HABER MERKEZİ Yurtsever Cephe İşçi Birliği AKP’nin yürürlüğe sokmak istediği ve istihdam koşullarını yeniden belirleyecek olan istihdam paketine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Değerlendirmede bu tartışmanın AKP’nin kapatılması için açılan dava ile birlikte geri plana itilmesine rağmen istihdam paketine yönelik çalışmalara devam edildiğine dikkat çekildi. İşçi sınıfı örgütlerinin Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası düzenlemesine karşı başlattıkları eylemler sürerken, bir yılı aşkın bir süredir “istihdam paketi” olarak sözü edilen düzenlemeler bir kanun tasarısı taslağı olarak basına yansımış durumda.

Yurtsever Cephe İşçi Birliği tarafından konuya ilişkin yapılan değerlendirme şu şekilde;

İstihdam paketi taslağının en önemli bölümünü kıdem tazminatları oluşturuyor. Önerilen düzenleme ile kıdem tazminatlarının işe son verme durumu ile ilişkisi ortadan kaldırılıyor. Kıdem tazminatı ancak ölüm, yaşlılık veya malullük dolayısıyla emeklilik durumunda alınacak. Taslakta işverenin ödeyeceği prim pazarlıklara bırakılıyor, şu anda çalışanların hak etmiş oldukları kıdem tazminatının nasıl alınacağı veya işveren tarafından ödenmeyen primlerin ne olacağı belirsiz. Bu primlerin emeklilik şirketlerine devredilerek yeni bir sermaye birikim aracı haline getiriliyor olması, aslında paketin niteliğini de gözler önüne seriyor.

Taslakta ele alan düzenlemeler istihdamla değil, 2000’den bu yana emperyalist kurumların, devletin ve sermaye sınıflarının “yatırım ortamının iyileştirilmesi” denilen ve şirketlere yeni araçlar ve olanaklar sağlama amaçlı programla ilgilidir. Taslakta yer hemen hemen tüm başlıklar Dünya Bankasının çeşitli belgelerinde ve son olarak da 8 Kasım 2007 tarihli “Türkiye Yatırım Ortamının Değerlendirilmesi” raporunda yer alıyor. Bu Rapora göre “yüksek kıdem tazminatı yatırıma engel oluyor; daha esnek istihdam koşulları gerekli, genç ve yeni işe başlayan işçiler için istihdam üzerindeki yükleri devlet paylaşmalı, işsizlik sigortasından yararlanma koşulları kolaylaştırılmalı, işsizlik sigorta fonu işçilerin eğitimi için kullanılmalı”. Bu çalışmalar bir taraftan da TOBB, TÜSİAD, YASED ve TİM gibi bildiğimiz kuruluşların içinde yer aldığı “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Koordinasyon Kurulunda” sürdürülüyor. AKP iktidarı sermaye sınıflarının temsilcileriyle kol kola emek düşmanlığına devam ediyor.

Taslakta yer alan diğer başlıklar da şirketlerin yatırımlarını kolaylaştırmak için, emekçilerin kazanılmış haklarının geri alınmasının ve emekçi halka ait kaynakların sermayeye peşkeş çekilmesinin başka örneklerini oluşturuyor.

İşverenlerin yükümlülüklerinin bir bölümünün taşeron firmalara devredilmesi, özel istihdam bürolarına yeni haklar tanınması ve esnek istihdamın yaygınlaştırılması, eski hükümlü çalıştırma ve büyük işyerlerinde spor tesisi kurma zorunluluğunun kaldırılması, sadece özel sektör şirketleri için geçerli olmak üzere özürlülerin sosyal sigortalar işveren hissesinin tamamının, diğer sigortalıların işveren hissesinin beş puanının Hazine tarafından karşılanması, 18 yaşından büyük ve 29 yaşından küçük sigortalıların işveren hisselerinin ilk yıl tamamının, beşinci yıl ise %20’sinin Hazinece karşılanması, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği ile birimler yerine bu yükümlülüğün hizmet olarak dışarıdan temini, kreş ve emzirme odaları sağlama yükümlülüklerinin yeniden düzenlenmesi ve hizmet olarak dışarıdan temini, işsizlik sigortası alma koşullarının hafifletilmesi yoluyla ve kıdem tazminatının da yeni düzenlemesiyle işten çıkarmaların kolaylaştırılması, ücret garanti fonu kurularak şirketlerin ödemedikleri ücretlerin bir bölümünün işsizlik sigortası fonundan ödenmesi, il istihdam kurullarına yeni görevler verilmesiyle bölgesel asgari ücrete geçişin kolaylaştırılması bu taslağın göze çarpan unsurları arasında yer alıyor.

Özetle, sermaye sınıflarının yıllardır göz diktikleri, 12 Eylül döneminde sınırladıkları kıdem tazminatı fiilen ortadan kalkmaktadır. Emekçi sınıflar yeni hak kayıplarıyla karşı karşıya kalmaktadırlar.

İktidar işçi sınıfının sendikal örgütlerine pazarlık için yeni bir tuzak hazırlamıştır. Bu taslağın görüşmeye açılması bile, hak kayıplarını ve topluma ait daha çok kaynağın sermaye sınıflarına aktarılmasını meşrulaştıracaktır. Bu düzenlemelerle istihdamın artacağı iddiası ise bütünüyle temelsizdir. Yıllardır sermaye sınıflarına çeşitli adlar altında aktarılan kaynaklar, kurumlar vergisinin yüzde 30’dan yüzde 20’ye indirilmesiyle yaratılan ek gelir işsizlik sorununun çözümüne değil sadece sermayenin karına kar katarak güçlenmesine yaramıştır.

Emekçi sınıflarının hak kayıplarının sona ermesi için, Taslakla ilgili pazarlık yerine uygulamada hala sorunlar bulunan kıdem tazminatlarının eksiksiz uygulanması, sigortasız çalışmanın sona erdirilmesi, esnek istihdamın durdurulması, emekçi halka ait kaynakların şirketlere aktarılmasının önüne geçilmesi için mücadele etmek kaçınılmazdır.

Yapılacak iş örgütsüz, itaatkar, düşük ücretlere mahkum olmayı reddetmektir.

Yurtsever Cephe İşçi Birliği