DIŞ HABERLER Avrupa Birliği 18 Mart’ta, Belarus Başkanı Aleksandr Lukashenko ve 35 üst düzey devlet yöneticisinin AB ülkelerindeki banka hesaplarını ve mallarını dondurma kararı aldı. AB’nin yaptırımı söz konusu kişilerin akrabalarını ve yakınlarını da kapsıyor. Mart ayındaki seçimlerin uluslararası standartlara uymamasını ve seçimlerin ardından muhalefete yapılan baskıları gerekçe gösteren AB, Nisan ayında aynı kişilere AB üyesi ülkelere giriş yasağı da koymuştu. Geçtiğimiz hafta aynı gerekçelerle Lukashenko’nun ABD’ye girişini yasaklayan Washington da Belarus yöneticilerinin banka hesaplarına ve mallarını hedef alan benzer bir yaptırım uygulamaya hazırlanıyor.

Muhalefet yaptırımdan memnun
AB’nin yaptırımını dikkate almayan Lukashenko ise “parayı alın, tabii eğer varsa” dedi. Beyaz Saray’ın seçimlerden önce yayımladığı rapor, Lukashenko’yu zimmetine para geçirmekle suçlasa da, Belarus başkanının Avrupa Birliği ülkelerinde ya da ABD’de herhangi bir malvarlığına rastlanabilmiş değil.

Mart ayındaki seçimlerde ancak yüzde 6 oranında oy alabilen muhalefet lideri Aleksandr Milinkevich ise AB’nin yaptırımlarından memnuniyetini ifade etti. Lukashenko’nun Avrupa ülkelerinde malvarlığının bulunmayabileceğini ve zaten söz konusu ülkeleri pek ziyaret etmeyen Belaruslu yöneticilerin seyahat yasağından pek fazla etkilenmeyeceklerini kabul eden Milinkevich, yaptırımların Lukashenko iktidarı üstüne manevi baskı kurmayı amaçladığını belirtti.

ABD ve AB’nin baskılarına karşın bağımsız bir dış politika izleyen, kamu işletmelerinin özelleştirilmesine izin vermeyen Lukashenko, 1994’te iktidara gelmesinden itibaren emperyalistlerin yoğun eleştirilerine maruz kaldı. Lukashenko, AB ve ABD’nin muhalefete verdiği her türlü desteğe rağmen Mart ayındaki seçimleri yüzde 83’lük bir çoğunlukla kazandı. Seçimleri kaybetmelerinin ardından sokak eylemlerine devam eden ve seçim sonuçlarını tanımayan AB yanlısı muhalif grupların liderleri Mart ayında tutuklanmış ve kısa süre içinde salıverilmişti.