www.soL.org.tr
YÖK Başkanı'ndan provokasyon
2 Şubat 2008, Cumartesi

YÖK Başkanı, rektörlerin türban başlığını ele almak üzere toplanmasını son ana kadar engellemeye çalıştı. Toplantıya katılım şeklinden konuşmasına kışkırtıcı bir tutum benimseyen Özcan’ın, sınırları test etmeye çalıştığı gözlendi.

soL Hükümetin türban kararına bir tepki de Üniversitelerarası Kuruldan(ÜAK) geldi. Üniversite rektörleri, Genelkurmay Başkanlığı’nın Silahlı Kuvvetlerden dört yıl için seçeceği bir profesör ile her üniversite senatosunun o üniversiteden dört yıl için seçeceği bir profesörden oluşan ÜAK, dün ODTÜ’de olağanüstü gündemle toplandı. ÜAK, hükümetin türban kararının laikliği kaldırma çabalarını artıracağı üzerinde dururken, bu kararın sadece üniversite ile sınırlı kalmayacağı ve diğer kurumlara da yansıyacağına işaret eden bir bildiri yayınladı.

ÜAK duruşu ile “laiklik” ilkesine sahip çıkacağı mesajı verirken diğer yandan rektörlerin türbanın üniversitede serbest olması ile birlikte çıkacak olan belirsizlikleri yönetememe endişesi taşıdığı gözlemlendi.

Sicil amiriyim ararım
ÜAK’da üniversite rektörlerinin sergilediği duruş YÖK Başkanı ile ÜAK arasındaki görüş farklılığını da ortaya çıkardı. Toplantı öncesinde YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın rektörleri telefonla arayarak toplantı gündemine türbanı almamaları konusunda uyardığı, tehdit ettiği ileri sürüldü. Özcan ise gazetecilerin bu başlıktaki sorularını, "Elbette rektörleri istediğim zaman arar, konuşurum, ben onların sicil amiriyim" şeklinde yanıtladı.

ÜAK toplantısı öncesinde ortaya çıkan tablo ve her iki tarafın yaptığı konuşmalar türban başlığındaki gerilimi ortaya koyuyor. ÜAK’ın ortaya koyduğu tavrın akademisyenler arasında gericiliğe karşı bir direncin varlığını gösterdiğine işaret ediliyor. Bununla birlikte anayasa değişikliği karşısında rektörlerin Anayasa Mahkemesi’nin “türban karşıtı” bir tavır alacağı beklentisi içinde olduğu belirtiliyor. Toplantı sırasında rektörler tarafından yapılan açıklamalarda "gençlik ayağa kalkacak" gibi beklentiler de ifade edilmesine rağmen gözlerin daha çok AKP karşısında konumlandığı varsayılan TSK, CHP gibi odaklarda olduğuna dikkat çekiliyor.

Toplantının başlangıç saatine kadar, toplantı salonunda da rektörler ile YÖK Başkanı arasında toplantının gündemi ve yapılıp yapılmayacağına dair tartışmanın sürdüğü gözlemlenirken, Özcan’ın uyarılarına rağmen rektörlerin geri adım atmadığı görüldü. Özcan’ın toplantı öncesinde 1 saati aşkın süre rektörler ile görüştüğü ve bu gergin ortamda toplantının yapılmaması isteğinde ısrarla durduğu bildirildi. ÜAK dönem Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Akaydın bu iddiaları, "YÖK Başkanı uyarıda bulunmadı. Sadece 'Gerginlik ortamında böyle bir toplantıyı ÜAK adına yapmasak mı?' diye bir düşünce bildirdi" şeklinde yanıtladı.

Yusuf Ziya Özcan, ÜAK toplantısının böyle bir gündem maddesi ile toplanma yetkisi olmadığını konuşmasında da belirtti. Özcan ÜAK, "2547 sayılı YÖK Kanunu'na göre üniversiteler arası kurul akademik bir kurul olup kanunda öngörülen görevleri ve çalışmaları yapmak amacıyla toplanabilir. Bir konunun ülke gündeminde yer alması onun yasal olarak kurullarda görüşülmesine meşruiyet sağlamaz. Tartışma yeri bu kurul değildir” dedi. Yasalara göre ÜAK’ın “üniversitelerin tümünü ilgilendiren eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve yayım faaliyetleri ile ilgili yönetmelikleri hazırlaması veya görüş bildirme" hakkı bulunuyor.

Özcan'ın bu konuşmasında da “özgürlükler” başlığını veri aldığı görülürken, “Büyük kaynaklar harcayıp dev kampusları tamamlayabiliriz, öğrencileri seçip o kampuslara taşıyabiliriz ama gençlerimize ve bilim insanlarımıza özgürce araştırma yapma, elde ettiği sonuçları özgürce tartışma ortamını sağlayamazsak, bu dev mekanlar "okul" olur ama asla "üniversite" olamaz” şeklinde konuşarak rektörleri ikna etmeye çalıştığı görüldü.

Rektörlere, "üniversite mensupları ile onların temsilcilerinin, toplumsal gerginlik yaratan dil ve söylem sarmalının dar kalıpları içine sürüklenmesi, en başta üniversitelerin saygınlığını zedeler" uyarısında bulunan Özcan, üniversitelerde slogan dilinin hakim olmasının, sembollerin yarıştırılmasının, toplumun tüm kesimlerinin yanı sıra özellikle üniversitelerin itibarını olumsuz etkileyeceğini söyledi. 

Cumhuriyet kazanımları tehlikede
Özcan, konuşmasının ardından toplantıyı terk ederken, toplantıda ÜAK adında bir bildiri okundu. Bildiride, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda ve yasalarda yapılmak istenen değişiklikler, Cumhuriyetimizin laiklik ilkesini ortadan kaldırmaya yöneliktir. Üniversiteler, inançların değil, bilimsel özgürlüğün yaşanacağı yerler olup, esas ayrımcılık ve eşit olmayan davranışın üniversitelerimizde türbanla eğitim başladıktan sonra olacağına kuşku yoktur. Öğrenciler, türbanlı ya da türbansız olmalarına göre ayırt edilip edilmediklerini ancak bundan sonra yaşayabileceklerdir..." ifadelerine yer veriliyor.

ÜAK Başkanı Akaydın sorulara verdiği yanıtlarda, "Laik Türkiye Cumhuriyeti ciddi tehlikeyle karşı karşıyadır. Toplantıyı hukuk dışı bulmak YÖK Başkanı’nın kişisel görüşüdür" açıklamasında da bulundu.

ÜAK’ye 198 üyeden 120’si katılırken, Boğaziçi Üniversitesi ile Vakıf üniversitelerinden Sabancı, Fatih ve Bahçeşehir üniversitelerinin rektörleri toplantıya katılmadı. Kültür, Başkent, Maltepe, Yeditepe, Koç, Bilim, Okan, İzmir Ekonomi üniversiteleri rektörleri toplantıya katıldı. Bilkent Üniversitesi temsilci gönderdi. Trabzon, Elazığ, Kayseri, Harran, Gaziantep, Osmangazi, Tokat üniversitelerinin rektörleri ÜAK toplantısına katılmayanlar arasında yer aldı.

Burhan Kuzu’ya eleştiri
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’nun, "Rektörler amuda kalkmasın" sözlerini esefle karşıladığını belirten Akaydın, "1996’da da rektörler hakkında bu tür hoş olmayan sözler kullanan siyasetçiler vardı. Bunlar, hırsızlıkla yargılandılar. Bu rektörler halen onurlarıyla ayakta. Üniversiteler her türlü baskıya rağmen onurunu koruyacak" dedi.

Toplantıya rektörlere destek vermek amacıyla çok sayıda öğretim üyesinin de geldiği, öğretim üyelerinin "Atatürk ilke ve devrimlerine, laik cumhuriyetimize sahip çıkalım. Artık yeter! Uyanalım" yazılı pankartlar taşıdığı görüldü.

Başbakan Erdoğan ise ÜAK toplantısını "doğal refleks" olarak tanımladı.  

yazici   mail