www.soL.org.tr
Havana, üç muhabirin değiştirilmesini istedi
24 Şubat 2007, Cumartesi

Küba hükümeti, yazdıkları haberlerde gerçekleri sistematik olarak çarpıttıkları gerekçesiyle üç basın kuruluşundan ülkedeki muhabirlerini değiştirmelerini istedi.

resim

DIŞ HABERLER Küba hükümeti, içlerinde bir Chicago Tribune ve bir BBC muhabirinin de bulunduğu üç yabancı gazeteciyi Küba hakkında gerçekleri çarpıtmakla suçlayarak, ülkeden ayrılmaları gerektiği uyarısını yaptı.

Miami Herald gazetesinin, Chicago Tribune'ün deneyimli dış haberler muhabiri olarak bahsettiği Gary Marx'a adadan ayrılması için 90 gün süre verildiği açıklandı. Küba hükümeti tarafından gazeteci kartının yenilenmeyeceği uyarısını alan Gary Marx, 2002'den beri Havana'da bulunuyordu. Diğer iki muhabir Meksika'nın El Universal gazetesinden César González Calero ve BBC'den bir muhabir olarak açıklandı.

Chicago Tribune gazetesi Küba'da haber yapan ABD haber ajanslarından bir tanesi. Gazete 2001 Mart ayında Havana'da bir büro açmıştı. Gazetenin ana hissedarı Tribune Co.'nun bir başka yayın organı olan Güney Florida Sun-Sentinel gazetesi muhabirinin Küba'da kalmaya devam edeceği açıklanırken, Küba hükümeti ilgili yayın kuruluşlarına, gönderecekleri yeni muhabirleri kabul edeceğini bildirdi.

ABD'nin basın yoluyla Küba'yı yıpratma çabaları
ABD'nin Küba'yı basın yoluyla yıpratma çabaları ilk olarak geçtiğimiz Temmuz ayında Kanal 14 muhabiri Juan Manuel Cao'nun Küba liderine sorduğu bir soru üzerine Fidel Castro'nun "Bu soruyu sormak için para mı aldın" şeklinde konuşmasıyla patlak vermişti. Cao daha sonra Castro'yu küçük düşürmeyi amaçlayan söz konusu soruyu sorması için ABD hükümetinin kendisine para ödediğini itiraf etmiş, fakat bundan pişmanlık duymadığını söylemişti.

ABD bu şekilde yanlış bilgilendirme ve yönlendirme yoluyla ülke içinde kriz çıkarmayı amaçlarken, özellikle Castro'nun rahatsızlığının ardından Küba'nın geleceğine yönelik yayınlanan spekülasyonlar Küba'da büyük tepkiyle karşılanıyor.

Küba hükümetinin ABD-Küba ilişkilerine yönelik yazı yazan birçok gazetecinin ABD yönetimi tarafından görevlendirildiği iddiasının haklılığını bir kez daha ortaya çıkaran bir skandal da Eylül ayında patlak verdi. Bu olayda Amerikalı 10 gazetecinin Fidel ve Küba rejimi karşıtı yayın karşılığında "Küba bahşişi" olarak 175'er bin dolar aldıkları ortaya çıktı.

ABD hükümetinin Floridalı 10 gazeteciye Küba karşıtı gazetelerde çalışmaları için para ödediğinin ortaya çıkması gazetecilik ahlakı üzerine tartışmaları gündeme getirdi. Gazetecilerin ABD tarafından finanse edilen Marti televizyonu ve radyo kanallarında çalışmakta oldukları ve üç gazetecinin daha önce Miami Herald'da çalıştığı ortaya çıktı. Bir süre sonra da Miami Herald gazetesinin Florida editörü ABD'den Küba karşıtı yayın karşılığında rüşvet aldıkları için işten atılan üç gazeteciyi tekrar işe almasından dolayı çıkan tartışmaların ortasında istifa etmişti.

Küba yalan haberciliğin önüne geçmeye çalışıyor
Bu olayların ardından Küba hükümeti, basın çalışanlarının gerçekleri çarpıtmasına engel olmak ve yalan haberciliğin önüne geçmek için çalışmalara başladı. Aralık ayında hükümet, Havana'da bulunan yabancı muhabirler için yeni düzenlemeleri içeren 11 sayfalık bir rapor yayımladı. Raporda, Havana'daki Uluslararası Basın Merkezi'nin, "muhabir uygunsuz ya da kendi iş içeriğinin ve çalışma karakterinin dışında eylemler yürüttüğünde ve ayrıca gazetecilik ahlakına aykırı hareket ettiği ya da haberlerinde ısrarlı biçimde objektif hareket etmediği düşünüldüğünde" gazetecilik kartını geçici olarak askıya alabileceği ya da iptal edebileceği belirtilmişti.

yazici   mail