www.soL.org.tr
TMMOB: 'Madenler halkın denetimine'
21 Kasım 2007, Çarşamba

TMMOB tarafından madencilik faaliyetleri ile ilgili yapılan açıklamada, kamu kuruluşlarının liberal politikalar sonucu küresel sermaye gruplarının eline geçtiği belirtilirken, madenlerin, gerçek sahibi olan halkın elinde, kamu denetiminde işletilmesi gerektiği ifade edildi.

resimsoL (Ankara) “Madenler Halkın Yararına İşletilmeli” başlığıyla TMMOB Ankara Yönetim Kurulu tarafından yapılan basın açıklamasında madencilik sektörünün ekonomik kalkınmayı başlatan sanayileşmenin lokomotifi olduğu ifade edilerek, sektörün IMF ve Dünya Bankası reçeteleriyle yabancı şirketlerin eline geçtiği belirtildi.

Yaşanan küreselleşme süreci ile çok uluslu şirketlerin kâr paylarını artırmayı, sermayenin ve mal dolaşımının önündeki engelleri kaldırılmayı amaçlandığının söylendiği açıklamada “Ülkemizde 80’li yıllardan bu yana izlenen neo-liberal politikalar ile sağlık, eğitim, sosyal güvenlik, çevre, maden ve tarım alanları çok büyük yıkım görmüş, özelleştirme uygulamaları ile bu ulusun dişinden tırnağından artırarak oluşturduğu kamu işletmeleri yok pahasına, birçoğu da amacı ve kaynağı belli olmayan yabancılara, küresel sermaye gruplarına hizmet eden yerli işbirlikçilerine satılmak suretiyle elden çıkarılmıştır” denildi.

Madenlerin gerçek sahibi halk!
Açıklamada Kaz Dağları ve diğer yörelerdeki madencilik faaliyetlerinde kamu yaranın öncelikli olarak değerlendirilmesi gerektiği ifade edilerek, madenlerin gerçek sahiplerinin halk olduğu ve kamu eliyle işletilmeleri gerektiği vurgulandı. Açıklamada toplumsal, ekonomik ve çevresel bakımdan sürdürülebilir bir madencilik sektörünün gelişiminin; devletin sektörde faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlar ile demokratik kitle örgütlerinin yapıcı işbirliği ile mümkün olacağı belirtildi. Söz konusu tarafların doğrudan katılımlarının olmaması halinde herhangi bir sektör planının uygulamasının başarılı olamayacağına vurgu yapıldı.

Açıklamada son dönemde Kaz Dağları’nda siyanürle altın arama faaliyetlerine de değinilerek, “Kaz Dağları’nda milli park alanı yeniden belirlenmeli ve bu alanda sadece madencilik faaliyetine değil, sanayi tesisleri, yapılaşma ve turizm tesisleri dahil hiçbir faaliyete izin verilmemelidir. Çünkü kaz dağlarının denize bakan kesimleri ve sahiller yıllardır turizm ve yapılaşma adına talan edilmiştir” denildi. Yerel halkın onayını almamış hiçbir ekonomik gelişimin ülkeye yarar getirmeyeceği de belirtilerek, madencilik sektörüne ilişkin alınacak kararlarda ilgili yöre halkının katılımının da sağlanması gerektiğine dikkat çekildi.
yazici   mail