www.soL.org.tr
Şoförden teknisyen yaptılar
17 Ağustos 2006, Perşembe

THY personeli ile yapılan toplantıyla, çalışanları “uçuşa elverişli hisssetmeme haklarını” 1 günlüğüne kullanma çağrısı yapan Hava-İş Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Yağcı ile THY’deki personel politikalarını görüştük.

THY personeli ile yapılan toplantıyla, çalışanları “uçuşa elverişli hisssetmeme haklarını” 1 günlüğüne kullanma çağrısı yapan Hava-İş Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Yağcı ile THY’deki personel politikalarını görüştük.

SoL-THY’de sendikanızın çalışanları ile birlikte verdiği son kararın alınma nedeni nedir?
Son olarak gündeme gelen, pilotların ve uçucu ekiplerin uçuş ve dinlenme süreleri sorunu tüm sektörü ilgilendiren bir mesele. Biz sendika olarak konuya ilişkin tavır alırken iki kriterden hareket ettik. Birincisi uluslararası standartlar ve bilimsel çalışmalar. Türkiye’de şu an bir düzenleme elbette var, ama bunlar kağıt üzerinde kalıyor. Fiili olarak bu düzenlemeler deliniyor.

Bunun en çarpıcı örneği, pilotların ve kabin memurlarının sertifikaya sahip olmak için aldıkları eğitimin süresinin kısa tutulmasıdır. Personel eksikliği bu durumun bir başka yönüdür THY’de. Pilot sayısı, kabin memuru sayısı ve teknisyen sayısında eksiklikler var. Bunlar birleştiğinde THY dahil havayolu şirketleri çözümü, çalışanların haklarına göz dikmekte buluyorlar. Şirketler, nasıl yaparım da, onları daha fazla çalıştırırım düşüncesiyle hareket ediyorlar. Sivil havacılıkta bu nedenden kaynaklı çalışanlarda yorgunluk, ciddi felaketlere yol açabiliyor. Sendika ve THY çalışanları bu noktada konuya müdahil olmuştur. Uyarı görevimizi yapıyoruz ve ileride bu sorunlar söylenmemişti denmesin diye uyarıyoruz. Amacımız uçak yolcularını zor duruma sokmak değil. Pilot hostes de o uçağın içinde ama bir sürü yolcu da var... Uçuş güvenliği olmazsa hiç birşey olmaz, bu temeldir havacılıkta.

THY’de bu durum nasıl somutlanıyor?
THY yönetimi uçaklar yerde kalmasın mantığıyla şirketi yönetiyor. Böyle olunca, aylık yapılan uçuş planları, vardiya düzenlemeleri sürekli değiştiriliyor. Yazılı kurallar ihlal ediliyor. Bir yazılı kuralı ihlal ederek uçmak ise sivil havacılıkta temel sorumluluğu olan kaptan pilota büyük bir yük bindiriyor. Olabilecek herhangi bir kazada bakılan ilk nokta, kaptan pilotun mesai saatleridir. Pilotun üzerinde yorgunluk birikmiş midir, bunlara bakılır.

Düzenlemeyi yapan yönetim olmasına rağmen bazen pilotlara niye yorgun çalışıyorsun diye ceza kesildiği de oluyor. THY’de programsız bir filo büyütme çalışması var. Çalışan personele daha fazla yük biniyor.

Bu uygulamaların sonucunda yaşanan aksaklıklarda ise pilotlar ve personel uçaklarda yolcularla karşı karşıya kalıyorlar. Haziran ayı içerisinde pilot Seçkin Makal’a –ki tecrübeli bir kaptandır- rötarlı kalkan uçakta gecikmenin nedenini, yolculara yaptığı anonsta yönetimin yanlış politikaları olarak gösterdiği için ceza aldı. Yolcuların baskısı nedeniyle, aslında doğruyu onlara söyledi.

O kadar çok sefer var ki, sürekli gecikmeler yaşanıyor. Pilotların mesaisi bu gecikmeler nedeniyle sona ermiş olmasına rağmen devam ediyor. Pilotlar uçamam dese de, bu seferlik uç deniyor. Bunların artık sonu gelmiyor.

Yönetim personelde kalifikasyona önem veriyor mu?
Kabin memurları alındı. Buradaki ihtiyaç nedeniyle olması gerekenden daha hızlı bir eğitim aldılar. Bu yanlış. Bugün Adana, Antalya, Ankara, Denizli’de teknik personelden vazgeçildi. Eskiden teknisyenlerin yaptığı işleri, şoför-operatör ve hareket memurlarına yaptırıyor yönetim. Hiçbir teknik eğitim almamış personele, uçağa yakıt alma, uçağı çalıştırma, uçuş öncesi kontroller yaptırılıyor. Ve verilen eğitim de toplam altı saat bu işler için.

Teknisyen olmadığı durumda eksik yapılan işler ortaya çıksa bile, pilotlara uçuş öncesinde onay at deniyor. Pilot da konuyla ilgili bilgisi olmadan onaylamak zorunda kalıyor. Bakın bugün Denizli’de teknisyen yok. Uçak arıza yaptığında başka bir kentten gelip bakılabilecek, en az dört saat uzaklıkta. Yolcu da beklemek durumunda kalacak. Yolcu bilmiyor ki orada teknisyen olmadığını.

Tabii bu durum THY’nin bünyesinden konuyla ilgilenen THY Teknik A.Ş.’yi ayırmasından kaynaklanıyor. THY o şirketin teknisyenlerine değil, kendi operatörlerime yaptırayım diyor teknik işleri. Bu cahil cesaretidir. Başka bir adı yok bunun.

Son dönemde yeni personel alımları var?
Evet yeni personel alımları var THY’ye. Ancak, yeni alımlarla birlikte THY’de kalifiye, yetişmiş ve tecrübeli personeli toplu işten atmaya tabii tuttu. Kadrolaşmayı bu şekilde yapıyorlar bizce. Olağan personel sirkülasyonu dışında, müdahale ediliyor çalışanlara. Yönetim göz göre göre toplu işten çıkarma yaptı.

Şimdi bir de, lise mezunu arkadaşları aldılar. Bu doğru mu? Değil. Şu an THY’deki tecrübeli olan çalışanlar, onca iş yükleri yokmuş gibi, bir de bu yeni gelen ve doğru düzgün eğitimden geçirilmeyen yeni personele işi öğretmeye çalışıyorlar.

Eylem tarihi belli mi?
Değil. Biz THY yönetimine acil taleplerimizi resmi olarak ilettik. O konuda bize bir geri dönüş olmadı. Ha bugün olmadı ama yarın olabilir, öbürsü gün olabilir. Tabii, iş çözülürse çalışan arkadaşlar da rahatlar. Ama yönetimin bugüne kadar ki politikaları, pek çözüme işaret eden politikalar değil. Bizim gün vermememizin nedeni şu, bir gün verirsek o gün uçacak arkadaşlarımızın üzerinde yönetim yoğun bir baskı oluşturur. Onu engellemeye çalışıyoruz.

 

yazici   mail