www.soL.org.tr
Bu nasıl bir mantık?
İzzettin Önder 23 Haziran 2007, Cumartesi

OYAKBANK 2,7 milyar dolara bir yabancı firmaya satılınca, hem OYAKBANK'ın  genel müdürü hem de bir başka yabancı bankanın genel müdürü bu satışın çok kârlı bir satış olduğunu halka açıkladılar. Acaba, bu açıklama, aynı zamanda, bu bankayı alan firmanın zararlı bir işleme girmiş olduğu anlamına da gelir mi!

Önce şöyle bir örnek üzerinde duralım. İmar plânı olmayan bir arsanın piyasa değeri, ileriye yönelik beklentilerin de olmadığı durumda, sıfır mesabesindedir. Arsaya imar izni verildiğinde, kat sayısıyla orantılı olarak, artan biçimde arsanın değeri yükselir. Arsanın konumu ya da alanı değişmemiş olduğu halde, değerinin niçin yükseldiği sorusuna verilecek yanıt şudur: Arsanın ileriki dönemdeki getiri potansiyeli yükselmiştir. Bu basit örnekten hareketle, bir sermaye malının piyasa değerinin teorik açıklamasını şöyle yapabiliriz: Bir sermaye malının piyasa değeri -ya da kapital değeri- ileride elde edileceği umulan gelirin bugünkü değeridir. Bu örneği biraz daha geliştirirsek, belirli miktarda sermaye piyasa faiz haddiyle büyütüldüğünde, böylece büyütülmüş olan sermaye aynı faiz haddi kullanılarak başlangıç değerine dönüştürülebilir. Başlangıç sermayesinin büyüme katsayısını faiz haddinin belirlediği açıktır.

Bu örneği kullanarak, OYAKBANK'a verilen 2,7 milyar doların nasıl değerlendirilmesi gerektiğini irdeleyelim. Şöyle bir soru formüle edelim: 2,7 milyar dolarla Türkiye'ye gelmiş olan bu firma, bu parayı, niçin çok daha kısa süre içinde yüzde 10'un üzerinde reel faiz kazancı sağlanabilen spekülatif  piyasada değerlendirmeyip, OYAKBANK'ın satın alınmasında kullanmıştır. Bunun anlamı şudur ki, OYAKBANK'ın ilerideki getirisi piyasa faiz haddinin çok üzerinde  öngörülmektedir. Diğer bir ifade ile, OYAKBANK'ı almış olan yabancı firma, Türkiye'de piyasa faiz haddinden daha yüksek oranda gelir elde etmeyi ummaktadır.

Yukarıdaki analiz salt yatırılan paranın getirisi üzerinden yürütülmüştür. Oysa, ülkemizde banka sisteminin yabancılar tarafından ele geçirilmesi sadece maddî anlamda getiri hesabı üzerinden değerlendirilemez. Banka sistemi bir ülkede kredi sistemini de elinde tutuyor demektir. Bir ülkede geçerli kredi sistemi, aynı zamanda o ülkenin tüketim ve üretim patikalarını da büyük ölçüde belirler. Bu demektir ki, kredi mekanizması tüketim ve üretim kanallarını etkilemekte ve söz konusu piyasaların şekillendirilmesinde önemli rol oynamaktadır.

Görülüyor ki, bankaların yabancılara satılması konusunu salt gelir-gider olarak ele almak yeterli değildir. Böyle bir operasyonun tüm ekonomiye çok yaygın etkisi söz konusudur. Bunun dışlında, elde edilen kazancın merkeze transferi esnasında da ekonomiden çok önemli nakit çıkışı gerçekleşir. Ekonomi üzerinde çok yönlü olumsuz etkisi olabilecek böyle bir satış işlemini bazı bankacıların salt fiyat ilişkisine dökerek, uygun fiyata satılmış gibi beyanat vermeleri çok talihsiz olarak görülmelidir.

yazici   mail
Seçmen denen garip mahluk
Aydemir Güler
Bu nasıl bir mantık?
İzzettin Önder