www.soL.org.tr
AB işareti patronlardan geldi
4 Mart 2008, Salı

Liberallerin AB çıkışının öncesinde sermaye temsilcisi kuruluşlardan gelen seri açıklamalar dikkat çekiyor. TÜSİAD öncülüğünde başlatılan süreç, diğer sermaye örgütlerinin desteğiyle sürüyor.

soL Türkiye’nin önde gelen liberallerinin önceki gün açıkladıkları “Hükümeti göreve çağırıyoruz” metninin, Türk Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) ve diğer sermaye temsilcisi kuruluşların bir dizi açıklamasının ardından gelmesi dikkat çekiyor. 

Liberallerin Avrupa Birliği’ne (AB) işaret ettikleri bildiri, AKP’ye karşı yükselen memnuniyetsizliği sermaye eliyle Avrupa Birlikçi bir kanalda şekillendirme çabası olarak değerlendirildi.

Bildirinin yayınlandığı dergide, sermaye temsilcisi örgütlerin açıklamalarının da yer alması, tesadüf olarak görülmüyor. 

TÜSİAD daha önce uyardı
Liberallerin bildirisinin gerisine bakıldığında, TÜSİAD’in bir süredir hükümete “AB reformlarını aksatıyorsunuz” eleştirisini getirdiği görülüyor.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Isparta Girişimci Sanayici İş Adamları Derneği’nin (IGSİAD) iki hafta önce düzenlediği bir etkinlikte, liberal bildiriye benzer biçimde “Çok vakit kaybettik” tespitinde bulunmuştu.

AB’nin siyasi gerilimlere çare olacağı mesajını veren Yalçındağ “Duraklamaya uğrattığımız reformları yeniden devreye sokarak, AB sürecini iyi yöneterek kalıcı bir yapısal dönüşüm sağlayabiliriz. Bunun için öncelikle gündemi yerli yerine oturtmak zorundayız. Türkiye dar gündemde ve kutuplaştırıcı siyasetler yüzünden çok zaman kaybetti. Bugün artık kutuplaşma ve gerginlik içine girmek yerine ülkemizin ve tüm bireylerin refahını artıracak ekonomik ve sosyal politikalar çerçevesinde kenetlenmekteyiz” diye konuşmuştu.

AB ekonomiye de çare
TÜSİAD üyesi ve Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ise, holdingin geçen hafta düzenlediği Yıllık Bilgilendirme Toplantısı’nda “Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı olan Avrupa’da önemli bir yavaşlama görmüyoruz. Türkiye’nin ihracatı devam ettiği sürece sorun yok” diyerek AB’nin ekonomik önemine işaret etmişti.

Sabancı, son dönemde hükümetin ekonomi gündeminde yeterince adım atmadığını vurgulamış; ekonominin geri planda kalmasının bir nedeni olarak, “2007 yılında Avrupa Birliği süreci yavaşlamasını” göstermişti.

İSO: AB istihdam kapısı
Bünyesinde Avrupa Birliği Bilgi Merkezleri’ni barındırarak Türkiye’de AB sürecinin en büyük destekçilerinden olan İstanbul Sanayi Odası (İSO), geçen haftaki açıklamalarıyla AB süreci destekçiliğine tekrar hız verdi.

İSO’nun açıklaması, AB'ye aday üyelik statüsünün alınmasının hemen ardından olduğu gibi, bu kez de eğitimli nüfus kesimlerini hedef aldı. AB Bilgi Merkezi’nden yapılan açıklamada “Türkiye-AB müzakerelerinin devam ediyor olması, devlet kurumlarının, sektörel örgütlerin ve şirketlerin AB müktesebatını inceleme ve uygulama amaçlı yetişmiş uzmanlara duyacağı ihtiyacın da devam edeceği anlamına geliyor” denildi.

Açıklamanın, üniversite mezunları arasında işsizliğin hem Türkiye'de, hem de AB'de yüksek düzeye ulaştığı bir dönemde yapılması dikkat çekti. 

Tüm patronlar bir arada
Liberallerin yayınladıkları bildiriyle sermaye örgütleri arasındaki bağ, bildirinin yer aldığı Radikal gazetesi eki Kriter’ce de teyit edildi.

Bildirinin yer aldığı sayıda yer alan ve kendi cephelerinden AB’nin neden gerekli olduğunu anlatan isimlerden bazıları şunlar:

Arzuhan Yalçındağ (TÜSİAD Başkanı), Ömer Bolat (MÜSİAD Başkanı), Tuğrul Kudatgobilik (TİSK Yönetim Kurulu Başkanı), Tahir Uysal (YASED Başkanı), Oğuz Satıcı (TİM Başkanı), Celal Beysel (TÜRKONFED Başkanı), Süleyman Orakçıoğlu (İTKİB Başkanı), Tamer Dinçşahin (UND Başkanı), Şemsi Bayraktar (TZOB Genel Başkanı), Bendevi Palandöken (TESK Başkanı), Tanıl Küçük (İSO Başkanı)
yazici   mail