www.soL.org.tr
Okuyan: ABD'nin bütün pisliği buralarda
9 Ocak 2008, Çarşamba

Aralarında TKP'nin de olduğu Ortadoğu, Körfez ve Güney ve Doğu Akdeniz ülkelerinden komünist partiler 5 Ocak günü Atina'da biraraya geldi. TKP heyetinde bulunan Genel Sekreter Kemal Okuyan'la toplantıya ilişkin konuştuk.

resim

soL Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Yunanistan Komünist Partisi'nin ev sahipliğinde Atina'da gerçekleşen toplantının bölgeye dair daha gerçek bir fotoğrafın çekilmesine yaradığını ifade etti. 

soL: Bu toplantı neden düzenlendi?
Kemal Okuyan:
Aslında bu toplantılar belli aralıklarla düzenleniyor, yeni değil. Ancak bu kez oldukça ağır koşullarda biraraya geldik. Toplantıya katılan hemen her partinin ülkesinde ciddi sorunlar, hatta çatışmalar vardı. Türkiye'deki durum belli. TUDEH, İran'da açık siyasal faaliyette bulunamıyor ama belli siyasi ağırlığı olan bir parti. Molla rejimine karşı çıkmak ama dış müdahale karşısında anti-emperyalist bir tavır almak gibi iki karmaşık görevin üstesinden gelme durumunda. Filistin, Lübnan, Suriye, Ürdün ve İsrail'den gelen temsilciler, büyük ölçüde ortak bir gündeme sahipler ama yakından bakınca son derece farklı parametrelerle hareket etmek zorundalar. Sudan'da koşullar sürekli değişiyor, komünist partisinin durumu da... Bahreyn küçük bir ülke ama ABD ve gericilik tarafından sıkı sıkıya kontrol ediliyor. 5. Filo oraya konuşlandırılmış durumda ve İran'a buradan da baskı yapılıyor. Kıbrıs'tan AKEL'in lideri Hristofyas önümüzdeki ayki cumhurbaşkanlığı seçiminin en güçlü adaylarından birisi. Katılımcılardan göreli en "rahat" gözüken Yunanistan Komünist Partisi ise, sosyal güvenlik yasasının değiştirilmesine dönük yaygın eylemlilik sürecinin en önemli aktörü durumunda. Aralık ayındaki genel grevin arkasındaki temel güç. Kısacası çok özel koşullarda gerçekleşti bu toplantı.

Irak'tan katılan olmadı mı?
Hayır. Bu toplantılara geleneksel olarak katılan Irak Komünist Partisi, Irak'ın işgali konusundaki tavrı ve ABD tarafından oluşturulan hükümete katılması nedeniyle "tartışmalı" bir duruma düştü. Aralarında TKP'nin de bulunduğu bazı partiler bu partiyle bütün ilişkilerini kestiler. Bununla birlikte bazı partiler, Irak Komünist Partisi ile ilişkilerini sürdürüyorlar. Dolayısıyla her toplantı öncesinde bu konu gündeme geliyor. Bu defa da öyle oldu, sonuçta Irak KP toplantıya katılmadı. Direnişin parçası olan komünist örgütler ise istikrarlı uluslararası ilişkiler sürdürecek durumda değiller. Güvenlik sorunları var.

Toplantıda herhangi bir karar alındı mı?
Bu türden toplantılar, görüş alışverişi üzerine kurulu, karar alınmaz, alınamaz. Katılımcı bütün partiler eşit ve bağımsız partiler olarak davranırlar, kendi karar mekanizmaları vardır. Ancak komünist partiler arasındaki dayanışma ve koordinasyonun artırılması için çaba harcanır. Ortak tavır almaya dönük bir arayış içerisine girilir. Partilerin birbirlerini ve bölgede olup bitenleri daha iyi kavraması açısından büyük önem taşıyor bu tür toplantılar.

Ortak açıklama da yapılmadı mı?
Toplantı sonunda önemli başlıklara ilişkin bir açıklama elbette yapıldı. Burada asgari müşterekler üzerinden genel bir anti-emperyalist tavır sergilenmiş oldu. Bütün partilerin ortaklaştığı başlıklar. Elbette buna ulaşılması da kolay olmuyor.

Görüş ayrılıkları bağlamında mı söylüyorsunuz bunu?
Bütün partilerin hemen her konuda aynı yaklaşımı sergilemesini bekleyemezsiniz. Bunun yanı sıra, komünist hareketin içinde değişik eğilimlerin olduğu bir sır değil. Anlayış ve eşitlik temelinde ortaklıklarımızı güçlendirmeye çalışıyoruz.  Bununla birlikte, örnek olsun bizim Kıbrıs konusunda AKEL ile farklı politikalar izlediğimiz açık. Bu farklılıkların arkasında ideolojik, tarihsel nedenler olabilir, farklı ülkelerde farklı önceliklerle hareket etmek olabilir. Ama yine de son derece yararlı oluyor bu toplantılar.

Toplantının ana ekseni neydi?
Filistin ve Lübnan... Filistin'de İsrail'in inşa ettiği duvar, burada tutsak bir Filistin devletinin kurulacağının işareti. Bir hapishane dikecek ve alın size devlet diyecekler. Filistinlileri buna mahkum etmek için Abbas'la Hamas arasındaki çatışmaların sürmesi gerekiyor. Açıkçası Abbas üzerine düşeni, kendine ABD tarafından biçilen misyonu başarıyla yerine getiriyor. Lübnan ise parçalanmanın eşiğinde. Toplantının odak noktasının Filistin ve Lübnan olması kaçınılmazdı.

Toplantıya katılan temsilciler Yunanistan Cumhurbaşkanı ile de görüştüler...
Toplantıdan haberdar olan Papulyas kendisi istemiş. Kendisi Yunan iç savaşında devrimci, yurtsever halk ordusunda yer alan bir isim. Daha sonra PASOK hükümetinde dışişleri bakanı olarak görev yapıyor. Özellikle Filistin sorununa hâkim birisi. Şu andaki makamı daha çok sembolik. Kısa bir ziyaret oldu, bölgesel sorunlara ilişkin bizi dinleme nezaketi gösterdi.

Toplantıya dönersek, somut çıktıları neler olacak bu toplantının?
Toplantı bölgeye dair daha gerçek bir fotoğrafın çekilmesine yaradı her şeyden önce. Şimdi katılımcı partiler kendi ülkelerinde mücadeleyi daha etkili ve daha sağlıklı bir biçimde sürdürmeye dönük girişimlerde bulunacak. Daha alt başlıklarda partilerin ikili, üçlü işbirlikleri yapması, hatta ortak açılımlar geliştirmesi de söz konusu. Bunlara ilişkin TKP de kendi program ve ilkeleri doğrultusunda kimi girişimlerde bulunuyor. Ancak Ortadoğu'nun çok karmaşık ve zorlu bir bölge olduğunu unutmamak gerekiyor. ABD bütün pisliğini buraya akıttı.

yazici   mail