Tedavi edici hizmetler öne çıktı
Türk Sağlık-Sen, hazırladığı bir raporda Türkiye’nin sağlığının fotoğrafını çekti. Buna göre, Türkiye’de sağlık harcamaları artarken, hastalıklar da artıyor. Sağlık Bakanlığı kamuda en çok alım yapan ve ihaleye çıkan ikinci kurum olmasına karşın sağlık yatırımlarında azalış yaşandı. Kaynaklar ilaca ve tedavi masraflarına harcandı. Koruyucu sağlık hizmetleri ihmal edilirken, tedavi eksenli sağlık hizmetlerinin önü açılması sonucunda ameliyat sayıları olağanüstü arttı. Son yıllarda ise bulaşıcı hastalıklar artarken, sağlık göstergeleri OCED ülkelerinin çok gerisinde kaldı.

Ameliyat sayısı patladı
Söz konusu süreçte ameliyat sayısında yaşanan artış da dikkat çekti. Buna göre, 2002’de bakanlığa bağlı hastanelerde 836 bin 518 ameliyat yapılırken, 2005’te bu sayı 2 milyon 288 bin 489’a kadar yükseldi. Ameliyatlardaki bu büyük artışın nedeni olarak ise, Türkiye’de insanların hasta olmasını engellemek yerine hasta olanları tedavi etmeye dayalı sağlık sistemine işaret edildi.

Bulaşıcı hastalıklar arttı
Öte yandan harcamaların artmasına karşın özellikle bulaşıcı hastalıklarda artış görüldü. Verem sıklığı 100 binde 26’lardan, İstanbul'da 2005 yılı için 100 binde 57’lere çıktı. Hakkari’de Nisan ayının ilk haftasında 117 kişinin tifo hastalığına yakalanması, Malatya ve Muğla’da İshal salgınlarının görülmesi ise koruyucu sağlık hizmetlerinin ihmalini gözler önünü serdi.

Özel hastaneler pıtrak gibi
2006’da toplam 39 milyar YTL’lik kamu alımında da 4 milyar YTL ile başı çeken ve 30 bin 332 ihaleyle en çok ihale yapan ikinci bakanlık olan Sağlık Bakanlığı, 2006’da sadece 8 hastane hizmete açtı. Kaynakların yatırıma ayrılmazken, aile hekimliğiyle sağlık ocakları kapatılmak istendi ve hastaneler işletmelere dönüştürülerek kamunun, sağlıktan çekilmesi için ciddi adımlar atıldı. Özel sektör sağlıkta egemen olurken, bakanlığa bağlı toplam 769 hastane varken özel hastanelerin sayısında 301’e ulaştı.

2006’da sağlığa ayrılan ödeneğin neredeyse tamamına yakını ilk yedi ayda kullanıldı. 2004’te yüzde 34,5, 2005’te 54,4 olan ödeneğe göre kullanım oranı, 2006’da yüzde 88’e çıktı. 2003’te 5 milyar dolar olan kamu ilaç harcamaları, geçen yıl 10 milyar dolara ulaştı. Özellikle SSK’nın devriyle birlikte harcamalarda ciddi artış yaşandığına dikkat çekildi. SSK’nın 2002’de 3,594 katrilyon olan toplam sağlık harcaması, geçen yıl 11,6 katrilyona tırmandı. İlaç harcamaları ise aynı dönemler arasında 1,878 katrilyondan 5,265 katrilyona çıktı.

Sosyalist Küba'da çözüm var
Bilindiği gibi herkese eşit parasız sağlık hizmeti uygulaması bulunan Küba’da en çok çocuklar kollanıyor. Devlet bütün çoculaklara her gün bir şişe süt dağıtıyor.

Küba’da doktorsuz sağlık merkezi bulunmuyor. Hamileler, gebelikleri süresince ortalama 11 kez doktor muayenesinden geçiyorlar ve doğumların yüzde 99,9’u profesyoneller tarafından hastanelerde gerçekleştiriliyor.

Küba çocuklarını, difteri, neonatal tetanoz, boğmaca, hepatit B ve Haemofeles Influenzae B hastalıklarına karşı koruyan beşli karma aşı üretiyor (bu aşıyı Küba’dan başka sadece Fransa üretebilmektedir). Ayrıca çocuk felci, difteri, neonatal tetanoz, boğmaca, kızamık, kızamıkçık, meningoencefalitis ve sıtma hastalıkları tamamen ortadan kaldırılmış durumda.

Küba’daki çocuk ölüm nedenleri, diğer gelişmiş ülkelerinkiyle aynı: Enfaktüs, kanser ve serebrovasküler kazalar.