soL Vatan Gazetesi'nin Fethullah Gülen ile Tayyip Erdoğan'ın arasının açıldığına dair manşetine yalanlama geldi.

Fethullah Gülen'in avukatı Orhan Erdemli bir açıklama yaparak söz konusu haberin gerçek dışı olduğunu belirtti. Zaman gazetesinde yer alan açıklamasında Erdemli, Zaman gazetesi yazarlarından Hüseyin Gülerce'nin hükümete yönelttiği eleştirilerden yola çıkılarak yapılan yorumlarda hayali hükümlere varıldığını savundu. Her yazarın kendi düşüncesinin savunma hakkı olduğunu ve yazıların da sadece yazarı bağladığını söyleyen Erdemli, bazı yazarları Gülen'in sözcüsü olarak takdim etmenin gerçeklerle bağdaşmadığını kaydetti.

Erdemli açıklamasında, Fethullah Gülen'in politika olan ilişkisine de "açıklık" getirerek, "Kamuoyuna açıkça duyurmak isteriz ki; Sayın Fethullah Gülen hayatı boyunca günlük politik faaliyetlerin dışında kalmış, belli bir siyasi partinin yanında veya karşısında olmamış; her zaman bütün siyasi partilere eşit mesafede durmuştur. Dolayısıyla, bir siyasi partinin desteklendiği yönündeki iddialar gerçek dışı olduğu gibi; bir siyasi parti veya siyasi ile arasının bozulması da söz konusu değildir" diye konuştu.

Şu anda Türkiye'nin sayılı gerçek siyasi partilerinden birisi olarak değerlendirilen Gülen cemaatinin ve lideri Fethullah Gülen'in asla siyasete bulaşmadığı iddiası, yıllardan beri tekrarlanan bir savunma biçimi olarak görülüyor. Ancak cemaatin ve Gülen'in çeşitli siyasi projelerin içerisinde bulunduğu ya da bu projelere bizzat önderlik ettiği çeşitli vesilelerle ortaya çıkmıştı. Fakat Vatan gazetesinde yer alan iddialara, bu kadar kısa sürede ve doğrudan Gülen kaynaklı bir cevap verilmesi, iktidar partisi AKP ile Gülen tarikatı arasındaki ilişkilere her iki tarafça verilen önemin bir göstergesi olarak yorumlandı.

Bilindiği gibi AKP-Gülen cemaati ilişkisi son bir yıl içinde, kadrolaşma ve TSK ile olan gerilim başlıklarında sıkça gündeme gelmiş ve AKP hükümeti sık sık Gülen cemaatinin TSK'ya dönük adımlarına örtülü destek vermekle eleştirilmişti. Vatan gazetesinde yer alan yorumlar da, temel olarak Yaşar Büyükanıt'ın Genelkurmay Başkanlığı'na getirildiği süreçte hükümetin tarafsızlık görüntüsü vermeye çalıştığı ve bu durumun cemaati rahatsız ettiği iddiasına dayanıyordu. Verili dengeler içinde birbirlerine muhtaç oldukları sıkça dile getirilen AKP ile Gülen cemaatinin arasındaki ilişkilerin sıcaklığı konusunda rivayetler muhtelif olmakla beraber, avukat Erdemli'nin iddialarının aksine cemaatin önemli isimlerinden olan yazar Gülerce'nin yazılarının AKP'ye bir uyarı amacı taşıdığı görülüyor.

TSK ile gerilimin gittikçe artacağı sinyalleri, Büyükanıt'ın Genelkurmay Başkanlığı görevine gelmesi ile birlikte artmıştı. İddialar, Büyükanıt'ın, bir Fethullah Gülen operasyonu olduğu söylenen Şemdinli iddianamesini kastederek yaptığı "hesap soracağız" açıklamaları ile tekrar gündeme gelmişti. Bilindiği gibi, iddianameyi hazırlayan Van eski cumhuriyet savcısının cemaate yakın olduğu öne sürülüyor.

Özellikle Kara Kuvvetleri Komutan Reha Taşkesen'in istifaya zorlanmasının ardından adım atma sırasının TSK'ya geçtiğini bilen Gülen cemaatinin de, hükümetle ilişkilerini soğutarak değil, tam tersine sıcaklaştırarak yeni sürece hazırlanmaya çalıştığı ifade ediliyor.