www.soL.org.tr
Barzani’ye fatiha
Aydemir Güler 6 Mart 2007, Salı

Molla Mustafa Barzani 1946 Mehabad Cumhuriyeti’nin yenilgisinin ardından uzun yıllar Sovyetler Birliği’nin konuğu olmuştu. Bir kurtuluş mücadelecisi olarak başladığı yürüyüşünü İsrail dostu olarak ABD’de hastanede noktaladı. Oğlu Mesut, babasının bu ikinci döneminin çocuğudur ve hayatının tartışmalı bir tarafı yoktur. Mesut Barzani basit bir ajan sayılabilir.

Cumartesi günü Diyarbakır sokaklarında baba Barzani için eylem yapıldı. Ancak kastedilenin oğul olduğu açıktı. 

Bazen söylenenden değil söylenmeyenden yola çıkılmalıdır. Barzani eyleminin medya tarafından pas geçilmesi ilginç olmanın çok ötesinde değerlendirilmeyi hak ediyor.

Atlayanlar için hatırlatmak gerekirse, Molla Mustafa Barzani’nin ölüm yıldönümü vesilesiyle bir grup salon toplantısı yapmak istiyor; kendilerine salon verilmemesinden DTP’li belediyeyi sorumlu tutan grup dışarıda basın açıklaması yapıyor. “Ya Kürdistan ya ölüm” sloganı atılan eylem Molla Barzani’nin ruhuna fatiha okunmasıyla son buluyor.

DTP kongresinde bayrağın boyunu, saygı duruşunun sunuluşunu beğenmeyen, İstiklal marşına kafayı takan medyanın, düz bir bakışla düşünüldüğünde, bunun üstüne balıklama atlaması gerekmez miydi? Kürdistan var, Barzani var, fatiha var…

Kulak üstüne yatmanın tercih edildiği, üstelik bu tercihin kimsecikler tarafından gazetecilik namına delinmeye de kalkışılmadığı görülüyor.

Bu eylemin düşündürdüklerini sıralamak istiyorum…

Türkiye egemen güçlerinin Barzani ve Barzanicilik ile dertlerinin bir üst belirlenimi var. ABD’nin Ortadoğu ittifak hattının İsrail-Türkiye-Kürdistan yayı olduğunu hep söyledik. Bu üçlü arasındaki çelişki ve mücadelelerin siyasal anlamı emperyalist patrona yaranmacılığın ötesine geçemez. Diyoruz ya, Barzani modeli Amerikan modelidir diye.

Bunun, Diyarbakır sokaklarında teyit edildiğini söyleyebiliriz.

Siyasal sınır bu olunca pratik mücadelenin boyu da bellidir. MGK toplantısının ardından soL’un analizi çok yerindedir. Irak Kürdistanı ile gerilimin sınırına dayanan Ankara, biriken enerjiyi Türkiye Kürtlerinin üstüne boşaltmaya karar vermiştir.

Tam bu konjonktürde ilk kez sokağa çıkan Barzanicilik, olur olmaz heyecana kapılan Türk milliyetçilerini ve bekası için her şeyi yapmaya yeminli devleti gıdıklamamıştır bile.

Barzani eylemini görmeyen, duymayan ve bu konuda konuşmayan üç maymundur, medya, devlet ve milliyetçilik.

Medya, internette Atatürk’e küfreden Yunanlıları “tam zamanında” keşfetmiş ve bu cephede savaşı tercih etmiştir.

Devlet, o sırada Evren’e soruşturma açmakla ilgilenmeyi seçmiştir.

Milliyetçilik ise, iki tosuncuk, Dink’ i anma toplantısının civarında havaya silah sıkıp vatanı savunmakla meşgul olduğu için haberi atlamış olabilir...

Üstelik düzenin yüksek tepelerinden bakıldığında Barzanicilik yalnızca Türkiye’nin tabi olması gereken bir bölgesel senaryo unsuru olarak da gözükmemektedir.

Bir kere seçim yılında düzen partileri de ister istemez maymun ailesine katılacak. Sınırın ötesine laf atmak kolay. Peki bu yıl seçimlerde Türkiye’nin Barzaniciliğe yatan Kürt aşiretlerini TBMM’ye kim taşıyacak? İki ay sonra bu yarış başlayacaksa, “alt tarafı” bir basın açıklaması için yorgan mı yakılır?

Bunun yanında olayın bir faydası da, PKK cephesindedir. Açıktır ki, Kürt siyasetinde eski tekel, Barzani modelinin tehdidi altına girerken PKK’nin ateşkesi sürdürmesi aşağı yukarı imkansızdır. “Amerikan mühürlü Kürdistancılığın” karşısına “gerilla tonlu Kürdistancılık” ister istemez çıkacaktır.

Ateşkese “siz kimsiniz ki devlete ateşkes ilan ediyorsunuz” diye yanıt verenler, Barzani eylemini de aslında zil takarak izlemiş olmalılar. Kimilerinin sandığı gibi askeri çözümü hayat biçimi bellediklerinden, iliklerine kadar şoven ve baskıcı olduklarından değil. Bunlardan daha önemlisi var. Hep ısrarla hatırlattığımız gibi Kürt sorunu, artık Türkiye egemenleri için ABD’nin emrine giriş kapısıdır. Sorun ne kadar şiddetlenirse, emperyalizme hizmeti meşru göstermek için o kadar yol icat olunacaktır!

Ortada bugünün Barzani’si varken, Diyarbakır eyleminde babasından bahsedilmesi inandırıcı olmuyor, demiştim. Peki ya okunan fatiha? Molla Mustafa için değilse, bu maymunlar düzeni için okunmuş olabilir mi?

yazici   mail