www.soL.org.tr
Aman sıkı tutun kırılmasın
6 Mart 2007, Salı

Çin borsasında başlayan sarsıntı yine Türkiye’yi vuruyor. 1 Mart’tan beri Türkiye’de olan IMF heyeti, hükümetle birlikte sermayeyi ülkenin kırılgan olmadığına inandırmaya çalışıyor.

HABER MERKEZİ Çin borsasında yaşanan sert düşüşle başlayan dünya piyasalarındaki çalkantı, Türkiye’yi de etkiliyor. Borsa endeksi haftanın ilk günü yüzde 2 düşüş yaşarken, dolar kuru da 1,460 seviyesinin üzerine çıktı. Piyasa faizleri de uzun bir aradan sonra yüzde 20 düzeyini aştı.

Rakamlardaki çakılma devam ederken, medyada piyasalardaki sarsıntının krize dönüşmeyeceği görüşünün ısrarla vurgulanması ve IMF ile Dünya Bankası’nın hükümete ve uygulamalarına ılımlı bir yaklaşım sergilemesi dikkat çekiyor.

Tedirginlik faize ve enflasyona yansıyor
Hazine yılın ilk iki ayında ortalama yüzde 19,9’dan borçlandı. Bu faiz oranı, geçen yıla göre bir yükselişe işaret ediyor. Son açıklanan Şubat ayı enflasyon rakamları da beklentilerin üzerinde çıkması, yıl sonunda enflasyonun çift haneli rakamlarda ulaşacağını gösteriyor.

2006 yılının Ocak-Şubat aylarında yalnızca yüzde 0,6 artan enflasyon, bu yıl aynı aylarda toplam yüzde 1,45 arttı.

Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Rodrigo de Rato, 1 Mart’ta yaptığı açıklamada, Türkiye’yenin de içinde bulunduğu gelişmekte olan piyasalara ciddi ölçüde sermaye girişi sağlayan “carry trade” konusunda bir uyarıda bulunmuştu. Rato, düşük faizle para alıp bu parayı yüksek getirili piyasalarda değerlendirme anlamına gelen uygulamanın küresel dengesizlikleri daha da kötü hale getireceğini ve döviz kurlarında sapmaya neden olabileceğini belirtmişti.

IMF ziyareti ile çalkantı çakıştı
IMF Türkiye’deki temaslarına 1 Mart’ta İstanbul’da başladı. 15 Mart’a kadar ülkemizde bulunacak olan IMF heyeti, Türkiye Stand-By düzenlemesinin 6. Gözden Geçirme ve olağan 4. madde konsültasyon çalışmaları çerçevesinde, aralarında TÜSİAD, TİM ve TOBB’un da bulunduğu sektör temsilcileri ile biraraya geldi. Dün ise IMF heyeti, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan ile kahvaltı yaptı.

IMF’nin gözden geçirme çalışmaları sırasında, 2006 yıl sonu kamu maliyesi gerçekleşmeleri, 2007 yılı para politikası ve kamu maliyesi programı üzerinde durması bekleniyor. Ayrıca, çalışmalar sırasında 4. madde görüşmeleri de yapılacak. Üye ülkelerin orta ve uzun vadeli ekonomi politikalarının değerlendirildiği 4. madde görüşmelerinde, yapısal reformlar ve iş gücü piyasası üzerinde durulması bekleniyor. Ekonomide sermayenin üretimde büyük bir sorun olarak nitelediği, enerji ve işçilik maliyetlerinin düşürülmesi de IMF ile yapılacak çalışmalarda gündemde olacak.

IMF müsamahalı davranıyor
Diğer yandan AKP hükümeti IMF’ye niyet mektuplarıyla 6. gözden geçirmeye kadar yerine getirmeyi taahhüt ettiği reformlardan birçoğunu yerine getiremedi. Gelir vergisi reformunun 2008 yılına bırakılması son niyet mektubundaki taahhüde aykırı. IMF’nin görüşmeler sırasında bu ertelemeyi gündeme getirmesi bekleniyor. Benzer şekilde, başta elektrik dağıtım ihaleleri olmak üzere özelleştirmeler de seçim sonrasına ertelenmişti. Halk Bankası’nın blok satışından ise vazgeçildi.

IMF’nin 2007 için merkezi bütçe belirlenirken hükümete gösterdiği desteği, gözden geçirme sırasında da sürdürmesi bekleniyor. IMF yetkilileri ile yine uygulanması Temmuz ayına ertelenen Sosyal Güvenlik Reformu’nun 2008’de hayata geçirilmesi üzerinde anlaşma sağlanmaya çalışılacak. Devlet Bakanı Babacan daha önce, reformun uygulanma tarihi konusunda IMF ile anlaşma yolu aranacağını belirtmişti.

Görüşmelerde, hükümetin gıda fiyatlarındaki KDV oranını indirilmesi talebinin de gündeme geleceği biliniyor. Hükümet bu indirimle, bir yandan yeniden artış trendine giren enflasyonu dizginlemeye çalışacak, diğer yandan seçim öncesi bu indirimi propoganda edecek. Söz konusu başlıklarda IMF ile hükümet arasında anlaşma sağlanırsa kritik seçimler öncesinde AKP ciddi biçimde rahatlamış olacak.

Dünya Bankası’ndan ise seçimlerin Türkiye ekonomisindeki kırılganlığı artırmayacağı, hükümetin ekonomik zorlukların üstesinden gelen iradeyi gösterdiği yönünde açıklamalar geldi. Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau konuyla ilgili olarak, “Dalgalanmanın nedeni küresel ekonomideki dengesizlikler. Bu tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de etkiliyor. Türkiye geçen yıl Mayıs ayında yaşanan dalgalanmadan diğer ülkelere göre biraz daha fazla etkilenmişti. Şimdi de öyle ama şunu görüyoruz ki, Türkiye’de siyasiler ve karar verme mekanizmaları bu zorlukların üstesinden geliyor. Çalkalanmaların üzerinden geliniyor. Umarız önümüzdeki dönem de bu devam eder” dedi.

yazici   mail