HABER MERKEZİ Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink dün uğradığı silahlı saldırı sonucu öldü. Cinayetin duyulmasının ardından öfkeli kalabalıklar Agos Gazetesi’nin önünde toplanırken, akşam saatlerinde düzenlenen eyleme on binlerce kişi katıldı.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, dün saat 15.00 sularında gazetenin Osmanbey’deki binasının önünde silahlı saldırıya uğradı. Dink’in başına ve boynuna üç kurşun isabet ettiği, olay yerinde dört boş mermi kovanı bulunduğu belirtildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü cinayeti 1,65 boylarında 18-19 yaşlarında, kot pantolonlu, beyaz şapkalı bir saldırganın işlediğini açıkladı.

Gazetenin yayın kurulu üyesi Serkis Seropyan, Dink’in yemek yedikten sonra bir kişi tarafından kapının önüne çağrıldığını belirterek, “Birisi kapının önünde başına üç el kurşun sıkmış” dedi.

Hrant Dink’in öldürülmesiyle Türkiye tarihinde hemen hiçbiri aydınlatılamayan ama ülkenin siyasi dengelerine yeni bir yön vermeyi amaçladığı kesin olan suikastlere bir yenisi eklenmiş oldu.

Büyük öfke
Cinayet, Türkiye’nin özellikle emperyalistlerin müdahaleleriyle ne kadar kırılgan bir ülke haline geldiğini bir kez daha ortaya koyarken, gösterilen büyük öfke anlamlıydı.

Cinayetin duyulmasının ardından yüzlerce kişi Agos Gazetesi’nin önünde toplandı. Dink’in cenazesinin Şişli Etfal Hastanesi’ne kaldırılmasıyla, toplanan grup Taksim’e doğru sloganlarla yürüyüşe geçti. Taksim’de oturma eylemine başlayan gruba akşam saatleriyle birlikte büyük bir katılım olurken, saat 20.00 sularında topluluk yürüyüşe başladı. Sayıları on binleri bulan topluluk yürüyüş sırasında “Faşizme karşı omuz omuza”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Kahrolsun Faşizm, kahrolsun emperyalizm” sloganları attı. Özellikle, Hrant Dink’e yönelik saldırının faillerini işaret eden, “Faşistler vuruyor, ABD bölüyor”, “Faşistlerin ipleri ABD’nin elinde” sloganları dikkat çekti.

Halaskargazi Caddesi üzerindeki Agos Gazetesi önüne gelen eylemciler uzun süre sloganlarla saldırıyı protesto ettiler. Eylemcilerin attığı “Faşistlerden hesabı emekçiler soracak” sloganı ise aynı zamanda bir tavır içermesi nedeniyle anlamlıydı.

Cinayeti protesto etmek için düzenlenen yürüyüş sol kesimler tarafından organize edilirken, medyada “herkesin” sahip çıktığı bir “demokratik tepki” olarak nitelenen eylemin bileşenleri de asıl olarak ilerici, solcu ve komünistlerden oluştu.

Hrant Dink’in öldürülmesini kınamak için Ankara ve Bursa’da da eylemler yapıldı. Eylemler bugün de devam edecek.

Çözülmesi an meselesiymiş...
İstanbul Valisi Muammer Güler dün gece geç saatlerde yaptığı açıklamada, Hrant Dink'in öldürülmesi olayıyla ilgili 3 kişinin gözaltında olduğunu belirterek, ''Olayın çözülmesi an meselesi'' dedi. Güler, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ''Gözaltında 3 kişi var. Olayın çözülmesi an meselesi. Elimizde net deliller var. Olayla ilgili olarak elde edilen görüntüler, belgeler, görgü tanıklarının ifadeleri doğrultusunda çalışmalar çok yönlü sürdürülüyor. Elde edilen belge ve görüntüler Ankara'dan gelen uzman bir heyetle birlikte değerlendiriliyor'' diye konuştu.

Güler, şunları kaydetti:''Elimizde delil niteliğinde sayılabilecek, bizi sonuca götürecek çok önemli tespitler, değerlendirmeler var. Çalışmalarımız çok yönlü olarak sürüyor. Elde edilen görüntülerin tamamı, hepsi Ankara'dan gelen uzman ekiplerle birlikte izleniyor. Görgü şahitlerinin verdiği bilgilerle görüntüleri karşılaştırıyoruz. Mutlaka bir sonuca varacağız. Mutlaka en kısa sürede bunu açığa çıkarmaya çalışacağız.”

Bu tip cinayetlerin ardından daha önce de benzer açıklamalar yapılmıştı. Önceki cinayetlerin hemen hiçbirinin çözülememiş olması Vali Güler’in sözlerine kuşkuyla yaklaşılmasına neden oluyor. Bunun yanında, tetiği çekenler yakalansa bile bu cinayetlerin neden ve kimler tarafından planlandığının hiçbir zaman aydınlatılmadığına dikkat çekiliyor.