma kadar herkesin bir konsensüs arayışında olduğunu, hiç kimsenin bir başkasını anayasa tartışmalarından dışlayıcı bir niyet veya tutumunun bulunmadığını memnuniyetle görmekteyim” sözleriyle adeta hükümet sözcüsü gibi konuştu.

"Malezya" tartışmalarına üstü kapalı yanıt
AKP’nin genel seçimlerde elde ettiği oy oranıyla başarı sarhoşluğuna kapılarak, anayasa hazırlıklarında düzenin geleneksel hassasiyetlerini göz ardı ettiği yönünde son günlerde dile getirilen tartışmalara göndermede bulunan Gül, “Kimi zaman tarihimizde veya yakın geçmişimizde yaşanmış olan çalkantıların ve travmaların tortusu niteliğindeki bazı kaygı ve korkular günümüzde de gündeme gelebilmektedir. Benzer duygular, en ileri toplumlarda dahi çeşitli şekillerde görülebilmektedir. Bunların anlaşılabilir tarihi, sosyal ve psikolojik sebepleri olabilir. Ancak, önemli olan, millet olarak bunları gidermeyi, aşmayı ve bunlardan sıyrılmayı başarabilmemizdir” yorumunda bulundu.

"Şanlı, kahraman ordumuz"
Gül konuşmasında, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya yaptığını ilk yurtiçi gezisine de değindi. “Tüm temaslarımda, farklılıklarımızı zenginliğimiz olarak algıladığımızı, aramızdaki güçlü bağların ve ortak aidiyetin milletçe bir arada yaşamamızı sağladığını anlattım” diyen Gül, gezi boyunca birçok askeri birliği de özel olarak ziyaret ettiğini belirterek “Sınırları büyük bir vatan sevgisiyle bekleyen şanlı ordumuz ve onların mensuplarıyla gurur duyuyorum” şeklinde konuştu. Gül, orduya yönelik övgülerini şöyle sürdürdü:

“Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ve emniyet teşkilatının, gece-gündüz, yaz-kış demeden, milletin desteğiyle, terörizm denilen uluslararası illete karşı yürüttüğü mücadele takdire şayandır. Milletim ve devletim adına, bütün güvenlik güçlerimize ve onlara destek olanlara şükranlarımı sunuyorum. Şanlı ordumuz, yurdumuzun savunulması, bölünmez bütünlüğümüzün, milli çıkarlarımızın korunması, bölgemizde ve dünyada barışın sürekli kılınması amacıyla üstlendiği görevleri büyük fedakarlıklarla yerine getirmektedir. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri'mizin hizmetlerini takdirle karşılıyorum. Modern ve harekat kabiliyeti yüksek kuvvet yapısıyla gurur duyuyorum. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin modernizasyon çalışmalarının kesintisiz devam etmesi, öncelikli önem vereceğim hedeflerden biri olacaktır.”

Toptan da "uzlaşma ve laiklik" dedi
TBMM Başkanı Köksal Toptan, yeni yasama yılının başlaması dolayısıyla yaptığı konuşmada, anayasa tartışmalarının Türkiye'nin yeni anayasa konusundaki güçlü isteğinin göstergesi olduğunu söyledi. Toptan, Anayasa'nın dördüncü maddesinin açık bir şekilde ilk üç maddedeki hükümlerin değiştirilemeyeceğini ortaya koyduğunu kaydederek, “Hiç kimse kuşku duymasın ki Türkiye Cumhuriyeti, onu kuran temel nitelikleriyle, şanla şerefle sonsuza kadar var olacaktır" dedi. Toptan, yeni anayasa hazırlıkları konusunda şunları söyledi:

“Kimsenin Anayasa'nın yapımına katkı sağlama konusunda endişe etmesine gerek yoktur. Yeter ki samimi ve yapıcı bir anlayış içinde olalım. Yeni Anayasa ile ilgili söyleyecek sözü olan herkes görüş ve önerilerini zamanı geldiğinde Meclisimize rahatlıkla ulaştırabilecektir. Yeni Anayasa konusunda Meclisimize yansıyan her düşüncenin bizim için çok kıymetli olduğunu ve çalışmalara katkı sağlayacağını özellikle ifade etmek isterim. Çünkü toplumsal katılım ne kadar geniş olursa o kadar güçlü, sorunlarımıza cevap veren ve ülkemizi geleceğe taşıyacak olan bir Anayasa yapılması mümkün olabilecektir.”