www.soL.org.tr
Fujimori sorgulandı
17 Haziran 2006, Cumartesi
resim

Nevzat Evrim Önal (soL) Japon asıllı Alberto Fujimori, Kolombiyalı kokain baronu Pablo Escobar’ın kardeşi Roberto Escobar ile bağlantısı ve başkanlığı dönemindeki uyuşturucu trafiği konusunda Şili’de sorgulandı. Yetkililer, sorgulamanın Peru yargısından gelen iki bilgilendirme talebi üzerine gerçekleştirildiğini belirttiler. Fujimori’nin malikanesinde sorgulanmayı talep ettiği, ancak yargıçın talebi reddettiği de basına verilen bilgiler arasında.

Peru’dan gelen iki bilgilendirme talebinin birincisi, Fujimori’nin 1990 yılındaki seçim kampanyasına Pablo Escobar’ın finansman sağlayıp sağlamadığı konusunu açıklığa kavuşturmak için açılan davadan. İkincisi ise Peru başkanı olduğu sırada, hükümeti tarafından bakanlıklar arasında yapılan usulsüz vergi aktarımları ile ilgili .

1993 senesinde Kolombiya’da polisle girdiği bir çatışmada öldürülen Pablo Escobar’ın kardeşi Roberto Escobar, ağabeyinin liderliğini yaptığı uyuşturucu çetesinin, yüklü miktarda kara parayı Fujimori’nin seçim kampanyasını desteklemek amacıyla Vladimiro Montesinos’a aktardığını ifşa etmişti.

“Sağ” kol Montesinos

Montesinos, Fujimori’nin sağ kolu ve gizli servis şefiydi. ABD ordusunun Latin Amerika çapında karşı devrimci kadrolarını yetiştirmek ve faaliyetler yürütmek amacıyla açtığı “Amerikalar Okulu”nun Peru şubesinden mezun olan Montesinos, 1976 senesinde Peru’nun S.S.C.B.’den satın aldığı silahların listesini CIA’ya sızdırdığı için tutuklanmıştı. İki sene sonra serbest kalan Montesinos, sahte bir avukatlık diploması aldıktan sonra çeşitli uyuşturucu kaçakçılarının avukatlığını üstlenmiş, Fujimori’yi de 1990 seçimlerinden önce, emlak dolandırıcılığı davalarında savunmuştu. Fujimori iktidarı boyunca medya kontrolü, siyasi rakiplerin bastırılması, “Colina Grubu” adıyla bilinen kontrgerilla infaz timlerinin örgütlenmesi, rüşvet gibi pek çok “işe” bakan Montesinos, 2000 yılında hükümeti yıkan rüşvet skandalından sonra tutuklanmıştı.

Toplam 63 suçlamadan yargılanan Montesinos, geçtiğimiz hafta, Fujimori’nin 2000 seçimlerini kazanamaması halinde, iktidarının devam etmesini sağlayacak bir darbe tezgahlamaktan dolayı 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Fujimori’nin karanlık dönemi
Japon asıllı bir çiftin oğlu olan Alberto Fujimori, üniversite eğitimini Peru ve Fransa’da, lisans üstü eğitimini de Ford Vakfı’ndan aldığı bursla ABD’de yaptı. Peru’ya dönen 1984 senesinde mezunu olduğu Ulusal Tarım Üniversitesi’ne rektör oldu.

1990 senesinde “Değişim 90” isimli partisiyle başkanlığa aday oldu. Fujimori, bundan sonra, geçtiğimiz günlerde yeniden başkan seçilen Alan Garcia’dan yüzde 8000’lere varan enflasyon rakamlarının görüldüğü ve solcu gerilla örgütleriye sürekli savaş halinde olan bir Peru devraldı.

"İş, Teknoloji, Dürüstlük” sloganını kullanarak iktidara gelen Fujimori’nin iktisat stratejisi, halk tarafından Fuji-Şok diye adlandırıldı. Ürettiği sloganın tersine, IMF güdümünde özelleştirme ve kemer sıkma politikalarıyla ülkeyi yöneten Fujimori, bilhassa enerji sektörünün tamamını yabancı tekellere teslim etti.

Fujimori, 1992 senesinde, ülkede artan karışıklıkları bastırmak ve iktidarını konsolide etmek için kendi hükümetine karşı darbe yaptı ve parlamentoyu feshetti. Başlangıçta Peru ile ilişkilerini askıya aldığını ilan eden Baba Bush yönetimindeki ABD, iki hafta içinde Fujimori yönetimini, iktidar için mücadele etmekte olan “Aydınlık Yol” gerillalarına karşı ehven-i şer ilan edip tanıdı.

Peru halkı, yeni bir anayasa ile referanduma giden Fujimori’yi, sadece yüzde 5’lik bir fark ile onayladı. Böylelikle Fujimori’nin, 1995 seçimlerinden galip geldiği 2000 seçimleri sonrasına kadar, ülkeden kaçmasına neden olan skandallarla dolu karanlık dönemi başladı.

1994 senesinde eşi ile olaylı bir boşanma yaşayan Fujimori, eşi tarafından “tiran” olarak tanımlandı ve pek çok Japon kökenli vakfın ülkeye yaptığı yardımları zimmetine geçirmekle suçlandı. İktidarı sırasında kontrgerilla infazları başta olmak üzere pek çok insan hakları ihlali yaşandı. Bu ihlaller arasında 2002 yılında Peru Sağlık Bakanı Fernando Carbone tarafından ifşa edilen ve ülkenin kırsal nüfusunun büyük çoğunluğunu oluşturan Güney Amerika yerlilerinden 220 binden fazlasının zorla kısırlaştırıldığı “aile planlaması” programı da bulunuyor.

Fujimori 2000 seçimlerinde üçüncü defa iktidara gelirken, bilhassa “sağ” kolu Montesinos’un gizli kamerayla çekilmiş rüşvet görüntülerinin basına yansıması sonrasında halkın tepkisi büyümeye başladı. Son seçimlerde Alan Garcia’ya karşı yarışan Ollanta Humala’nın başlattığı bir askeri ayaklanma ile de karşı karşıya kalan Fujimori, Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Forumu için gittiği Brunei’den Japonya’ya geçti ve istifasını ülkesine faks çekerek bildirdi.

Fujimori iade ediliyor
Japonya vatandaşlığı alan Fujimori yeni bir parti kurarak siyaseti yurt dışından yürütmeyi sürdürdü. Hakkında Peru hükümeti ve Interpol tarafından cinayet ve soykırım da dahil olmak üzere pek çok suçlama yapılmış olmasına rağmen Japonya Fujimori’yi ne Peru adaletine ne de uluslararası adalete teslim etmedi. Uluslararası Şeffaflık Örgütü yayınladığı 2004 Yolsuzluk Raporu’nda Fujimori iktidarının yolsuzluklar açısından son yirmi yılın yedinci kirli  iktidarı olduğunu ve en az 600 milyon Amerikan doları yolsuzluk yaptığını ilan etti.

6 Kasım 2005 tarihinde beklenmedik bir biçimde Şili’ye gelen Fujimori, Peru hükümetinin girişimleri ile tutuklandı ve iade süreci başlatıldı. 19 Mayıs günü kefaletle salıverilen Fujimori’ye uluslararası seyahat yasağı kondu. Hakkında açılmış olan dava dosyaları bir kütüphaneyi dolduracak sayıya ulaşmış olan eski Peru başkanı şimdi Şili’nin başkenti Santiago’daki malikanesinde Peru’ya iade edilmeyi bekliyor.

Peru Başsavcılığı’nın Uluslararası İadeler Birimi Şefi Ivan Montoya geçtiğimiz Perşembe günü yaptığı bir açıklamada Fujimori’nin Ağustos ayı içerisinde Peru’ya iade edilmesini beklediklerini ifade etmişti.

yazici   mail