www.soL.org.tr
Gericiliğin tarihi sürüklemesi
İzzettin Önder 17 Haziran 2006, Cumartesi

İzzettin Önder (17.06.2006, Cumartesi)
Dincilik ya da muhafazakârlık gibi sosyal kalıplar gericilik olarak nitelendirilmekte, buna karşın ulusalcılık küreselleşmeye karşı geliştirilmiş ileri bir akım olarak görülmektedir. Tam bir kafa karışıklığının yansıması olan bu tür tasnif ve tanımlamalar kapitalizmin zaman kazanmasında ve alternatif yolları tıkamasında fevkalâde önemlidir. Kapitalizmin devinimi ve etrafta yarattığı etkileri incelendiğinde, aslında dincilik ya da muhafazakârlık vb gibi gerici olarak tanımlanan öğeler kapitalizmin çizgisi doğrultusunda kronolojik olarak geri değil, zamana uygun olarak görülmelidir. Buna karşın, ulusal sermaye ya da ulusalcılık gibi düşünce sistemleri küreselleşmeye karşı duramayacağı gibi, ileri değil, tam tersine gerici akımlardır. Böylesi düşünce ve propaganda sistemleri gerici olmanın yanında, sosyal ve ekonomik alternatiflerin önünü tıkar ve hedef saptırıcı işlev görür.

Ulus-devlet olgusunun kapitalizmin beşiği olduğu ve günümüzün küreselleşme akımının bu doku içinde gelişip serpildiği tarihsel süreç içinde kanıtlanmıştır. O dönemlerde ulusal sermaye olarak algılanan dokuların büyüyerek uluslararasılaştığı da bugün açıkça görülmektedir. Uluslararası sermaye çevresel konumlu ekonomilerdeki görece küçük ve orta-boy sermayeyi ezerken, sermayeler arasında yaşanan bu mücadelede küçük sermayenin korunması küreselleşmeye karşı savaş olarak görülmektedir. Hatta, tam bir yanılsama ile, küçük ve orta-boy sermayenin emekçi kesimlerle birleşerek küreselleşmeye karşı topyekûn mücadele verebileceği ileri sürülmektedir. Emekçiler bu oyunu yuttuğu sürece, sermaye hileli kozunu kullanacaktır. Ancak açıktır ki, kapitalizmin bugünkü aşamasında böyle bir tasavvur ne emekçilere yarar ne de küreselleşmenin önünde engelleyici güç oluşturur. Bu nedenle, ulusalcılık ya da ulusal sermaye görüşü ilerici ve ulusal çıkarları koruyucu bir görüş olarak kabul edilemez.

Çeşitli şekillerde ortaya çıkan gericilik akımlarına, bu arada özellikle de dincilik akımlarına yöneldiğimizde, günümüzde yükselen bu akımların kapitalizmin devinimine uygun olduğunu görmek gerekir. Zira, kapitalizm çevreyi proleterleştirip yoksullaştırdıkça, sistemik işleyişin perdelenmesinin en etkili yolu dinciliktir. Bu nedenle, çevresel toplumlarda giderek radikal dinciliğin gelişmesini beklemek gerekir. Dinler tarihin hemen her döneminde kapitalizmin emrinde olmuş, kimi zaman püritanizm-kalvenizm maskesi ile emeğin sömürülmesine hizmet etmiş, kimi zaman istila hareketleri ile doğal kaynaklara ulaşımı sağlamış, hatta günümüzde de terörist görüntü yaratarak bizzat kendi topraklarına emperyalistleri saldırtma becerisi göstermiştir. Emperyalizme bu denli sadakatle hizmet eden din, sistemin sıkıştığı ve insanların köleleştirildiği günümüzde terk edilemez, tam tersine canlandırılır ve büyütülür.

Türkiye için tehlike olarak gösterilen anti-laik akımların perde arkası görülmemektedir, belki de kasıtlı olarak gösterilmemektedir. Oysa, şimdiye dek sermaye emeği ve halkları sömürürken dini kullanmıştır. Bugün, laik olarak geçinen sermaye bölümünün yeşil sermaye olarak nitelediği karşıt sermaye ile girdiği mücadele samimi bir laiklik mücadelesi değil, sermayelerarası çatışmanın yansımasıdır. Emekçiler ve halk sömürülürken hizmete koşulan din, günümüzde sermayeye bürünerek, siyasal iktidarını da oluşturarak, laik kesimin karşısına çıkmaktadır. Yoksulluğun önlenemediği durumda dincilik ve sair gericilik akımları, işlevsel açıdan kronolojik olarak çağa uygun akım olarak görülmelidir. Bu akım, doğal olarak, birey özgürlüğü açısından ilerici değildir, ancak, kapitalizmin hizmetinde insanları sâkinleştiren ve, bu niteliği ile kapitalizmin devinim tarihine denk düşen akımlardır. Bu anlamda dincilik ve gericilik, doğal olarak, ilerici olarak değil de, tarihe denk düşen akımlardır. Laiklik mücadelesi vermeye çalışan çevrelerin, gerçek tehlikenin ne olduğunu görmesi gerekir. Bataklık kurutulmadan sivrisineklerle mücadelenin, insanları aldatmaktan ve bilinci saptırmadan başka bir yararı yoktur!

yazici   mail