www.soL.org.tr
Fidel: Yugoslavya'nın tekrarı
9 Mart 2008, Pazar

Havana, 9 Mart (Prensa Latina) Fidel Castro, Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez'e karşı hazırlanan emperyalist planı teşhir etti ve ABD'nin tıpkı Yugoslavya eski Cumhurbaşkanı Slobodan Miloseviç gibi Chavez'i de Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılamayı amaçladığını açıkladı.

Prensa Latina Fidel Castro'nun görüşlerinin tam metnini yayımlıyor.

Fidel'in görüşleri: Uluslararası Ceza Mahkemesi
Venezolana de Televisión kanalındaki "La Hojilla" adlı program 5 Mart'a kadar aylarca Chavez'e karşı yürütülen emperyalist plana dair bilgileri ve açıklamaları aktarma işini üstlendi: Kosova'daki soykırım savaşının ardından Miloseviç'e yapıldığı gibi Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılamak.

Dün Küba saatiyle gece yarısı 12'yi biraz geçe, yani bugün, Kolombiya'daki bir grup yetkilinin basına yaptıkları resmi açıklamayı duyduktan sonra hiç şüphem kalmadı. Sır değil. Bir ön yargı savaşı. Bu satırları yazarken La Hojilla'nın mükemmel derlemesi tamamen aklımda.

Chavez hakkında son günlerde neler dendi? Halkın çoğunluğunun oylarıyla seçildi. Hemen ekliyorlar: Tıpkı Hitler gibi. Elbette burda anlatılmayan, ancak gayet iyi bilinen gerçek, Hitler'in Versailles Anlaşması ve çiçeği burnunda Almanya Cumhuriyeti'nde milliyetçiliği körükleyen yaptırımlarla -Bunu daha önceki bir makalemde yazmıştım- ifade edilen kapitalist sistemin has ürünü olduğu. Faşizm sayısız insanı katletti. Chavez ise kimseyi öldürmedi, defalarca seçildi ve aleyhinde en sert hakaretler her gün tüm medyada yayımlanıyor. Venezuela Devlet Başkanı'nın sırtını asla yere getiremeyecekler.

ABD yönetimi havadaki füzeleri özel uydular yardımıyla California'dan vurabileceğinden emin olduktan sonra, utanmazca atom savaşlarından bahsetmeye ve dünyayı büyük bir şiddet yardımıyla yönetme arzusunu gizlememeye başladı. İnsanlığın ihtiyaçlarına ve refahına en ufak katkıda bulunmayan silahlar için milyon kere milyonlarca dolar harcanıyor. Aksine bu silahlar dünya ekonomini sürekli gergin tutuyor, diğer ülkelere "Ya paranı ya canını" diyor.

Havana'daki iktisatçılar toplantısında küreselleşme ve kalkınma sorunlarına dair saatler süren medeni tartışmaları dinleyince, fikirlerin olağanüstü çarpışmasını ve günümüz dünyasında artan güç ve karmaşıklıkla ortaya çıkan çelişkileri takdir ediyoruz. Ben şahsen o toplantıda dile getirilen önemli miktarda veriyi hafızama kazıdım.

Konferansta ifade edilen Ekvador halkıyla dayanışma kendi başına değer taşıyor.

Bu ülkenin Devlet Başkanı Rafael Correa, bugün Amerikan Devletleri Örgütü'nün ülkesine karşı girişilen saldırganlığı kınamaması halinde tarihin çöplüğüne atılması gerektiğini söyledi. Correa ayrıca yarın Santo Domingo'daki zirvede Ekvador'u hedef alan saldırganlığın kınanması gerektiğini açıkladı. Bu iki açıklamayı yalnızca Correa'nın televizyondaki röportajında değil, çeşitliği haber ajanslarında da gördüm.

ABD yönetimi tarafından yaratılan sorunun büyüklüğü azımsanamaz.

Bush dün Irak'taki savaşa tam destek veren ve sivil halkın üzerine bomba yağdırmaktan hoşlanan Cumhuriyetçi Başkan adayı McCain'e destek verdi. Kendisi her türlü müzakereye karşı ve Küba halkına uygulanan ekonomik ablukanın devam edeceğini yemin ediyor. İki gün önce haber ajansları Bush'un Küba'ya uygulanan ablukayı internet alanına da taşınmasına dair kararını duyurdu.

Ulusal egemenliklerini korumak isteyen Latin Amerika halkları, imparatorluktan ne bekleyebilir? 

Dünya nüfusuna bunca zarar veren bu zorbalık sürdürülebilir mi?

Fidel Castro Ruz

6 Mart 2008, 18:32

yazici   mail