www.soL.org.tr
Patronlar partisini arıyor
30 Mayıs 2007, Çarşamba

Siyasi partilerin kendilerini TÜSİAD’a beğendirme toplantıları devam ederken, patronların dünkü konukları Ağar ve Mumcu idi. DP lideri Ağar kimi zaman TÜSİAD’a sitem ederken, “vizeyi bize verin” mesajlarını ihmal etmedi.

resimHABER MERKEZİ Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) düzenlediği Siyasi Parti Genel Başkanlarıyla Toplantı Dizisi’nin ikincisine dün Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Mehmet Ağar ve Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu katıldı.

Toplantının açılışında konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ “Türkiye'nin son 5 yılda ekonomi politikalarında bir devamlılık yaşadığını, AB ve Uluslararası Para Fonu (IMF) uyum programlarının da desteğiyle ekonomiye göreceli olarak bir istikrar geldiğini” söyledi. Yalçındağ konuşmasında, “Ülke olarak ortak temamız daha güçlü bir ekonomi, daha sağlam bir sosyal yapı ve daha ileri bir demokrasi olmalı. Doğru Yol Partisi ve Anavatan Partisi kısa bir süre önce birleşme kararı aldı. Birleşme kararının siyaset hayatımızda yeni bir kapıyı aralamış olmasını yürekten diliyoruz” sözlerine yer verdi. Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin gelişmelere de değinen Yalçındağ, “Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi kararının aceleye getirildiğini” ve “konunun Cumhurbaşkanı'nın yetkileriyle birlikte daha geniş bir siyasi sistem tasarımı çerçevesinde tartışılması gerektiğini” ifade etti.

Yalçındağ’dan sonra sözü alan DP Genel Başkanı Mehmet Ağar “Merkez sağın temel vasfı diyalogtur” derken, “Türkiye’de etnik ve inanç temelinde zıtlıklar oluşturularak siyasetin olmaması gereken bir mecranın içine oturtulduğunu” ifade etti. Konuşmasında CHP ve AKP’yi işaret eden Ağar, “Siyaset, bazı değerlerin bekçiliğine soyunan kesimlerin, bir kesim dinin bir kesim cumhuriyetin muhafızlığa soyunan grupların işi oldu. Bu oyun sürdürülemez. Toplumun ortak değerleri üzerinden siyaset yapılmasına karşıyız. Siyaset yeniden kendi temel gerçekleri üzerinden yapılacaktır” dedi.

“En iyi AB’ci biziz”
Ağar konuşmasında, “merkez sağın, modernleşme sürecinin taşıyıcısı ve AB sürecinin yürütülmesinde önemli rolü olduğunu” söylerken, AB üyeliği sürecinde karşı karşıya olunan tıkanıklıkların aşılacağını ifade etti. Ağar, üyelik sürecinin seçimler sonrasında eski hızına kavuşacağını belirtirken, “İç politikanın duyarlılıklarına göre söylemler değişmemelidir. Sokakların arkasına takılan değil, sokakları arkasına takan bir siyaseti yapmak mecburiyetinde olduğumuzu fevkalade net bir şekilde biliyoruz” dedi.

Ağar, hükümetin dile getirdiği “Ekonomi iyiye gidiyor” sözünün gerçeği yansıtmadığını söylerken, “Reel sektör nezdinde ortaya konması gereken revizyonların gerçekleştirilemediğini ve avantajlı koşullara rağmen yargı, kamu yönetimi, sosyal güvenlik, vergi gibi makro yapısal dönüşüm planlarının hayata geçirilemediğini” ifade etti. Ağar, Yabancı sermaye konusunda siyasi gelenek olarak her zaman özel girişimin destekçisi olduklarını vurgularken, bütün bu konulara ilişkin programlarını 4 Haziran’dan sonra açıklayacaklarını söyledi. Ağar’ın konuşmasında kimi zaman TÜSİAD’a sitem ederken diğer taraftan patronlara “biz sizi daha memnun ederiz” mesajları vermesi dikkat çekti.

TÜSİAD’ın diğer konuğu Anavatan Genel Başkanı Erkan Mumcu da konuşmasında ilginç açıklamalarda bulundu. İnsan hayatının ekonomi ve siyasetten ayrı düşünülemeyeceğini söyleyen Mumcu, “Sorunun özü, yeterince zengin olamamaktır. Geri kalmış bir toplum olmak canınızı sıkar” dedi. Bir siyasi parti ya da hükümet programının ekonomi konusundaki hedefinin rekabeti korumak ve haksız rekabeti önlemek olması gerektiğini söyleyen Mumcu, devletlerin ekonomik rolünün değiştiğini ifade etti.

Mumcu IMF’yi terkedecekmiş!
AKP’nin ekonomi politikalarını eleştiren Mumcu, son 5 yıl içinde programın en çok alkışlanan boyutunun mali disiplin olduğunu söylerken, burada sağlanan başarının geniş halk kesimleri üzerinde uygulanan sömürünün bir sonucu olduğunu, bu programın çiftçiden sanayiciye kadar üretici kesimleri dezavantajlı hale getirdiğini ifade etti.

Mumcu, işe, sivil ve demokratik bir anayasayla başlamak gerektiğini söylerken, “Anayasamızın, siyasetimizin ve eğitimimizin ruhu, insanları özgürleştirmeye dayanmak zorundadır” dedi. Türkiye’de üniversite üzerinde bir devlet tekeli olduğunu iddia eden Mumcu, bunun kaldırılması gerektiğini, üniversite-piyasa ilişkisinin kurulmasının önemli olduğunu söyledi. Mumcu’nun en ilginç açıklaması ise, “iktidara gelince IMF programını terkedeceklerini” söylemesi oldu. Mumcu konuşmasını, “İşler iyi gidiyor korosunun anlaması gereken bir şey var; bu program sürdürülebilir değildir. Bu büyüme de, fakirleştiren bir büyümedir” şeklinde sonlandırdı.

yazici   mail