www.soL.org.tr
‘Türban Amerikancılığı örtüyor’
1 Şubat 2008, Cuma

TKP'li Öğrenciler, Yurtsever Cepheli Emekçi Kadınlar ve Üniversiteler Konseyi Derneği üyeleri Beyazıt'ta bir araya gelerek hükümetin türban kararını protesto etti. İstanbul Üniversitesi kapısı önünde yapılan eylemde, piyasacı, gerici ve işbirlikçi AKP hükümetine karşı ortak mücadele çağrısı yapıldı.

soL İstanbul Üniversitesi Rektörü Mesut Parlak'ın Üniversite Senatosu ve öğretim üyeleriyle gerçekleştirdiği toplantının tamamlandığı saatlerde Beyazıt Meydanı'nda TKP'li Öğrenciler, Yurtsever Cepheli Emekçi Kadınlar ve Üniversite Konseyleri Derneği üyeleri bir araya geldiler.

"İnanç özgürlüğüne evet, AKP’ye hayır, türban gericiliği örtüyor" yazılı pankart taşıyan TKP’li Öğrenciler, "gericiliğe, şeriata geçit yok" diyerek türban başlığında yürütülen tartışmalara karşı tavırlarını ortaya koydular. TKP’li Öğrenciler hazırladıkları basın bildirisinde türban tartışmalarının ülkenin tasfiye sürecinin bir göstergesi olduğuna dikkat çektiler. Basın açıklaması okunurken "AKP’ye hayır, yobazların ipleri sermayenin" elinde sloganları atılırken, Fethullah Gülen’in ABD’de olduğu, emperyalizmle gericilerin ortak bir paydada buluştuğuna işaret edildi. Bunun üzerine, öğrencilerin “AKP, Amerika'ya Fethullah’ın yanına” sloganı attıkları görüldü.

"AKP’nin sözcülüğünü yapan YÖK Başkanı’nın eğitimin paralı olması gerektiği açıklamasının ardından, üniversitelere dönük ikinci darbe üniversitelerimizin aydınlanmacı yanına vurulmaya çalışılmaktadır" diyen öğrenciler, ülkenin AKP iktidarı ile birlikte “ılımlı islamın” ehlileştirildiği bir islam cumhuriyetine doğru sürüklendiğine işaret ettiler. TKP’li Öğrenciler, AKP’nin hedeflediği gerici, piyasacı ve işbirlikçi islam cumhuriyetinin meşruiyetini dinden, piyasadan ve emperyalist güçlerden aldığı, bunun yeni bir cumhuriyet olduğunu vurguladılar.

Basın bildirisinde, “Bugün sadece yükseköğrenimi kapsar gibi gösterilmeye çalışan türban yasası toplumu islamcılaştırma projesinde önemli bir evredir. Toplumun İslamcılaştırılmasına karşı bağımsızlıktan yana, aydınlanmacı ve kamucu güçlerin türban meselesini aşan bir yaklaşımla hareket etmesi büyük önem taşıyor” ifadelerine yer verildi.

"Ülkenin ve üniversitelerimizin ilerici birikimi bu gidişe izin vermemelidir" diyen TKP’li Öğrenciler, üniversiteye sahip çıkmanın ülkenin geleceğine sahip çıkmakla aynı anlama geldiğinin altını çizdiler. "Ülkenin geleceğine sahip çıkmak isteyenler üniversitede ne türbana ne sermayeye izin vermemelidir" diyen öğrenciler, kararlı bir mücadele içinde olacaklarını duyurdular. TKP’li Öğrenciler, ülkesine ve üniversitesine sahip çıkan tüm arkadaşlarını ve akademisyenleri bu çabaya ortak olmaya çağırdılar.

Esaret koşulları kaldırılmadan özgürlük olmaz
TKP’li Öğrencilerin ardından Yurtsever Cepheli Emekçi Kadınlar türban tartışmalarına bakışlarını kamuoyuna aktardı. “İnanç özgürlüğüne evet, AKP’ye hayır”, “İnanca saygılıyız gericiliğe karşıyız” yazılı dövizler taşıyan Yurtsever Cepheli Emekçi Kadınlar türbanın Amerikancılığı örttüğüne değindiler.

"Türban bugün gerici ve işbirlikçi bir siyasetin simgesidir. Bu nedenle türbanın inanç özgürlüğü ile de geleneklerimiz ve kültürümüz ile de hiçbir ilgisi yoktur" diyen Yurtsever Cepheli Emekçi Kadınlar, türbanı mağduriyetin simgesi olarak gösterenlerin, bu ülkede üniversitelerde öğrencileri oruç tutmadıkları için dövdüğünü, öldürdüğünü Sivas’ta aydınlarımın diri diri yakıldığını görmezden geldiğini hatırlattılar ve eleştirdiler.

Yurtsever Cepheli Emekçi Kadınlar, AKP iktidarı ile birlikte emek düşmanı politikaları ile yüz yüze kalındığı, bunlar yetmiyormuş gibi bugünlerde türban ile ilgili anayasa ve yasa değişikliklerinin gündeme geldiğini, yasa değişiklikleri ile amaçlanın bizzat AKP’nin iki yetkili ağzı tarafından açıklandığını söylediler.

Bu açıklamalar ile AKP’nin gerici yüzünün daha açık görüldüğünün altı çizilirken, Başbakan Erdoğan’ın, “maskeli siyaset devri bitti”, sözleri hatırlatıldı. AKP Kadın Kolları Başkanı Fatma Şahin’in türban konusunda “adım adım gitmek lazım” şeklindeki konuşmasınınsa üniversitelerle açılacak yolun nerelere varabileceği konusunda bir başka ipucu olduğuna işaret edildi.

Bugün ülkenin sorunlarıyla ilgilenenlerin, üniversitelerin paralı hale getirilmesi emekçi çocukların okuyamaması sorunuyla ilgilenmediği, çünkü onların dininin imanının para olduğunu söyleyen emekçi kadınlar, türban gündemi ile bir taşla iki kuş vurulduğunu söylediler.

Açıklama şu ifadelerle devam etti; “Gericiliğin önü açılmakta, diğer yandan ise bu ülkede zengin yoksul bütün kadınlar arasında bir ortaklık varmış hissi yaratılmaya çalışılmaktadır. En lüks mağazalarda giyinen Hayrünnisa Gül ve Kanyon alışveriş merkezinde bir mekanı kendi eğlencesi için ayda bir kapatan Emine Erdoğan ile yoksul ve başı bağlı emekçi kadınların nasıl bir ortaklığı olabilir?

Biz emekçi kadınlar inanç özgürlüğüne sonuna kadar saygılıyız ama kadınlara özgürlük adı altında esaret koşullarının dayatılmasına şiddetle karşı çıkıyoruz.Özgürlüğümüzün ABD icazetli sermaye partisi AKP’den gelmeyeceğini çok iyi biliyoruz. Gericiliğe ve sermayeye karşı mücadelemizi yükselteceğimizi buradan ilan ediyoruz.”

"Velev ki İslam Cumhuriyeti, ne fark eder?"
Üniversite Konseyleri Derneği adına okunan, “Velev ki İslam Cumhuriyeti, ne fark eder? Gericiliğe izin vermeyelim!" başlıklı açıklamasında, AKP ve MHP'nin Türkiye'nin geleceğini karartma noktasında uzlaştıkları, "türban yasasını" meclise gönderdikleri hatırlatıldı.

Açıklamada ülkede büyük bir tasfiye süreci yaşandığı ifade edilirken, AKP iktidarının, Türkiye'yi dışa bağımlı, sağlığından eğitimine tümüyle piyasaya tabi, halkının ise "ılımlı islam"la ehlileştirildiği bir İslam cumhuriyetine doğru sürüklediğini vurguladı.

Üniversite Konseyleri Derneği açıklamasında, bugün sadece yükseköğrenimi kapsar gibi gösterilmeye çalışılan türban yasasının toplumu islamcılaştırma projesinde önemli bir evre olduğunu ifade ederken, "Toplumun islamcılaştırılmasına karşı bağımsızlıktan yana, aydınlanmacı ve kamucu güçlerin türban meselesini aşan bir yaklaşımla hareket etmesi büyük önem taşıyor" dendi.

Bununla birlikte, "Ülkenin bağımsızlığına, laikliğe söylem olarak sahip çıkmak artık yeterli değildir; bugüne kadar ülkenin geleceğine demagojik olarak sahip çıkanlardan medet ummak ise gerçeği görmemekte direnmek anlamına gelecektir. Meselenin tarafı olarak yansıtılan kesimlerin öyle ya da böyle sermaye egemenliği ile bir derdi bulunmamaktadır. Sermaye egemenliği ve emperyalizmle derdi olmayanların kamuculuk, bağımsızlık gibi değerlerimizi dillerine dolamaları ise bir büyük aldatmacadır" ifadelerine yer verildi.

Ülkesine ve üniversitesine sahip çıkan tüm akademisyenler, dinci ve işbirlikçi AKP hükümetinin üniversitelere dönük her tür kuşatmasına karşı üniversitelerin gerçek sahipleri ile birlikte kararlı bir mücadele içinde olmaya çağrıldı.

Eylem, AKP, gericilik ve emperyalizm karşıtı sloganlar ile sona erdi.

yazici   mail