www.soL.org.tr
Bağımsız bir Ekvador’a doğru
16 Nisan 2007, Pazartesi

Ekvador Devlet Başkanı Rafael Correa, Kurucu meclislerini toplayarak ülkelerinin dümenini bağımsızlığa ve sosyalizme kıran Hugo Chavez ve Evo Morales’in izinde. Kurucu Meclis yeni bir Ekvador’un yaratılması yolunda önemli bir mihenk taşı.

resimsoL Referandumun ardından toplanacak olan Kurucu Meclis, bağımsız ve egemen bir Ekvador’un kurulmasının önünü açacak.

Zengin doğal kaynaklara sahip olmasına karşın Latin Amerika’nın en yoksul ülkelerinden biri olan Ekvador, neoliberal politikalar sonucu müthiş bir borç batağına saplanmış durumda. Kıtanın verimli petrol yataklarına sahip olan ülkelerinden biri olan Ekvador, altyapı yetersizliği nedeniyle iç pazara yetecek kadar bile petrol işleyemiyor ve dışarıdan işlenmiş petrol ithal etmek zorunda kalıyor.

Correa ise iktidara geldiği ilk günden itibaren bu durumu değiştirmeye kararlı olduğunu gösterdi. Seçim kampanyası sırasında dış borçları ödemeyeceğini açıklayan Correa, başkanlık koltuğunda da meşru olmayan borçları yeniden yapılandırma yoluna gideceklerini yineledi. Bu açıklamalar nedeniyle büyük bir çalkantı yaşayan finans piyasasının tepkilerini önemsiz bulduğunu açıkça ifade eden Başkan, “Benim için önemli olan borsanın iniş ve çıkışları değil, yoksul halkın talepleridir” şeklinde konuşmuştu.

Yeniden yazılacak olan anayasayla kamucu bir ekonomi anlayışını kurumsal güvence altına almak isteyen Correa, sosyal haklar konusunda da şimdiden bazı önemli uygulamaları hayata geçirdi. Yoksulların ucuz konut edinmesini kolaylaştıran ve emekli maaşlarını yükselten Correa’nın referandum sonrasında kapsamlı reformları hayata geçirmesi bekleniyor.

Latin Amerika’da Kurucu Meclis rüzgarı
Correa’nın toplumsal dönüşümün anahtarı olarak gördüğü Kurucu Meclis yoluyla anayasa değiştirme yöntemi kıtadaki sol yükselişin başını çeken Venezuela deneyimine dayanıyor. 1999 yılında iktidara gelen Hugo Chavez, Ekvador’dakine benzer bir süreçle referanduma gitmiş ve ardından oluşturulan Kurucu Meclis, Bolivarcı devrimin önünü açan anayasal düzenlemeleri hayata geçirmişti. Yeni anayasayla ülkenin adı Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti olarak değiştirilmiş ve yönetimde oligarşik azınlığın değil halk hareketlerinin söz sahibi olması sağlanmıştı.

Venezuela’dan ilham alan Evo Morales hükümeti de Bolivya’da benzer bir süreci devam ettiriyor. Geçen yıl Temmuz ayında yapılan Kurucu Meclis seçimlerinde iktidardaki Sosyalizme Doğru Hareket Partisi (MAS) yüzde 60’ın üzerinde oy alarak önemli bir çoğunluk elde etti. Halen çalışmalarını sürdüren Kurucu Meclis’in bu yaz sonlarına doğru yeni anayasayı halkın onayına sunması bekleniyor.

yazici   mail