soL 15-16 Haziran tarihinde Brüksel’de düzenlenen AB zirvesinin sonuç bildirgesinde, Türkiye’nin Gümrük Birliği’ni Kıbrıs dahil yeni üye ülkelere genişleten Ek Protokol’ü parlamentodan geçirerek, liman ve havaalanlarını Kıbrıs’a açması konusundaki kesin bir uyarıda bulunuldu. Kıbrıs konusundaki yükümlülüklerin 2006 yılı içinde tamamlanması gerektiği vurgulanırken, 21 Eylül 2005’te yapılan Kıbrıs karşı deklarasyonuna da gönderme yapıldı. Deklarasyon, Türkiye’nin müzakere süreci ile Kıbrıs sorunu arasında ilişki kuruyordu.

Bildirgenin Türkiye ile ilgili bölümünde, her bir ülkenin müzakere sürecinin kendi gündemlerine sahip olduğu vurgulanıyor. Bu ifade, Kıbrıs’ın AB üyeliğinde bir kriter olamayacağı itirazlarına karşı bir yanıt olarak yorumlanıyor. AB’nin bu şekilde, yazılı kriterlerin ötesinde yazılı olmayan siyasi pazarlıkların da üyelikte belirleyici olduğunu ima ettiği söyleniyor.

AKP sorumluluğu paylaşmak istiyor
İstanbul Sanayi Odası’nın toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, KKTC’ye karşı uygulanan izolasyonlar kalkmadığı sürece ne liman ne de havaalanlarını Güney Kıbrıs’a açacaklarını söyledi.

AB’nin Kıbrıs konusunda sertleşen açıklamalarına karşı AKP hükümeti, farklı devlet kurumlarının Kıbrıs konusunda AB’nin talebi doğrultusunda bir politika değişikliğinin altına ortak imza atmalarını umuyor. Böylece liman ve havaalanlarının açılması gibi bir adımı kendi başına atmaktan kaçınıyor. Özellikle seçim dönemi yaklaştıkça ve erken seçim baskıları sürdükçe, AKP bu konuda elini tek başına taşın altına koymak istemiyor.