HABER MERKEZİ CHP’nin 32. Olağan Kurultayı’nın ilk günü tamamlanırken partinin genel başkanlığına Deniz Baykal tekrar seçildi. Genel başkanlığa aday olduklarını açıklayan muhalifler, yeterli sayıyı tamamlayamadıkları için, başkanlık yarışına dahi girmezken, Baykal kurultayda, “her telden çalan” uzun bir konuşma yaptı. Baykal’ın konuşmasında, Necmettin Erbakan’ı milli görüşçü dinci, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı işbirlikçi dinci olarak nitelemesi dikkat çekerken, Kürt sorunu ve cumhuriyet değerleri konusunda da samimiyetsiz nutuklar eksik olmadı.

CHP kurultayı dün, Ankara Atatürk Spor Salonu’nda başladı. Genel başkan seçiminin yapıldığı ilk günde, muhalif aday adayları hüsran yaşarken, Baykal, kurultaya katılan 1231 delegeden, 1021’nin oyunu alarak tekrar genel başkan seçildi.

“İslamiyet’in en güzel yaşandığı ülke”
Baykal, kurultayda genel başkanlık seçimi öncesi uzun bir konuşma yaptı. Baykal konuşmasında bir taraftan Türkiye’nin siyasi bakımdan bir yol ayrımına geldiğini ve “Laik bir Cumhuriyet olarak mı devam edecek yoksa ılımlı bir İslam devletine mi dönüşecek?” sorusunun önünde olduğunu söylerken diğer taraftan laiklik-din sentezi içeren mesajlar vermeyi de ihmal etmedi. Baykal konuşmasında şu sözlere yer verdi: “Türkiye’nin, yeniden hem laikliğin hem Cumhuriyetin hem demokrasinin hem halkın en iyi, örnek insanlar olarak inançlarını, dinini özgür olarak yaşayabildiği bir ülke olduğunu dünyaya göstermemize ihtiyaç vardır. İnançlar özgürce yaşanacak, İslamiyet’in en güzel yaşandığı ülke olmaya Türkiye devam edecek. Hepimiz inancımızı yaşayacağız ama devletimiz laik bir cumhuriyet olmaya devam edecek. Bu bütünlüğü korumak zorundayız.”

Baykal’ın milli görüş sevdası
Baykal kurultayda 51 Müslüman ülke içinde sadece Türkiye’de altın bir sentez, altın birleşim bulunduğunu söylerken, “İslamiyet ve laiklik. Laiklik, İslamiyet’in yanında güzel, İslamiyet laiklikle birlikte çok güzel” dedi. Baykal ilginç altın sentez açılımının krizden de çıkış yolu olduğunu öne sürerken, “Dininizle iftihar edeceksiniz, laik düzeni koruyacaksınız. Başka çaresi yok. Siyasi krizden böyle çıkarız” şeklinde konuştu. Konuşmasında, bir taraftan Cumhuriyet’in kuruluş değerlerinden dem vuran Baykal’ın sık sık dine sarılan samimiyetsiz tutumu dikkat çekerken, Baykal daha önce dile getirdiği, “milli görüşçü dinci”, “işbirlikçi dinci” ‘açılımını da kurultayda tekrar etti. Baykal konuşmasında dış ülkelerden AKP’ye gelen desteği eleştirirken şu sözlere yer verdi: “RP ve FP’yi niye kapatıyorsun demediler? Şimdi niye diyor? Çünkü o zaman karşısındaki partiler, milli görüşçüydü. Hiç kuşku yok ki Erbakan milli görüşçüdür, Tayyip Erdoğan işbirlikçidir. Bu, Türkiye’deki milli görüş çizgisinden çok temel bir kırılmadır.” Baykal’ın laikliği korumayı ifade ettiği cümlelerinden hemen sonra, “Erbakan, milli görüşçü olmanın bedelini ödedi. Bunlar işbirlikçi olmanın nimetinden yararlanmaya çalışıyorlar” sözleri dikkat çekti. Baykal kurultay öncesinde de Ankara ve İstanbul başta olmak üzere pek çok şehirde reklam panolarına “Din de bizim Millet de bizim Devlet de bizim” afişleri astırmıştı.

Baykal kurultayda Kürtleri hatırladı
CHP Genel Başkanı Baykal’ın kurultaydaki samiyetsiz tutumları bu açıklamalarla sınırlı kalmazken, Kürt sorununa da Baykal’ın gündemindeydi. CHP’nin, “Kürt kökenli vatandaşların sorun ve şikayetleriyle ilgili olarak, çok uzun süre önce başlayan en köklü, en yapıcı, en iyi niyetli projeleri geliştirdiğini” iddia eden Baykal, “Devlet, milletin devleti olmalıdır. Herkes kendi kimliğini özgürce ilan etmeli, özgürce yaşamalı, dilini kullanmalı, yayını yapmalı, müziğini yapmalı. Çocuklarına ana dilini öğretmelidir. Kimse karışmamalıdır” şeklinde konuştu. “Kürt kökenli vatandaşlarımızın bütün sorunlarına sahip çıkacağız”, “Onları başımızın üzerinde taşıyacağız” şeklinde konuşan Baykal’ın bu hakları kurultayda hatırlaması dikkat çekti.

Herkes iyi ki CHP var diyormuş!
Baykal konuşmasında, CHP içerisindeki muhaliflere de yüklenirken, “Kur partini çık meydana görelim kaç oy alacağını. Üç yıldır parti kuracaklar, hani nerede bu parti?” şeklinde konuştu. CHP’nin Türkiye siyasetini derinden etkileyen bir parti olarak milletin gönlünde takdirini kazandığını iddia eden Baykal’ın, CHP’ye oy vermemiş seçmenlerin dahi “iyi ki bunların karşısında CHP var” dediğini söylemesi ise dikkat çekti. Hatırlanacağı üzere, AKP hükümeti dahi, daha önce, iyi ki karşımızda CHP gibi bir parti var, şeklinde açıklamalar yapmıştı. Baykal konuşmasında muhaliflere şu şekilde seslendi: “Benden ağabey tavsiyesi: Mücadeleyi CHP’ye karşı değil, Türkiye’yi tehdit eden olumsuzluğa karşı verin, orada kendinizi kanıtlayın, gösterin. Orada gösterirseniz, parti sizi sahiplenir, etkin noktaya getirir. Bu kadar iç tartışma yeter.” Baykal’ın “Ben kendi arkadaşlarımla mı uğraşacağım. Kendi arkadaşlarımızın foyasını mı ortaya çıkaracağım, tutarsızlıklarını, yanlışlıklarını mı dile getireceğim. Yakışır mı bana?” sözleriyse birkez daha CHP içindeki kirli yarışı da gözler önüne serdi.

Baykal tekrar partinin genel başkanı seçilmesinin ardından bir konuşma daha yaptı. Baykal bu konuşmasında da hamasi nutuklara devam ederken, “CHP’nin halkın umudununu, heyecanını toplayan bir çekim merkezi olduğunu bu kurultayda bir kez daha gösterdiğini” iddia etti. Konuşmasında, hüsrana uğrayan muhaliflere de seslenmeyi ihmal etmeyen Baykal, “Bu kurultay hepimize ders vermiştir. Particilik dersi, siyaset dersi vermiştir. Kendi başımıza kapalı odalarda iç dünyamızı temel alarak, eşi dostu arkadaşı bir araya getirerek koca bir ülkeyi koca bir partiyi haksız ithamlara maruz etmek, haksız ithamların zeminine çekmek gibi yaklaşımların ne kadar çocuksu ne kadar gerçeklik temelinden uzak ne kadar söyleyenler için yaralayıcı olduğunu belki bu kurultay hepimize öğretmiş oldu” şeklinde konuştu.

CHP 32. Olağan Kurultayı Baykal’ın ilk gün çalışmasını tamamlarken, bugün kurultayda, Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu seçimleri yapılacak.