HABER MERKEZİ Kıbrıs Rum yönetimi başsavcısı Petros Kliridis, Kıbrıslı Türklerin, Güney'deki gayrimenkulleri konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gitmeden önce, iç hukuk yollarını tüketmeleri gerektiğini söyledi. Bu argümanların neredeyse aynısı, geçtiğimiz aylarda Kuzey'deki gayrimenkulleri için AİHM'ye baş vuran Kıbrıslı Rumlar hakkında, Kıbrıslı Türk yetkililer tarafından dile getirilmişti.

Bir radyo programına açıklama yapan Kliridis, 7 milyon avro tazminat talebiyle AİHM'ye başvuran dört Türk'ün, Güney'deki adli süreci tamamlamadıklarını ifade etti. AİHM'ye başvuru yapılabilmesi için Güney Kıbrıs'taki bir kaza mahkemesi ve yüksek mahkemeye başvurmak suretiyle bütün iç hukuk yollarının bitirilmesi ve sonuç alınamaması gerektiğini öne süren Kliridis, Rum basınında yer alan konuya dair ateşli haberleri de "Henüz bir karar çıkmış değil. Önce durumun nasıl gelişeceğini görelim, sonuçlara sonra varalım" sözleriyle sükunete davet etti.

Düşmanlık üreten karmaşa
1974'te adanın fiilen bölünmesi ve yapılan nüfus mübadelesinin ardından, gayrımenkullerin mülkiyeti her iki tarafta da çözülmesi çok güç bir problem haline gelmiş durumda. Karşılıklı iskan edilen insanlara kuzey ve güney taraflarının verdikleri tapular uluslararası hukuk tarafından tanınmıyor.

El değiştirmiş mülklerin bir kısmının istimlak edilmiş, kasten veya bakımsızlıktan yıkılmış, alınıp satılmış ve yerlerine yenilerinin yapılmış olması durumu daha da karmaşıklaştırıyor. Bunun sonucunda mübadeleye dahil edilmiş herkes, mübadele öncesi sahip olduğu mülk için dava açabilir ve sonrasında sahip olduğu mülk için dava edilebilir durumda bulunuyor. Bu uygulamalar bugün iki halkın birbirine düşman edilmesine bahane oluşturuyor. Öte yandan Kuzey yönetimi de, Güney yönetimi de bu konuyu yasal yollardan çözemeyeceklerini bilmelerine rağmen, ciddi miktarlarda tazminatın söz konusu olacağı AİHM sürecini olabildiğince ertelemeye çalışıyorlar.