www.soL.org.tr
Pazarlıklar sürüyor, strateji haftaya
3 Nisan 2008, Perşembe

Avrupa Birliği Türkiye'deki gelişmeleri izlemeyi sürdürdüğünü açıkladı. Rehn ve Barroso'nun haftaya gerçekleştirecekleri ziyaretin kritikliği hatırlatılırken kapatma davasına ilişkin AKP'den gelen "strateji için Pazartesi'yi bekleyin" açıklamaları da AB-NATO-Türkiye denkleminde birtakım pazarlıkların yürüdüğü yorumlarına yol açıyor.

resim

soL Anayasa Mahkemesi, tensip tutanağı ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianameyi AKP’ye gönderdi. AKP, tebliğden itibaren 1 ay içinde ön savunmasını verecek. Bu işlemler sürerken, gerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, gerekse davalı AK Parti ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek.

Davayla ilgili hukuki süreç bu şekilde devam ederken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da resmi bir ziyaret için bulunduğu İsveç’ten tartışmaya katıldı. İsveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsünde, “AB ve Türkiye” konulu toplantıda bir konuşma yapan Erdoğan, AKP'nin kapatılması istemiyle açılan davada hukuki sürecin başladığını belirterek, “Anayasa Mahkemesi kendi görevini yapacaktır, biz de ilgili arkadaşlarımızla bu konuda savunmalarımıza yönelik çalışmalarımızı yapacağız” dedi.

Erdoğan, davanın AB sürecine etkilerine yönelik sorunun yinelenen sorular üzerine, “Bunu değerlendirmek bana düşmez. Bunu değerlendirecek olan ben değilim. AB üyesi ülkelerin mensupları, liderleri, herkes kendi yorumunu, değerlendirmesini yapıyorlar” dedi.

“AB sürecinde Türkiye'nin sabrı ne kadardır?” şeklindeki soruyu ise Erdoğan, “Sabrın sonu yoktur. Çünkü sabrın sonu selamettir diyoruz. Okey?” şeklinde yanıtladı.

Pazartesiyi bekleyin
Erdoğan temasları çerçevesinde İsveç Başbakanı Fredrik Reinfeldt ile biraraya geldi. Görüşmenin ardından yapılan ortak basın toplantısında Reinfeldt, Başbakan Erdoğan'ın seçimlerde meşruiyetini çok iyi kanıtladığını belirterek,”Erdoğan, AB'ye üyelik konusunda cesur olup yoluna devam etmeli” dedi.

Başbakan Erdoğan da, Anayasa Mahkemesinin kapatma davasına ilişkin iddianameyi AKP’ye gönderdiğini belirterek, ''Tabii ki arkadaşlarımız dosya üzerinde dönene kadar çalışmalarını yapacaklar. Bu çalışmadan sonra pazartesi günü en üst karar organımız olan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'nda konuyu görüşeceğiz. Görüştükten sonra yol haritamızı belirleyeceğiz” dedi.

AB için önemli olan piyasa ekonomisi
Başbakan Erdoğan’ın kapatma davasının AB sürecine etkilerine ilişkin “değerlendirmek bana düşmez, AB zaten değerlendirmesini yapıyor” şeklindeki sözlerinin muhatabı olan Avrupa Birliği ise konuyla ilgisin sürdürüyor. AB Komisyonunun Türkiye'deki gelişmeleri izlemeye devam ettiği açıklandı.

Komisyonun dün sabahki toplantısının ardından basına açıklama yapan yetkililer, bir soru üzerine, genişlemeden sorumlu üye Olli Rehn'in Türkiye'deki gelişmeler hakkında üyeleri bilgilendirdiğini söylediler. AB sözcüsü, "Türkiye'deki gelişmelerin izlenmesine ve durumun analizine devam edilmesinin kararlaştırıldığını" söylemekle yetindi. Komisyonun daha kapsamlı analiz ve değerlendirmeleri, Komisyon Başkanı Jose Manuel Durao Barroso ve genişlemeden sorumlu üye Olli Rehn'in 10-12 Nisandaki Türkiye ziyaretinden sonra yapması bekleniyor. AB Komisyonu, Barroso ve Rehn'in Türkiye ziyaretinin önceden planlandığını, dolayısıyla son dönemdeki gelişmelerle doğrudan bağlantılı olmadığını, ancak ziyaretin "kritik ve önemli bir zamanda" yapılacağının bariz olduğunu belirtmişti.

AP Türkiye Raportörü Ria Oomen Ruijten ise AKP’ye açılan davanın reddedileceğini düşündüğünü söyleyerek, “Reform süreci de yeniden ve çok hızlı bir şekilde gündeme gelecektir” dedi. AKP’nin kapatılmayı önlemek için Anayasa’yı değiştirme girişimlerine destek veren Ruijten, “Benim için önemli olan şey -ki bunları raporumda da belirttim- insan haklarına saygı duyulduğu, temel özgürlükler, hukukun üstlüğü, demokrasi ve sosyal anlamda piyasa odaklı ekonominin olduğu bir toplumda gelişme görülebilir” dedi.

Baykal dinletememiş
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin Merkez Yönetim Kurulu toplantısında “Bizim geri adım atmamızı gerektiren bir durum yok, kimseyle kişisel kavgam, husumetim yok” dedi. Süreci, bu hale getirenin CHP olmadığını belirten Baykal, "6 yıldır AKP'yi samimiyetle uyarıyorum; ülkenin, cumhuriyetin değerlerini korumaya çalışıyoruz. Anayasa'nın özünü korumaya çalışıyoruz, kimseye siyasi tezgah kurmadık" dedi.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin CHP'nin uyarılarına rağmen, uzlaşma anlayışından uzak, dayatmayla yapıldığını belirten Deniz Baykal, "Ben kişisel olarak Abdullah Gül'ü severim; ama Gül'ün orada bulunması doğru değil, bunu söyledik, dinlemediler. Cumhurbaşkanını uzlaşmayla değil, dayatmayla seçtiler" diye konuştu.

Yargıtay’dan yargı uyarısı
Kapatma davası için hazırlanan iddianameyi Anayasa Mahkemesi’ne sunmasının ardından AKP çevrelerinin saldırılarına maruz kalan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yazılı bir açıklama yaptı.  Açıklamada, “Siyasi partiler hakkında açılan kapatma davaları nedeniyle eleştiri sınırı dışında kalan, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret ve tehdit içeren veya yargılama sürecini etkileme niteliğinde bulunan söz ve yazılar ile ilgili olarak adli yargı mercilerince gerekli yasal işlemlerin yapılacağı ise muhakkaktır” denildi.

Aydın Doğan’dan pat teklifi
Aydın Doğan’ın iki büyük gazetesi olan Hürriyet ve Milliyet’in dün AKP’yle mesafeyi kısaltan bazı hamleler yapması da dikkat çekti. Hürriyet, Başbakan Erdoğan’ın milli gelirle ilgili sözlerini manşetine taşıyarak “Türkiye artık birinci ligde” başlığıyla çıktı.

Milliyet Gazetesi ise bir başyazı yayımlayarak AKP’yi CHP ve/veya MHP ile bir konsensüse varmaya çağırdı. Gazetenin genel yayın yönetmeni Sedat Ergin daha sonra bir televizyon programında demokrasinin zarar görmemesi için AKP’nin kapatılmasını önlemek gerektiğini belirterek CHP’yi masaya oturmaya ve “sosyal demokrat duruşa” uygun olarak anayasayı değiştirmeye çağırdı.

yazici   mail