www.soL.org.tr
Balkanlar parçalanmaya devam ediyor
22 Mayıs 2006, Pazartesi
resim

DIŞ HABERLER Dün Sırbistan-Karadağ’da düzenlenen, Karadağ’ın federasyondan ayrılması referandumunda, ayrılma yanlıları kıl payı önde gidiyor. Referandumda kayıtlı 484.718 seçmenin yüzde 85-90’inin katıldığı söylenirken, resmi olmayan sonuçlara göre seçmenlerin yüzde 55.3’ü ayrılmadan yana oy kullandı.

Referandumdan geçerli bir sonuç çıkması için seçmenlerin en az yüzde 50’sinin katılımı ve taraflardan birinin en az yüzde 55 oy alması gerekiyor.

AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Javier Solana öncülüğünde 2003 yılında yapılan görüşmelerde, Yugoslavya Federal Cumhuriyeti’nin adı Sırbistan-Karadağ Federasyonu olarak değiştirilmiş, Karadağ’ın üç yıl sonra federasyondan ayrılma konusunda referanduma gitmesi kararlaştırılmıştı. Sırbistan ve Karadağ cumhuriyetleri içişleri ve ekonomi politikalarında ayrıyken; savunma, dış ilişkiler, dış ekonomik ilişkiler, iç ekonomik ilişkiler ve insan hakları bakanlıklarında ortak yönetim organlarına sahipler.

"Sırplar ve Karadağlılar tek bir halktır"
Federasyondan ayrılma yanlıları referandum öncesinde AB ve ABD’nin de desteğiyle büyük bir kampanya düzenlerken, birlik yanlıları ülkenin bölünmesine karşı çeşitli gösteriler düzenliyorlar. “Sırplar ve Karadağlılar tek bir halktır” sloganı altında kampanya yürüten birlik yanlıları, ayrı bir Karadağ’ın Kosova gibi “mafya egemenliğinde bir şirket-devlet”e dönüşeceğini savunuyor.

Buna kanıt olarak ise, ayrılıkçı kampanyanın başını çeken Karadağ’ın eski devlet başkanı, bugünkü başbakanı Milo Djukanovic’in mafyatik ve kirli bağlantılarını gösteriyorlar. Ayrılma yanlısı başbakan Djukanovic hakkında bir süre önce İtalyan mahkemeleri tarafından sigara kaçakçılığı suçlamasıyla büyük bir soruşturma başlatılmıştı. Birlik yanlıları, başbakanın ayrılma kampanyasını kirli işlerinden kazandığı paralarla fonladığını, referandum öncesinde ayrılıkçıların oy satın aldığını iddia ediyor.

Alman markıyla bağımsızlık
Referandumda halka “Karadağ’ın uluslararası meşruiyete ve tam egemenliğe sahip bağımsız bir ülke olmasını destekliyor musunuz” diye soruldu.

AB, uluslararası meşruiyete sahip Yugoslavya Federasyonu’ndan anayasaya tamamen aykırı bir şekilde, referanduma gitmeyerek ayrılan Slovenya, Hırvatistan, Bosna ve Makedonya’yı tanıyarak iç savaşı kışkırtıcılığı yapmıştı.

Sırp halkının Yugoslavya iç savaşının kışkırtıcısı olarak gördüğü Batı ülkelerine dönük tepkisi nedeniyle AB’nin Balkanlara yayılması ağır ilerlerken, ülkenin bölünmesinin bu süreci kolaylaştıracağı düşünülüyor. Karadağ’ın ayrılması talebi de, Karadağ halkının Hırvatistan ve Bosna müdahalelerine katılmayı reddetmesiyle gündeme gelmişti. AB, baştan beri Karadağ’ın ayrılma talebine destek veriyor.

Karadağ’ın “Sırp egemenliğinden kurtarılması” ve “bağımsızlık” söylemiyle desteklenen ayrılma, yıllardır uygulanan politikalarla teşvik ediliyor. 2000 yılından sonra Karadağ’da resmi para birimi Alman Markı oldu. Para politikaları üzerinden fiilen bölünme anlamına gelen bu adım, Karadağ’ın avroya geçişini kolaylaştırdı.

Başbakandan üs rüşveti
Uzun süre Balkanlarda görev yapan emekli bir diplomatın verdiği bilgiye göre, Başbakan Djukanovic’in ABD’ye ve Rusya’ya Sırbistan’dan ayrılmaya destek karşılığında Karadağ’da bir üs teklif ettiği belirtiliyor. Karadağlı diplomatların son dönemde Moskova’da yoğun bir diplomatik faaliyet yürüttüğü, ülkenin stratejik önemdeki askeri olanakları için bir “pazarlık savaşı” başlatmaya çalıştıkları da haberler arasında. Ayrıca ABD’ye de Kosova yakınlarında bir üs vaat edildiği söyleniyor.

Karadağ hükümetinin ayrılma durumunda bir diğer vaadi de, AB ve NATO’nun talep ettiği gibi ordusunu küçültmek. Gelecekteki ordusunun sadece 2400 askerden oluşacağını, hava kuvvetleri yerine tek bir helikopter ve deniz kuvvetleri yerine de sürat motorlarından oluşan bir sahil güvenlik birimi kuracağını ilan etti.

yazici   mail