www.soL.org.tr
Murat Belge: AKP'nin küfürbazı
30 Ocak 2008, Çarşamba

"Demokrat aydınlar"ın AKP ile yollarının ortak olduğunu söyleyen Murat Belge, AKP'ciliğin sola bol bol küfretmeye eşit olduğunu da gösterdi. Belge ve benzerlerinin solcu olduğunu düşünenler, bazı bölümlerini aktardığımız röportajı bir, yetmiyorsa iki kere okumalı.

resim

soL Murat Belge ile Neşe Düzel'in yaptığı söyleşi Pazartesi ve Salı günü iki bölüm halinde yayımlandı. Dünkü bölümün ana ekseni AKP idi. Belge "demokrat aydınlar"ın AKP ile ilişkisi, türban gibi konularda konuşurken her bağlama sola küfür repertuarından nadide parçalar serpiştirmeyi de ihmal etmiyor. Sorulardan ve cevaplardan bazıları şu şekilde:

AKP, çeşitli zamanlarda demokrat aydınlardan güçlü destek buldu. Ama demokratikleşme konusunda her zaman istekli davranmadı. 301'nci madde konusunda sürekli geriledi. AKP'nin içinde ulusalcı milliyetçi bir damar var. AKP ile demokratların yolları ayrılır mı? Ya da artık ayrılmalı mı?
Ayrılabilir. Ame ben henüz hemen şimdi ayrılmalı diyecek bir noktada değilim. Ama bir zaman sonra yollar ayrılmalı tabii. Sol nereye kadar bunlarla örtüşebilir ki... Bu adamlar kendilerine muhafazakâr demokrat diyorlarsa, bırakın adamlar muhafazakâr olsunlar. "Yok kardeşim sen billmiyorsun. Sen aslında "ilericisin" diye daha ne kadar sürükleyeceğiz ki onları. Adam bir yerde duracak. Ama yolları ayırma zamanın geldiğini düşünmüyorum daha.

Demokratlarla AKP'nin ilişkisi nasıl tanımlanabilir?
AKP ham bir siyasi hareket. AKP'nin vandalizmi, kaba sabalıkları bütün bunlar olacak. AKP'nin demokrasi adına öğrenmesi gereken epey şey var. Eğer "bizim artık demokrata falan ihtiyacımız yok" derlerse kendileri için kötü olur. Böyle bir şeyi söylemediler ama... Her an bunu deme ihtimalleri var. AB yolunda olumlu adımlar atılmayacağına dair ciddi şüphelerimiz olabilir. Başbakan'ın "Avrupa'nın biz ahlaksızlıklarını aldık" lafıyla, ben kendimi aynı oturma odasında bir sohbet havasında hissetmiyorum ama... Hâlâ AB'ye girmek istediklerini de söylüyorlar.

AKP, AB'yi destekleyen başka hiçbir parti olmadığı için demokrat aydınların kendisine muhtaç olduğunu mu düşünüyor?

Bilemem. Benim bu adamlarla yakın ilişkim yok.

Demokratlar AKP'yi desteklerken böyle mi düşünüyor peki?
Ben doğrusu biraz öyle hissediyorum. Ergenekon teşkilatını da ortaya çıkaran bu hükümet. Taraflar ortada net bir şekilde duruyorlar. Bunun hangisini seçeceksin? Yargıtay'ın Orhan Pamuk'la ilgili son kararını gördünüz. Türkiye'de demokrasi konusunda kimin elinden tutabiliriz, kiminle üç adım beraber yürüyebiliriz ki? Bu şartlarda, "AKP'yle bitti artık" demek için biraz erken. Üstelik Ergenekon operasyonunun da çok başındayız.

(...)

Peki, niye hep "tutucu" partiler daha ilerici adımlar atıyor? Özal ve ANAP çok ciddi değişimler yapmışlardı. Bugün de AKP, AB üyeliğine her şeye rağmen en yatkın duran parti. Bu çelişki nereden kaynaklanıyor?
Entelijansiya karmaşık bir olgudur. Eğitimleri elitleri biz hep ilericilikle bağdaştırırız ve bu doğrudur ama aynı zamanda onlar çok da muhafazakârdır. Aldıkları eğitim, hayatla onlar arasında daha kitabi bir ilişki getirir. Hâlbuki sağ çok daha pragmatisttir. Hayatın gidişine daha kolay uyum sağlar onlar. Bir de tabii para kazanma tutkusu daha fazladır elit dışına atılan kesimlerde. Çünkü onların başka türlü adam olma imkanları yoktur.

(...)

Eski solcuların önemli bölümü niye tutucu oldular peki?
Çünkü milliyetçiydiler. Solcu olmalarının nedeni de zaten milli kalkınmacılıktı. Ethem Nejat mesela... Karadeniz'de bir takada öldürülen adamın komünist olmaya karar vermeden önce "Her Türk dünyadan nefret etmelidir," diye yazıları var. Bildiğimiz jenofobik Türk ideolojisi. Bu adam ne kadar fikir değiştirerek solcu oluyor acaba? Mihri Belli'nin Milli Demokratik Devrim hareketi askerle birlikte yapıyor devrimini. Orduyla ilişkiyi araçsal gören, kendisini de ordunun aracı yapmakta bir sakınca görmüyor sonunda. Devrim için askerleri kafaya almamız lazım derken, asker de kendi darbesini yapmak için onu biraz kafaya alıyor. Parkaları giyi, "Ben Türk Halk Kurtuluş Ordusu'nun neferiyim" diye dolaştığında, toplumun hep sahip olduğu militarizmin çok uzağında durmuyorsun.

(...)

Peki bugünün şartlarına uygun bir ilericilik ve solculuk Türkiye'de nasıl şekillenebilir?
Biz bütün bu Kemalizm falan, bu patırtının bir süre daha içinde olacağız. Ergenekon çetesi etkisizleşir ama İzmir'de, İstanbul'da mitinglere giden yüz binlerce insan aynı şeyleri düşünerek, inanarak gene oradalar. Belki bir kısmı bizi kandırdılar bunlar diye bazı şeylerin farkına varacaklar ama...

Seçim öncesi yapılan o büyük mitingler Ergenekon çetesinin işi miydi?
Tabii. Emekli komutanların kurduğu sivil toplum örgütleri düzenlediler. Türkiye'de ilericiliğin ve solculuğun nasıl şekilleneceğine gelince... Bugünkü şartlarda ileri ve solcu olmanın birinci koşulu, Türkiye'de demokrasinin köklenmesine katkıda bulunmaktır. Bu toplumda yaşayan insanlar, devlet dairesine, mahkemeye gidip de kovulmadıkları, haklarını arayabildikleri zaman. "Yaa, bu hayat değişti. Bunda Ahmet'in, Mehmet'in payı çok" desin. Yoksa "mülkiyeti kaldıralım" gibi solcu laflar çok anlamlı değil şimdi. Bugün Türkiye'nin zihniyetini değiştirecek şeyler çok daha basit şeyler. Kısacası bu ülkede daha ileri bir demokrasi bu... Mesela üniversitelerde türbanın yasak olması, devletin Müslüman kesime uyguladığı bir haksızlıktır.

yazici   mail