soL "Üniversitede özgürlük" başlığıyla yürütülen ve esas olarak türbana destek amacı taşıyan kampanyaya imza veren öğretim üyelerinin sayısı 300'ü geçti. AKP ile doğrudan bağı bulunan İhsan Dağı ve Şaban Çalış'ın çağrısıyla başlayan kampanyaya katılımın, Meclis'teki AKP-MHP ittifakı ile uyumlu olduğu görülüyor. 12 Eylül öncesinin en azılı faşist katillerinden BBP'li Turan Güven ve MHP MKYK üyesi ve Gazi Üniversitesi İİBF öğretim üyesi Vedat Bilgin başta olmak üzere MHP'li ve BBP'li öğretim üyeleri imza verenler arasında yer alıyor. İlerici, solcu olarak bilinen ve kampanyaya imza veren kimi öğretim üyelerinin ise bu bileşimle nasıl yanyana geldikleri, gericiliğin ve işbirlikçiliğin örtüsü haline gelen türbana nasıl destek verdikleri gibi noktalar üzerinden çeşitli platformlarda tartışma konusu haline gelmiş durumda.

Listede faşist katil de var
Gazi Üniversitesi'nden Turan Güven ile BBP, listede en üst düzeyde temsil ediliyor. Eğitim Fakültesi öğretim üyesi olan Güven, Muhsin Yazıcıoğlu'nun eski yardımcısı. Ancak Güven'in biyografisi bundan ibaret değil. Güven, Ülkü Ocakları Birliği'nin kurucusu, 1970'li yıllarda MHP Gençlik Kolları Başkanlığı yapmış. Kürşat Özkan, İbrahim Doğan, Zeki Göncü, Ramazan Ceylan (Mirzaoğlu), Mehmet Keleş (Göktolga), İsmet Tuncer, Ali Güngör ve Ramiz Ongun'la namlı faşistlerle birlikte Ankara Ülkü Ocakları Birliği'nin kurucusu ve ilk Yönetim Kurulu "aktif" üyelerinden. Bunun dışında Yüksek Öğretmen Okulu Ülkü Ocağı Başkanlığı, Üniversite, Akademi ve Yüksek Okul Asistanları Derneği (ÜNAY) Genel Başkanlığı; Ülkücü Öğretmenler ve Öğretim Üyeleri Derneği (ÜLKÜ-BİR) Genel Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulunmuş. 1980 öncesinde pek çok ilerici ve solcuyu öldürme, öldürme emri verme gibi suçlardan yargılanmış, üç kez cezaevine girmiş bir isim.

MHP "teorisyeni" de listede
MHP'nin AKP'ye dönük yüzlerinden biri olarak değerlendirilen, milliyetçiliği ulusalcılıktan ayrıştırma yönündeki açıklamalarıyla dikkat çeken MHP MKYK üyesi, Gazi Üniversitesi İİBF Çalışma Ekonomisi Bölümü öğretim üyesi Vedat Bilgin de listenin ağır toplarından. Özellikle 22 Temmuz seçimleri öncesinde, MHP'nin AKP tabanına hitap etme çabalarının en önemli taşıyıcılarından biri olan Bilgin'in, AKP'lilerle katıldığı bir dizi panelde milliyetçiliğin "içe kapanmacılık" olmadığını, Batı'ya karşı çıkmadıklarını anlattığı görülüyor. Aynı zamanda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin başdanışmanı olan Bilgin "mahalle baskısı" tartışmalarının gündeme geldiği günlerde yaptığı bir değerlendirmede "Bunlar Anadolu'nun ortaya çıkardığı insanlardır. Bunlar yeni toplumsal tahayyül getiren insanlardır. Tahammülsüzlük de bunadır. Yerli değerleri aşağılayan bakış açısı artık iflas etmiştir. Türkiye, kendi modernleşmesini dünyaya açılan Kayserili işadamı ile dünyadan haberdar bilim adamı ile kendisi inşa ediyor. Buna karşı çıkan köylü toplumun efendileri, egemenleri olan bürokrasi, memurin tayfası, devlet güdümünde gelişen zümrelerdir. Ancak Türkiye'yi yeniden kapalı devlet projesine götürmek isteyenler bilsin ki bu mümkün değil" sözleriyle MHP'nin emperyalizmle bütünleşme konusundaki yaklaşımını da özetliyor.

Yöneltilen eleştirilere, türbana, Ortadoğu'daki müslüman hareketlerin ABD'ye karşı direnişini referans göstererek destek olduğunu söyleyen kimi akademisyenlerin, Fethullahçıların Amerikancılığı ve yukarıda örneklenen faşist sicil konusunda ne düşündükleri merak ediliyor.