www.soL.org.tr
Barzani’ye diklenmek kolay, ya ABD?
23 Ekim 2007, Salı

Hükümet ve sermaye partilerinin Hakkari’deki saldırının ardından yaptıkları açıklamalarda zavallılık okunuyor. Barzani ve Talabani’ye kafa tutmayı marifet sayanlar, İsrail-İngiltere-ABD üçlüsüne toz kondurmamak için çırpınıyor.

soL Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde düzenlenen PKK saldırısının ardından dün yaşanan siyasi hareketliliğe damgasını vuran zavallılık oldu.

Hükümet açıkça ABD’nin komutunu beklediğini ilan ederken, Başbakan İngiltere’ye akıl danışacağını söyledi. CHP ve MHP’nin açıklamalarına ise ucuz bir diklenme hakim oldu. Açıklamalarda genel olarak Barzani ve Talabani’ye yüklenme hakim olurken, Kuzey Irak’ta ABD-İngiltere-İsrail varlığını gizleme yönündeki canhıraş çabalar zavallılık görüntüsünü pekiştirdi.

"Barzani sorumludur, ABD değildir"
Cumhurbaşkanı Gül ile terör gündemli görüşmesinin ardından açıklamada bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ucuz hamasetin en çaresiz örneklerinden birini sergiledi. “Barzani ve peşmergeleri, Türkiye’nin maruz kaldığı terör saldırılarından doğrudan sorumludur” diye konuştu. Sorumlular arasında ABD’yi ima düzeyinde bile anmayan Bahçeli, bölgede Olağanüstü Hal ilan edilmesi gerektiğini savundu.

“Barzani’nin ve PKK’yı destekleyen kesimlerin Türkiye’deki bütün uzantıları, yandaş ve destekçileri ortaya çıkarılmalıdır” diyerek DTP’ye yüklenmeye çalışan Bahçeli, Barzani’nin en büyük “yandaş ve destekçisi” ve PKK’nin sürekli temas halinde olduğu gücün, Kuzey Irak’taki sayısız askeri üssü ve on binlerce askeriyle ABD olduğuna değinmedi.

Bahçeli, ABD’ye karşı “en sert” tavrını, “Türkiye, ABD’den haklı olarak beklediği desteği göremezse, Habur ve İncirlik kullanımını gündeme getirmekten çekinmemelidir” diyerek sergiledi.

O da bir lider…
ABD’ye karşı nezaket şampiyonu olan bir diğer isim de CHP lideri Deniz Baykal oldu. ABD’yle “dostluk”tan katiyen taviz verilmeyeceğini ima eden Baykal, Barzani’ye yönelik sert tavrını ABD’ye dönük olarak şu şekilde sergiledi:

“Her ülke, zaman zaman kendi ulusal yararları için çevresindeki ülkeleri, hatta bazı müttefik, dost ülkeleri rahatsız etme zorunluluğuyla karşı karşıya kalabilir. Güçlü ülke olmak demek ulusal yararlarınız gerektirdiği zaman bazı dostlarınızı, komşularınızı rahatsız edebilir olmaktır. Kimseyi rahatsız edemeden sizin kendi milli yararlarınızı, çıkarlarınızı gözetmeniz mümkün olmaz.”

Toptan’dan ABD bilmecesi
TBMM Başkanı Köksal Toptan, Hakkari’deki saldırılar ile ilgili olarak yaptığı bilmece gibi açıklamada, ulusal egemenliğin olup olmadığını sorgulatan bir ABD tablosu sundu. Toptan şöyle konuştu:

“Kuzey Irak’ta ve bizim bazı bölgelerimizde barınma imkanı bulan sayıları 5-6 bin civarındaki teröristin güvenlik güçlerimize, silahlı kuvvetlerimize gücü yetmesi mümkün müdür? Ağzını bile açması mümkün değil, ancak onları cesaretlendiren yerler var. Kuzey Irak'tan ve oradaki konuşmalardan cesaretleniyorlar.”

Bu sözleriyle PKK’nin Kuzey Irak’tan cesaret aldığını vurgulayan Toptan, Kuzey Irak’ın da merkezi Irak yönetiminden destek aldığını vurguladı.

Merkezi Irak hükümetinin de işgalci ABD ordusundan destek aldığı göz önünde bulundurulduğunda, Toptan’ın ABD’yi neden hâlâ müttefik ülkeler arasında saydığı merak ediliyor.

Toptan’ın Kuzey Irak yönetimine yönelik olarak dün sarfettiği “Şimdi ABD’ye yaslanıp, Türkiye'ye bir şeyler demeye çalışanlara biz de (ABD bir gün gidecek, siz orada biz burada kalacağız) deriz” açıklaması ise dikkat çeken bir başka nokta oldu. ABD’ye sayısız askeri üs tahsis eden bir ülkenin egemenlik organı başkanı olan Toptan’ın, ABD’ye ilişkin düşüncelerindeki bu “şizofrenik” durum, çaresizlik olarak yorumlanıyor.

İçeriye sert, ABD’ye nezaket ustası
Başbakan Tayyip Erdoğan, dün İngiltere’ye gitmeden önce Esenboğa Havalimanı’nda yaptığı basın toplantısında muhalefete yüklendi. Tüm devlet kurumlarının mutabakat içinde çalıştıklarını söyleyen Erdoğan, Baykal’ın açıklamalarına yönelik olarak “Durmadan hakaret, durmadan Cumhurbaşkanlığından tutun hükümete, Silahlı Kuvvetlerimize en üst kurumlarımıza üstü kapalı, açık bu eleştirileri yapmak sana bir şey kazandırmıyor. Her geçen gün eriyorsun, daha da eriyeceksin” şeklinde konuştu.

Erdoğan, dün Çankaya Köşkü’nde düzenlenen terör zirvesinde ABD Dışişleri Bakanı Rice’a yönelik nezaket dolu açıklamalarıyla dikkat çekmişti. Erdoğan, “Kendileri (Rice) de bu konunun üzerinde çok çok hassasiyetle durduklarını ve bu konudaki haklılığımızı vurgulamanın ötesinde ‘bize bir kaç gün müsaade edin’ demek suretiyle de bu süreci ne denli ciddiye aldıklarını ifade ettiler. Biz toplantıdayken daha sonra arkadaşlarımdan aldığım bilgiye göre de Sayın Başkan’ın (Bush) da yine bu noktada yapmış olduğu açıklamalar var. Ve bu açıklamalarla birlikte bizler tabii ki sürecin ciddi bir şekilde takipçisiyiz” şeklinde konuşmuştu.

Dışişleri Bakanı’ndan “ferahlatan” açıklama
Ortadoğu gezisini tamamladıktan sonra dün basına açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Ali Babacan ise, Hakkari’deki saldırı ve sınırötesi operasyon konusunda hükümetin çözümü nerelerde aradığına ilişkin ipuçları verdi.

Diyalog ve çok yönlü yaklaşım vurgulu açıklamalarıyla dikkat çeken Babacan ABD-İngiltere-İsrail eksenine dikkat çekti:

“Konunun çok boyutlu olduğu dikkate alınarak yapılan çok sayıda dış temas vardır. Doğrudan ve telefon yoluyla. Bir taraftan Başbakan’ın yaptığı temaslar var. Bugün İngiltere’ye gidiyor yarın İngiltere Başbakanıyla, İsrail Başbakanıyla bir görüşme yapacak. Dün ABD Dışişleri Bakanı’yla yaptığı görüşme vardı…

yazici   mail