soL Rahip Santoro cinayeti, TAYAD’lılara yönelik linç girişimi derken, Hrant Dink’in katili Ogün Samast ve azmettiricilerinin de Trabzon’dan çıkması ile medya Trabzon’da özel bir durumun yaşanıyor olduğunun “farkına vardı”. Bunun üzerine, son yıllarda yaşanan siyasi şiddet olaylarının tetikçilerinin neden hemşehri çıktığına dair; şehrin silah kültüründen Trabzonspor’un başarısızlığına kadar pek çok açıklama yapıldı.
Tüm bu açıklamaların içinde belki de en çarpıcı olanı, Trabzon’da “Diyarbakır’a alternatif bir ağırlık” yaratıldığı iddiası. Bu iddiaya göre Trabzon, bir toplum mühendisliği projesi olarak Kürt hareketine karşı milliyetçi eksende yeniden yapılandırılıyor ve bu durum, şehir halkını, içinde pek çok Ogün Samast’ın bulunduğu ve linç psikolojisine kapılmaya hazır bir toplama dönüştürüyor.
Ancak; şehire yapılan milliyetçi yığınak son birkaç yılın işi değil. İç savaş boyunca Trabzon, gençlerin askere normal kabul edilemeyecek bir oranda komando olarak alındığı, dolayısıyla en fazla şehit cenazesinin geldiği ve Kürt halkına karşı nefretin en fazla körüklendiği yer oldu. Ayrıca Gazi Mahallesi’nde yaşanan katliamın mahkemeleri özel olarak Trabzon’da yapıldı ve sanıklar ile yakınları hem Trabzon polisine, hem de halkına hedef olarak gösterildi. Böylelikle, yıllar boyunca komünizm karşıtı propaganda ile dinci, faşist bağnazlık pompalanan şehre hakim bir ideoloji olarak Kürt düşmanlığı benimsetildi.
Diğer yandan Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından eski Sovyet cumhuriyetlerinde hızla boy atan mafyatik yapılanmalar Trabzon’u bir uyuşturucu ve kadın ticareti merkezi olarak kullanmaya başladı. Bilhassa Gürcü ve Çeçen mafyası için dünyaya açılan kapı haline gelen şehir, gençler arasında yaygın uyuşturucu kullanımı ve fuhuşla yozlaşırken, bir yandan da ABD emperyalizmi tarafından Karadeniz’de Rusya’yı sıkıştırmak için bir odak noktası haline getirilmeye başladı.
Karadeniz’de ABD üssü
Bugün, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın listesinde bulunan Trabzon limanının Karadeniz’de yeni bir ABD üssü olması tartışılıyor. Hatta ABD Hava Kuvvetleri Özel Tahkikat ve Araştırma Bürosu’na (AFOSI) bağlı askerlerin, son birkaç yıl içerisinde başta Giresun ve Trabzon olmak üzere Doğu Karadeniz’deki liman kentlerinde çeşitli bürokratlar, kamu çalışanları ve vatandaşlar ile gizli görüşmeler yaptığı herkesçe biliniyor.
Öte yandan, “Diyarbakır’a alternatif” yapılmaya çalışıldığı iddia edilen Trabzon’da vatandaşla doğrudan temasa geçecek kadar “derin” ilişkiler oluşturan AFOSI, Güneydoğu’da yapılan operasyonlarda ABD yapımı silahlar ele geçirildiği zaman, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından baş vurulan merci olma özelliği taşıyor. Kürt ve Türk halkının arasında, “birbirlerine alternatif” iki kent örnek gösterilerek bir bölünme hattı tarif edilirken, ABD emperyalizmi, her iki tarafa da oynayarak düşmanlıkları körüklüyor.
Trabzon, üzerine yığılan bu gericilik ve yozlaşmanın altında ezildikçe, linç güruhları üreten, istenildiği anda tetikçi devşirilebilen bir laboratuvar haline geliyor. İşsizlik ve yoksulluk içinde kıvranan, pasaportlarına el konmuş biçare kadınların köle pazarı haline gelmiş mahallelerde satıldığı, her türlü uyuşturucunun günün her saatinde bulunabildiği şehir çürürken, gençlerini de çürütüyor.
![]() | Akyıl işçisi kararlı |
![]() | Sadr geri adım attı |
![]() | Erdoğan büyükelçilerle toplandı |
![]() | Halkbank ihalesi imza bekliyor |
![]() | Bolivya’da toprak kavgası |
![]() | Kürt parlamentosundan çağrı |