www.soL.org.tr
Küba: Gıdadan biyo-yakıt üretmek insanlık dışı
19 Mayıs 2008, Pazartesi

ABD tarafından desteklenen gıda maddelerinden biyo-yakıt üretme planını sert bir biçimde eleştiren Küba Birinci Devlet Başkan Yardımcısı Jose Ramon Machado Ventura, Avrupa Birliği ülkelerini, üçüncü dünya ülkelerinin kalkınmasını engellemeden sorumluluklarını yerine getirmeye çağırdı.

resim

Havana, 19 Mayıs (Prensa Latina) Küba Birinci Devlet Başkan Yardımcısı Jose Ramon Machado Ventura, gıdalardan biyo-yakıt üretimi gibi kötü bir stratejiye; bilimsel argümanlar ve günlük yaşamın çürütülemez kanıtlarıyla karşı gelinmesi gerektiğini vurguladı.

Kübalı lider; 5'inci Latin Amerika ve Karayipler - Avrupa Birliği Zirvesi'ndeki "Sürdürülebilir Kalkınma: Çevre, İklim Değişikliği, Enerji" başlıklı yuvarlak masa toplantısındaki konuşmasında "Sürdürülebilir kalkınma, değerlerimizde ve mevcut eşitsizliklerle olduğu gibi gelecekteki zorluklarla başa çıkışımızda da bir devrim anlamına geliyor" dedi.

Prensa Latina konuşmanın tam metnini yayımlıyor:

Ekselansları,

Bundan 16 yıl önce Rio de Janeiro'da yapılan Çevre ve Gelişim üzerine Birleşmiş Milletler Konferansı'nda Fidel Castro çok önemli bir uyarıda bulunmuştu: "Kendi doğal yaşam koşullarını hızlı ve süre giden bir şekilde yıkması sonucu önemli bir tür yeryüzünden yok olmanın eşiğinde: İnsan". Zaman onu haklı çıkardı.

Sözümüzü sakınmayalım: Bizler; kapitalizm tarafından dayatılan üretim, dağıtım ve tüketim akıldışı şekilde sürdükçe, sürdürülebilir kalkınmaya sahip olmayacağız; iklim değişikliğinin olumsuz etkileri ne durdurulabilecek ne de geri döndürülebilecek ve çevre gelecek kuşaklar için korunamayacak. Neoliberal politikaların küreselleşmesi krizi ağır bir şekilde kötüleştirdi.

Bugün insanlığı tehdit eden yaşamsal krizle yüzleşmek kalkınmaya en çok ihtiyacı olanların kalkınmasını engelleyerek yapılamaz. Bizlere ortak ama farklı sorumluluklar düşüyor. Eşitsiz olarak ve bencilce zenginliği, teknolojiyi biriktirenler ve 1850'den beri sera etkisi yaratan gaz salınımlarının yüzde 76'sına neden olanlar bu çabanın ağırlığının çoğunu sırtlanmalılar.

Gelişmiş ülkeler Kyoto'da verilen sözleri onurluca yerine getirmeli ve buna ek olarak güney ülkelerinde bu çabalara destek olmak için ek kaynakları harekete geçirmeliler.

Örneğin eğer ABD 2008 mali yılında 696 milyar dolar gibi astronomik rakamlara ulaşan askeri bütçesinin ufak bir parçasını sürdürülebilir kalkınmaya resmi destek amacıyla yeniden dağıtsaydı, bu çabaya yaşamsal bir destek vermiş olurdu. Bazıları gezegenin en yüksek askeri bütçelerine sahip olan Avrupa Birliği ülkeleri bu yönde ilk adımı atabilir ve ana müttefiklerinin bu adımları takip etmesini sağlayabilirler.

Her geçen gün sayıları artmakta olan bazı ülkeler artık pek çok gıda ürününün bedelini ödeyememektedir. Açlık can almaya devam etmekte ve bu durum giderek kötüleşmektedir. ABD başkanı tarafından geliştirilen gıdalardan biyo-yakıt üretimi gibi kötü bir plana; bilimsel argümanların gücü ve günlük yaşamın vazgeçilemez kanıtları ile karşı gelinmesi gerekir.

Sürdürülebilir kalkınma, değerlerimizde ve mevcut eşitsizliklerle olduğu gibi gelecekteki zorluklarla başa çıkışımızda da bir devrim anlamına geliyor. Tasarruf, akılcılık ve verimlilik ekseninde küresel bir enerji devrimi gerçekleştirmeliyiz.

Küba, Avrupa Birliği üyelerinin görevlerini yerine getireceğini umuyor. AB üyelerinin ve diğer gelişmiş ülkelerin sorumlu tavırları, sera gazı salınımlarını 2020 yılında gelindiğinde 1990'lara kıyasla yüzde 40'ın altında olmayacak bir orana indirme öngörülerini hızlandırmayı sağlar.

Temiz teknolojilerin üretimi ve yenilenebilir enerji kaynaklarının ithalatında lider olan Avrupa Birliği, bu teknolojileri tamamen tercih edilebilir koşullar altında Latin Amerika ve Karayip ülkeleriyle geri kalan üçüncü dünya ülkelerine transfer etmek amacıyla bir mekanizma yaratmaya uygun durumdadır.

Burada sadece bir örnek vereceğim: Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti'nin insanlarının ve hükümetinin sahip olduğu cömertlik ile PETROCARIBE  ve ALBA gibi girişimler Avrupa Birliği tarafından takip edilmesi gereken örneklerdir.

Zaman, demagojiye yer vermeden dayanışmacı bir ruhla harekete geçmek için olgunlaşmıştır.

Teşekkürler.

yazici   mail